GÜNCEL

Yusuf Alabarda : Sizi rahatsız etmek için yazdım

Tarih
01 Ağustos 2022
İzlenme
1345 Kişi

Bu yaz gününde siyaset ve dünya gündeminden biraz kopmak maksadıyla Ankara’dan kısa kaçışlarımdan birini daha yaptım ve sıla-i rahim kapsamında memlekete geldim.

Gündemden istesek de kaçış yok, nereye gitsem insanlar ister istemez gündemi konuşuyorlar ve gündeme dair sualler tevcih ediyorlar.

İstanbul’daki yoğun program trafiğimi de Edremit Koca Seyit Havalimanı üzerinden çok rahatlıkla çözebiliyorum. Tüm gidiş ve gelişlerde dikkatimi çeken hava yolları artık neredeyse tüm vatandaşlarımızın bir şekilde hayatına girmiş vaziyette.

Turizm sezonu ise gördüğüm kadarı ile son derece canlı.

2021 yılında Türkiye’ye yaklaşık 30 milyon turist geldi. 24,5 milyar dolar bir gelir elde edildi ve bu rakamlar ile pandemi döneminde Türkiye dünyada en çok turist çeken dördüncü ülke konumuna yükselmişti.

2022 yılında ise hedef 42 milyon turist ve 35 milyar dolar bir gelir beklentisi var.

Asıl hedef ise 2023 yılında.

Bu yıl Edremit körfezinden tutun da Hatay’a kadar tüm sahiller olabildiğince dolu, âdeta iğne atsan yere düşmüyor.

Keza Karadeniz her geçen yıl daha yoğun bir yayla turizminin odağı hâline geliyor.

Pekiyi her yaz geldiğinde Ege ve Akdeniz’de denize girmek olmazsa olmaz bir rutin midir?

Kesinlikle hayır lakin öyle bir hava estiriliyor ki her kim yaz ayında denize gitmezse çok büyük bir ritüeli eksik yapmış gibi değerlendiriliyor. Daha düne kadar ana ve babalarımızın hayatlarında yer almayan birçok şey bugün âdeta yapılması zaruret hâline gelmiş bir ritüel gibi.

Elbette zaman içerisinde insanların refah seviyeleri arttıkça bu durum rutinlerimize de tesir ediyor lakin Anadolu’daki medeniyet havzalarından bihaber çok büyük bir güruhun tatil denildiğinde kumların üzerinde hiçbir şey yapmaksızın anlamsızca yatması nasıl ve ne ile izah edilebilir?

Edirne’de Selimiye’yi, Divriği’de taşa kazınmış bir sanat eseri olan Divriği Ulucami’yi, Doğubeyazıt’taki İshak Paşa Sarayı’nı, Çorum’daki Hitit uygarlığını görmeksizin her yaz Bodrum’a gitme telaşının izah edilebilir yönü olması lazım.

Kayseri’de, Konya’da, Amasya ve Tokat’ta, Ahlat’ta ve Diyarbakır’da Selçuklunun ruhunu teneffüs etmeden nasıl bu toprakların evladı olabiliriz?

Bu cuma günü bulunduğum Zağnos Paşa Camii’nde alnımı secdeye koyduğumda aklımdan geçen ‘Eğer Fatih Sultan Mehmed Han ile sarılıp kucaklaşmış Zağnos Paşa ile aynı mekânda secdeye vardığımın idrakinde değilsem tarih şuurumun olduğundan emin olabilir miyim?’ suali hâlâ içimi ürpertiyor.

Keza o ulu mabetten milleti istiklal mücadelesine davet eden Mehmet Akif Ersoy’u nasıl anlayabiliriz?

Zağnos Paşa minberinden Kastamonu’daki Nasrullah Camii’nin minberine uzanan ruh yolculuğunu nasıl anlayabiliriz?

Ne diyordu Mehmet Akif meşhur Nasrullah Camii’ndeki vaazında?

İslam’ın son mültecası (sığınağı) olan bu güzel toprakları düşman istilası altında bırakmayalım. Yeisi, meskeneti, ihtirası, tefrikayı büsbütün atalım, azme, mücadeleye, vahdete sarılalım. Cenab-ı kibriya Hak yolunda mücadele için meydana atılan azim ve iman sahipleriyle beraberdir.’

Anadolu’yu karış karış gezmeden bu toprağın kıymetini bilmem ne koyunda denize girerek mi anlayacağız?

Kültür ve medeniyet anlayışımızı sadece alengirli sofralarda ahkam keserek mi keşfedeceğiz ve tekâmül ettireceğiz?

 

Kültürel iktidar

 

Ne diyordu Yahya Kemal Beyatlı ‘Kökü mazide olan atiyiz’

Öyle miyiz gerçekten?

Kökümüzün çok derinlerde olduğu bir hakikat lakin biz bunun ne kadar farkındayız acaba?

Kaçımız Anadolu, Suriye, Irak ve Kirman Selçuklularından haberdar?

Bursa’da ikamet eden kaç kişi Orhan Gazi’yi hakkını verecek ölçüde biliyor, İnegöl ilçesinde mukim vatandaşlarımızın kaçı bu toprakları vatan eyleyen Geyikli Baba’yı hakkı ile biliyor?

Bu vesileyle konuyu hakkı ile ele alan muhteşem eseri ‘Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler’ için merhum Ömer Lütfi Barkan’ı rahmet ile yâd ediyorum. Yoksa Anadolu’ya Azerbaycan-Hoy’dan geyikler üzerinde gelen Geyikli Baba’dan nasıl haberdar olurduk?

Zaviyelerin bu toprakların bize ait olma noktasındaki fonksiyonunu bu anlam genişliği içerisinde nasıl anlayabilirdik?

Bu hakikatlerden mahrum bir nesil yetişirken mahallî idarelerin konser ve şarkıcı düşkünlüklerini ne ile izah edebiliriz?

Kökleri mazide olan atiyi nasıl inşa edeceğiz?

Gençlerimizi asla suçlamam lakin büyük bir çoğunluğunun sosyal medya hesaplarında sadece kum ve güneşin olması sadece beni mi ürkütüyor?

 

Bir diğer sorun da evlenme masrafları

 

Anadolu’da yaz ayları aynı zamanda evlenme zamanıdır. Araya bir de pandemi girince ertelenen birçok evlilik bu yaz yapılıyor.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER