DÜNYA

Yusuf Alabarda : Şerrinize mayalıyız mösyö!

Tarih
09 Aralık 2021
İzlenme
980 Kişi

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in ziyaretinden sonra Orta Doğu ve Körfez ülkeleri arasındaki diplomasi trafiği baş döndürücü bir şekilde devam ediyor...

Erdoğan’ın ziyareti öncesinde Fransa Devlet Başkanı Macron’un Suudi Arabistan ve BAE ziyareti, arkasından Erdoğan’ın 7. Yüksek Stratejik Komite Toplantısı için Katar ziyareti, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın (MbS) da Erdoğan ile aynı zamanda Katar’da bulunması, bu esnada BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun bin Zayed Al Nahyan’ın İran’da temaslarda bulunması sanırım bu trafiğe dair yeterli ipucu sunmakta.

Doha’da Türkiye ile Katar arasında imzalanan 15 anlaşma iki ülke arasındaki ilişkilerin ismi ile müsemma stratejik bir düzeyde devam ettiğinin en güzel göstergesi...

Muhammed bin Selman da Katar’da

Muhammed Bin Selman'ın İktidar Yürüyüşü Ve Ortadoğu | Yorum | SETAErdoğan’ın Katar ziyareti sırasında Muhammed bin Selman’ın da Katar’da bulunmasının, Katar tarafından ‘tesadüf’ diyerek izah edilmesi, şartlar ne olursa olsun bir konuyu değerlendirmemiz açısından son derece kıymetli.

Malumunuz, Suudi Arabistan BAE ile birlikte 2017 yılında Katar’ı sözde ‘terörü destekleyen devlet’ olarak nitelendiren provokatif bir iddiayı ortaya atarak, derhâl yerine getirilmesini talep ettikleri 13 maddelik şartlar listesini Katar’a bir ültimatom ile iletmişler, daha sonra da Katar’a yönelik blokaj ve ambargo sürecini başlatmışlardı.

Katar’a dikte edilmeye çalışılan bu 13 maddelik şartlar içinde, Türkiye ile olan askerî anlaşmaların derhâl iptal edilmesi ve ülkedeki Türk askerî varlığına hemen son verilmesi vardı. Bunun yanında Katar merkezli haber kanalı El Cezire’nin kapatılmasından, DEAŞ ve El-Kaide’ye verilen sözde desteğin Katar tarafından derhâl sonlandırılmasına kadar varan ve devlet aklı olan ülke liderlerinin asla ortaya koymaması gereken şartlar da mevcuttu.

Her Şeyi Satın Alan KATAR Nasıl Bir Ülke ? - YouTubeKatar’ın ortaya koyduğu dirayetli siyaset ile bu maddelerin hiçbiri uygulamaya konulmadı. Daha sonra bu nobran siyasetin bir sonuç üretmediğini anlayan Suudi Arabistan ve BAE geri adım atarak Katar ile bu yıl içerisinde ilişkilerini normalleştirdiler.

"Katar’da 10 gün içinde tek bir Türk askeri kalmayacak" ültimatomunu veren Muhammed bin Selman’ınistemediği Türk askeri ve o askerin Başkomutanı ile birlikte aynı anda Doha’da bulunması elbette çok manidardır.

Türkiye’de sürekli olarak "BAE ve Suudi Arabistan ile olan ilişkilerde ne oldu da Türkiye bu ülkeler ile tekrar bir iyileşmeye gidiyor" diyerek, hâlâ nelerin olduğunu anlamak istemeyen zihniyetin kuşkusuz görmesi gereken fotoğrafın bu olduğunu düşünüyorum.

Gerçi Libya’da ve Somali’de olanı biteni görememiş, Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarının nasıl bir siyaset sonucunda kurtarıldığını idrak edememiş ve "maalesef Türkiye Azerbaycan’a silah gönderiyor" diyebilmiş formatlı kafaların bu gelişmeleri rasyonel akıl ile değerlendirmesini elbette beklemiyorum...

Körfez ülkeleri neden direksiyonu kırdı?

Erdoğan: Katar'ın milletimizin gönlünde farklı bir konumu vardırKörfez ülkelerinin bu siyaset değişikliğinde kuşkusuz Biden yönetiminin ortaya koyduğu siyasetin tesiri oldukça fazla. ABD yönetimi bölgede meydana gelecek menfi gelişmelerden mütevellit, dikkatinin dağılmasını istemiyor.

İstemiyor çünkü ABD, Çin’in çevrelenmesi ve Rus yayılmacılığının sınırlandırılmasına teksif olmuş vaziyette. Ayrıca Afganistan’ı terk eden ABD’nin geride bıraktığı tablo, ister istemez bu ülkelerin bu coğrafyada kendi meseleleriyle baş başa kalabileceğini de ülke yönetimlerine bir kez daha hatırlattı.

Bunun yanında Paris İklim Anlaşması ve bu doğrultuda ortaya konan küresel siyaset, tüm dünyada her geçen gün fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltıyor. Fosil yakıtlara olan ihtiyacın her geçen gün azalacak olmasının Körfez ülkelerini etkilememesi mümkün mü?

Elbette değil…

Çin ve yeşil enerji

Erdoğan ekonomide yol haritasını anlattı: Çin de böyle büyüdü - Son Dakika Flaş HaberlerHepimizin malumu olduğu üzere Çin enerjiye aç bir ülke olarak petrole olan bağımlılığı devam eden bir ülke. Her ne kadar Çin yeşil enerji konusunda çok stratejik yatırımlar yapmaktaysa da, hâlihazırda petrole olan ihtiyacı son derece stratejik. Bu yüzden Çin geçtiğimiz aylarda İran yönetimi ile petrol karşılığı 400 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. Çin’in çevrelenmesi siyaseti ile doğru orantılı olarak Körfez ülkelerinin de pusulalarını şaşırmamaları ABD açısından son derece kritik.

Suudi Arabistan ve Aramco tesislerine saldırılar

Malumunuz 14 Eylül 2019 tarihinde Suudi Arabistan’daki Aramco tesislerine kapsamlı saldırılar gerçekleştirildi. Aradan geçen bunca zamana rağmen Aramco tesislerine gerçekleştirilen saldırının faillerine dair elle tutulur bir kanıt ortaya koyan oldu mu?

2019 yılının hemen başlarında Aramco’nun %5’inin halka arz edilmesinin düşünüldüğü günlerde, Muhammed bin Selman’ın umuda yolculuk da diyebileceğimiz bir Çin ziyareti olmuştu. Şubat 2019’da gerçekleşen bu ziyaretin ardından, Aramco petrol tevzi istasyonlarına gerçekleştirilen saldırı Suudi Arabistan yönetimine istikballerini Çin’de aramamaları gerektiğine dair net bir uyarıydı. Her ne kadar saldırıyı Yemen’deki Husi’lere ve İran’a bağlayanlar olduysa da Muhammed bin Selman alması gereken mesajı almıştı...

Fransa’nın ucuz siyaseti

Anketler Macron için alarm verdi - En Son HaberlerTürkiye’nin Körfez ülkeleriyle olan ilişkileri yumuşatma eğilimi Paris’in tansiyonunu çıkarmış olmalı ki ucuz siyasi hamlelere başlamakta gecikmediler. Cemal Kaşıkçı’nın katilleri arasında olduğu iddia edilen Khalid Aedh al Otaibi isimli şahsın, Paris’te göz altına alınarak Türkiye’ye teslim edileceğine dair güvenlik kaynaklarına dayandırılan fısıltı aniden piyasaya sürüldü.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER