DÜNYA

Bekir Hazar : Nereden nereye

Tarih
12 Nisan 2025
İzlenme
559 Kişi
SULTAN Abdülhamid Han'ın yaptırdığı bir tren yolu, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasına kadar götürdü işi. Bunda ne Abdülhamid Han'ın ne de o tren yolunun suçu vardı. Bu parçalanmayı içimizdeki hainler gerçekleştirdi.

Hem de İngiliz'in vagonuna binerek. Hicaz yolu, o dönemde bizim topraklarımız olan Suudi Arabistan'da Medine'yi de geçiyor, sınırın en doğusuna dibine kadar gidiyordu. İngilizler için o dönemde soyulacak altın değerinde sömürge olan Hindistan'da Müslüman nüfus çoğunluktaydı. Bu Hicaz tren yolu sayesinde Osmanlı askerleri taşınırsa kısa sürede Hindistan'a ulaşmak ve sahiplenmek anlamına geliyordu. İngilizler mason sadrazamı avuçlarına almışlardı. Onun vasıtasıyla bu projenin İngilizlere verilmesi için Abdülhamid Han'a büyük baskı yaptırdılar.
İngilizlerin projesinde S.Arabistan'ın en doğusuna, sınıra kadar gelen bir tren yolu yoktu. Abdülhamid Han, İngilizlere çalışan mason sadrazamı reddetti.

Bunun üzerine tüm malını satıp, Londra'ya kaçan Sadrazam, orada öğrenime gelen Türk gençlerini örgütleyerek mason localarına soktu.
Tüm servetini harcayarak JÖN TÜRKLER örgütünü kurdu. O Jön Türkler devşirilmiş olarak ülkeye döndüğünde sürekli darbeler yaparak iktidarı ele geçirdi.
Kısa sürede İngilizlerin hazırladığı planları devreye sokarak ülkeyi savaşlara sürükledi ve imparatorluğu parçaladı.
Daha 1. Dünya Savaşı başlamadan Jön Türkler, İngilizlerle Musul'un paylaşımını konuşmaya başladı. Darbe yaptıktan sonra Londra'ya Musul müzakerelerine imparatorluğu temsilen çok sevdikleri Kalust Gülbenkyan'ı gönderdiler.

Bu adam Abdülhamd Han'a darbe ile devirdiklerini tebliğe giden Jön Türkler üyesi Yahudi Emanuel Karasu'nun en yakın dostuydu. Petrol, bankalar ve para imparatoru Rotschild Hanedanı'nın da emir eri ve hizmetçisi olan Gülbenkyan aynı zamanda da İngiliz vatandaşıydı. Masadaki Gülbenkyan, İngilizler ne isterse Osmanlı adına imza atıp verdi. Musul'un tüm imtiyazları o masada Londra'nın eline geçti. Hemen Türkish Petroleum Company'i kurdular. Ancak içinde hiç Türk yoktu. Savaş bittiğinde önümüze bizim adımıza imza atan Gülbenkyan imzalı anlaşmayı koydular.
Gülbenkyan'a da yüzde 5 hisse verdiler. O günden sonra Gülbenkyan tüm dünyada "Bay yüzde 5" olarak anılmaya başlandı.

"Bay yüzde 5"leri masalara bizim adımıza gönderip imza attıranlar içimizdeki Jön Türkler, İttihatçı-Masonlardı.
İngiliz elçi İstanbul'a geldiğinde Sirkeci'de CHP milletvekilinin organizasyonunda muazzam coşkulu karşılama yapan ve atları söküp arabasına "AT olarak" Taksim'deki elçiliğe kadar çığlık çığlığa sevinçle çeken bu JÖN Türklerdi. CHP milletvekili hatıralarında Jön Türkler'in o coşkusunu gururla anlatıyordu. Lozan'daki görüşmelerde Türk heyetinin içine Haim Nahum'u sokanlar da onlardı. Hizmetleri büyüktü. Türkiye 100 yılı aşkın bir süredir bu Jön Türkler'in ülke üzerinde kurduğu vesayetçi ve darbeci zihniyetle yönetildi. O yüzden diplomaside 100 yılı aşkın bir süredir sıfır çektik. Çünkü bu zihniyet bizi dışarıya kapatmıştı. Sadece kendi insanlarımızla uğraşıyor, kıyafetle, inançlarla aklımızı bozuyorduk.
Çünkü ellerine bu talimat verilmişti. Seçtikleri Erdoğan öncesi son Cumhurbaşkanları bile İran dışında tek bir ülkeye dahi gitmemişti. Diplomat olanlar tamamen "Aman Avrupa ne der, Amerika'yı kızdırmayalım" diyenlerden seçiliyordu.

Kim hükümet kurarsa kursun, diplomasiyi kurdukları askeri vesayet yürütüyor, "Ne işimiz var dışarıda" sopası daima türlü bahanelerle indiriliyordu.
Ancak şimdi her şey tam tersine döndü.

Geçtiğimiz günlerde kürsüde "Biz Jön Türkleriz" diye bağıran Özgür Özel'in CHP'si yıllardır iktidara gelemiyor. Özgür Bey meydanlarda "Reuters'a, Fransız Le Monde'a, Deutsche Welle'ye, İngiliz The Times'a, CNN International'la bütün dünyaya, Japon Asahi'ye, Financial Times'a, Der Speigel'e, Agence France Presse'e, The Guardian'a, bugün son dört tanesi bugün olmak üzere sayfa sayfa röportaj verdim." diyerek Türkiye'yi dışarıya şikayetini haykırıyor.

20'yi aşkın yabancı basına konuştuğunu gururla dile getiriyor.
O bunları konuşurken Türkiye Erdoğan liderliğinde 20'den fazla devlet başkanı ve hükümet başkanını, 150 ülkeden 70'i aşkın bakan ve 5 bin misafiri bugün Antalya Forumu'nda "Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek" başlığı altında topluyor. Jön Türk yetkilimizin briç masasında İtalyan elçiyle oyun oynarken İtalyanlara kaybettiğimiz Libya bile buraya koşuyor. Osmanlı coğrafyasının ülke başkanları ve yönetenleri Erdoğan'ın çağrısı ile Antalya'ya hücum ediyor. Türkiye, Osmanlı Coğrafyasının kavga edenlerini Ankara'da buluşturup barıştırıyor.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER