Delirecek bir noktada bu rahatsızlıkları.
Amerika'nın sırtına binerek dünyaya ayar vermeye çalışan bir İsrail vardı yakın geçmişe kadar. Ancak son dönemde masum bebekleri öldürdükleri için oluşan çığ tüm yeryüzünde Siyonizm'e karşı bir öfkeye dönüştü.
" />
Amerika'nın sırtına binerek dünyaya ayar vermeye çalışan bir İsrail vardı yakın geçmişe kadar. Ancak son dönemde masum bebekleri öldürdükleri için oluşan çığ tüm yeryüzünde Siyonizm'e karşı bir öfkeye dönüştü.
" />
BAŞKAN Erdoğan'dan muhteşem bir mesaj daha geldi;
"Dünya İsrail'den büyüktür." Erdoğan, Türkiye'nin bölgedeki gücünden ve kazanımlarından son derece rahatsız olan bir Tel Aviv'in varlığına dikkat çekti.
Delirecek bir noktada bu rahatsızlıkları.
Amerika'nın sırtına binerek dünyaya ayar vermeye çalışan bir İsrail vardı yakın geçmişe kadar. Ancak son dönemde masum bebekleri öldürdükleri için oluşan çığ tüm yeryüzünde Siyonizm'e karşı bir öfkeye dönüştü.
İsrail, bu nefretin kurucusu oldu resmen. Bebek ve çocuk öldürmeyi meşru gösterecek kadar insanlıktan çıkarak kendi ayağına sıktı.
Şimdi üzerine bindikleri ABD'de bile milyonlarca insan, akademisyen, siyasetçi, yazar, sanatçı ve öğrenci Siyonizm'in vahşet yüzünü sorguluyor, "Bizim vergilerimiz neden bu cücük kadar ülkeye katliamlar için akıyor" diye isyan bayrağı açıyor. Düne kadar bu konuda tek bir kelime etmek dahi cesaret isterdi.
Erdoğan'ın "İsrail bölgedeki gücümüzden ve kazanımlarımızdan rahatsız" sözünü de ABD'deki Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü JINSA hazırladığı raporla adeta çığlık atarak dünyaya duyuruyor.
"Türkiye ve Erdoğan potansiyel GÜÇ" başlığı ile hazırlanan rapor ABD yönetimine "Lütfen Türklere F-35 satmayın. Türkiye bölgesel güç oldu" diyerek yalvarıyor.
"Ancak Trump bizi dinlemeyebilir" diyerek endişelerini de böğürüyorlar o raporda.
JINSA CEO'su Michael Makowsky, eski ABD Ankara büyükelçisi Siyonist Edelman ve "Aman Erdoğan tekrar seçilmesin" diye avaz avaz bağıran Alan Makovsky gibi isimlerin imzası var raporda. 20 yıl öncesine kadar bu isimler Türkiye'de at koşturuyordu.
Siyonist tetikçilerin kapılarında subaylarımız, siyasetçilerimiz, yazarlarımız günlerce görüşmek için sıra bekliyordu.
Hatta öyle ileri gittiler ki, ABD'de otel salonlarında "Türkiye Genelkurmayı'nda 20 sene boyunca hangi generaller terfi edecek" diye gizli karar toplantıları bile düzenlediler.
O toplantılarda Türk generallerini ağırladılar.
Biz ülkemizdeki vesayet odaklarını son yıllarda kırdığımızı söylüyoruz.
Ancak asıl parçalara ayırdığımız, toprağa gömdüğümüz bu "ULUSLARARASI
SİYONİST VESAYET" odaklarıdır.
Ellerindeki gazetelerle Washington'dan, Londra'dan iki makale yazarlar Türkiye sallanır, hükümetler düşerdi.
Şimdi bunları takan yok.
O nedenle şizofrene döndüler, hangi limana sığınarak Türkiye'ye saldıracaklarını şaşırdılar.
Mesela bunların Michael Rubin diye bir tetikçisi var.
Çalıştığı Siyonist enstitü, ABD'deki gökdelende FETÖcülerin derneğinin bir üst katında yer alıyor. Michael FETÖ'yü bir üst kattan yönetiyor, Türkiye'de ittihatçı Batı aşığı kafaların ciddiye aldığı, yanaştığı, kapısında beklediği bir tetikçi olarak 20 yıl öncesine kadar GÜÇ zehirlenmesi yaşıyordu.
Bir cümlesi Ankara'yı sarsıyordu. Şimdi o ve birçok Siyonist eleman Türkiye'de yargılanıyor.
Bu ülkeye ayak basarlarsa tutuklanacak hale geldiler.
O yüzden Türkiye'de geçmişte GÜÇ krallığı yaşayan Michael Rubin gibi tetikçiler Yunanistan veya Kıbrıs Rum kesiminin gazetelerinde makale yazarak Türkiye'ye saldırıyor, bu cücüklere düşmüş bir zavallıyı oynuyor.
Dünya değişiyor, yeryüzü ve Türkiye üzerindeki Siyonist hegemonya sıfırlanıp çöpe atılıyor. O yüzden deliren bu tayfa ellerindeki tüm medyada, ülkesini uluslararası arenada yerden yere vurmaktan zevk alan ittihatçılarımıza çarşaf çarşaf sayfalarını açıyor.
Bunlardan medet umuyor. Tekrar Eski Türkiye'ye ulaşmak için tabii ki her türlü, hile, fitne ve fesadı, oyunu sergileyeceklerdir. CHP lideri Özgür Özel'e yapılan saldırıyı bu açıdan bakıyorum. Taksim'de sürekli otelde kalacak parası olan provokatör, restaurantta çalışıyor.
Herhalde çalıştığı yerde bile karnı doyuyordur.
Ancak "CHP'den yemek kartı istedim vermediler" diyecek kadar da çelişkili kullanışlı bir eleman.
Bir CHP'li milletvekili hemen ortalığı bulandırmak istedi "Saldırgan Osmanlı çocuğu olduğunu söyledi" dedi. Zafer Partisi kurucu üyesi ağabeyi özenle seçilmiş saldırgan kardeşi için "Osmanlı çocuğuyum dediğini sanmıyorum.
Kardeşim koyu bir Atatürkçü" diyerek yalanladı. Bu tür olaylarda oyuna gelmek ve birilerine çanak tutmak yerine, maşaları tutanları konuşmamız gerekiyor.
yazının devamı
"Dünya İsrail'den büyüktür." Erdoğan, Türkiye'nin bölgedeki gücünden ve kazanımlarından son derece rahatsız olan bir Tel Aviv'in varlığına dikkat çekti.
Delirecek bir noktada bu rahatsızlıkları.
Amerika'nın sırtına binerek dünyaya ayar vermeye çalışan bir İsrail vardı yakın geçmişe kadar. Ancak son dönemde masum bebekleri öldürdükleri için oluşan çığ tüm yeryüzünde Siyonizm'e karşı bir öfkeye dönüştü.
İsrail, bu nefretin kurucusu oldu resmen. Bebek ve çocuk öldürmeyi meşru gösterecek kadar insanlıktan çıkarak kendi ayağına sıktı.
Şimdi üzerine bindikleri ABD'de bile milyonlarca insan, akademisyen, siyasetçi, yazar, sanatçı ve öğrenci Siyonizm'in vahşet yüzünü sorguluyor, "Bizim vergilerimiz neden bu cücük kadar ülkeye katliamlar için akıyor" diye isyan bayrağı açıyor. Düne kadar bu konuda tek bir kelime etmek dahi cesaret isterdi.
Erdoğan'ın "İsrail bölgedeki gücümüzden ve kazanımlarımızdan rahatsız" sözünü de ABD'deki Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü JINSA hazırladığı raporla adeta çığlık atarak dünyaya duyuruyor.
"Türkiye ve Erdoğan potansiyel GÜÇ" başlığı ile hazırlanan rapor ABD yönetimine "Lütfen Türklere F-35 satmayın. Türkiye bölgesel güç oldu" diyerek yalvarıyor.
"Ancak Trump bizi dinlemeyebilir" diyerek endişelerini de böğürüyorlar o raporda.
JINSA CEO'su Michael Makowsky, eski ABD Ankara büyükelçisi Siyonist Edelman ve "Aman Erdoğan tekrar seçilmesin" diye avaz avaz bağıran Alan Makovsky gibi isimlerin imzası var raporda. 20 yıl öncesine kadar bu isimler Türkiye'de at koşturuyordu.
Siyonist tetikçilerin kapılarında subaylarımız, siyasetçilerimiz, yazarlarımız günlerce görüşmek için sıra bekliyordu.
Hatta öyle ileri gittiler ki, ABD'de otel salonlarında "Türkiye Genelkurmayı'nda 20 sene boyunca hangi generaller terfi edecek" diye gizli karar toplantıları bile düzenlediler.
O toplantılarda Türk generallerini ağırladılar.
Biz ülkemizdeki vesayet odaklarını son yıllarda kırdığımızı söylüyoruz.
Ancak asıl parçalara ayırdığımız, toprağa gömdüğümüz bu "ULUSLARARASI
SİYONİST VESAYET" odaklarıdır.
Ellerindeki gazetelerle Washington'dan, Londra'dan iki makale yazarlar Türkiye sallanır, hükümetler düşerdi.
Şimdi bunları takan yok.
O nedenle şizofrene döndüler, hangi limana sığınarak Türkiye'ye saldıracaklarını şaşırdılar.
Mesela bunların Michael Rubin diye bir tetikçisi var.
Çalıştığı Siyonist enstitü, ABD'deki gökdelende FETÖcülerin derneğinin bir üst katında yer alıyor. Michael FETÖ'yü bir üst kattan yönetiyor, Türkiye'de ittihatçı Batı aşığı kafaların ciddiye aldığı, yanaştığı, kapısında beklediği bir tetikçi olarak 20 yıl öncesine kadar GÜÇ zehirlenmesi yaşıyordu.
Bir cümlesi Ankara'yı sarsıyordu. Şimdi o ve birçok Siyonist eleman Türkiye'de yargılanıyor.
Bu ülkeye ayak basarlarsa tutuklanacak hale geldiler.
O yüzden Türkiye'de geçmişte GÜÇ krallığı yaşayan Michael Rubin gibi tetikçiler Yunanistan veya Kıbrıs Rum kesiminin gazetelerinde makale yazarak Türkiye'ye saldırıyor, bu cücüklere düşmüş bir zavallıyı oynuyor.
Dünya değişiyor, yeryüzü ve Türkiye üzerindeki Siyonist hegemonya sıfırlanıp çöpe atılıyor. O yüzden deliren bu tayfa ellerindeki tüm medyada, ülkesini uluslararası arenada yerden yere vurmaktan zevk alan ittihatçılarımıza çarşaf çarşaf sayfalarını açıyor.
Bunlardan medet umuyor. Tekrar Eski Türkiye'ye ulaşmak için tabii ki her türlü, hile, fitne ve fesadı, oyunu sergileyeceklerdir. CHP lideri Özgür Özel'e yapılan saldırıyı bu açıdan bakıyorum. Taksim'de sürekli otelde kalacak parası olan provokatör, restaurantta çalışıyor.
Herhalde çalıştığı yerde bile karnı doyuyordur.
Ancak "CHP'den yemek kartı istedim vermediler" diyecek kadar da çelişkili kullanışlı bir eleman.Bir CHP'li milletvekili hemen ortalığı bulandırmak istedi "Saldırgan Osmanlı çocuğu olduğunu söyledi" dedi. Zafer Partisi kurucu üyesi ağabeyi özenle seçilmiş saldırgan kardeşi için "Osmanlı çocuğuyum dediğini sanmıyorum.
Kardeşim koyu bir Atatürkçü" diyerek yalanladı. Bu tür olaylarda oyuna gelmek ve birilerine çanak tutmak yerine, maşaları tutanları konuşmamız gerekiyor.
yazının devamı
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ
Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.