Ak Parti iktidara geldiğinde yiyecek maddelerinden hangisini baz alırsanız alın..
Asgari ücretle kıyasladığınızda, bugün çok daha fazlasını alabiliyorsunuz..
Kimisinde % 30, kimisinde % 50 oranında, daha fazla gıda ürünü satın alabiliyorsunuz.
Ekmekten başlayın. Ete kadar.. Peynire kadar..
Ama solcu kafa, “5 sene önce 100 TL’ye aldığımız” diye başlıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den bahsediyorum..
5 sene önceki asgari ücretle, bugünkü asgari ücreti hiç kıyaslamadan.
Sanki asgari ücret hiç artmamış.
Ama gıda ürünleri artmış gibi, bize algı yapıyor..
2002 yılındaki asgari ücretle bugünkü asgari ücreti kıyasladığınızda, kaç kat artış var ise..
Ondan çok daha azı gıda ürünlerinde yaşandı diyorum..
İster ENAG, ister başkanı Prof. Veysel Ulusoy, isterse Prof. Özgür Demirtaş, kim varsa gelsin, somut kıyaslamaları yapalım diyorum..
Bu iddialı cümleden sonra, şunu da belirteyim.
Gıda ürünlerindeki artış oranının, asgari ücretin gerisinde kaldığı tespitimizi bozmadan.
Gıda ürünleri içinde bazılarının, diğer ürünlere göre, biraz daha farklılaştığını da kabul edelim.
Bunlardan birisi de kırmızı et..
Kırmızı ette de, asgari ücret artışı, kırmızı et fiyat artışından yüksek..
Ama diğer ürünlerle kıyasladığımızda, kırmızı ette, çakallığın biraz daha belirgin olduğu da görülüyor.
Buna rağmen..
Şu algı da yalan..
“Kırmızı et fiyatlarındaki artış sebebi ile çocuklarımız artık et yiyemiyor. Kasaplar, 100 gram kıyma alanlardan bahsediyor. Çocuklarımız protein alamıyorlar.”
Bu algı için, yalan dedim..
Tabii ki tekil olaylardan bahsetmiyoruz. O, dün de olabilir, bugün de olabilir.
Ama genel anlamda, halkımızın artık kırmızı et tüketemediğini söyleyebilmemiz için, ne olması gerekir.
Düne göre, kişi başına düşen et tüketiminin azalması gerekir..
En azından yerinde sayması gerekir..
Peki öyle mi?
Rakamlar çok net.
Öyle kıvırtacak, evirip çevirecek küçük farklılıklar değil..
2022 yılında kişi başına tüketilen et miktarı 12 kg.
2024 yılında ise, 24 kg.
Küsuratları var.. Sizleri yormamak için, es geçiyorum.
Kişi başına tüketilen et miktarı, yüzde 100 artmış iken..
“Çocuklarımız artık kırmızı et tüketemiyor” yalanı nasıl söylenir?
Solcu olursanız, söylenir..
“Yalan.. Yalan.. Yalan..” dedik..
Günlerce aylarca söyledikleri kırmızı et üzerinden yalanın bir benzeri, zeytin ağaçlarında..
İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu bile çıkmış, yalanlar eşliğinde, kendisini gülünç duruma düşen yorumlarda bulunuyor..
“Zeytinlikleri sarayın bahçesine taşıyın” diyerek, aklısıra siyasi iktidar ile alay ediyor..
Önceki gün de Karar gazetesi birinci sayfasından bu yalanlara eşlik etmişti: “205 milyon zeytin ağacının kaderi” diye başlayan cümle ile sanki çıkarılacak kanun ile zaten azalmış olan zeytin ağaçlarının köküne kibrit suyu dökülecekmiş gibi bir algı yapmıştı..
Tarım Bakanlığı yetkilileri, resmi rakamları açıklamış..
2002 yılında Türkiye genelindeki zeytin ağacı sayısı 96 milyon iken..
2024 yılında zeytin ağacı varlığımız 205 milyona çıkmış..
Hokkabazlığı görüyor musunuz?
Cumhuriyet tarihinin, AK Parti öncesindeki 80 yılında, Osmanlı devleti döneminden kalan mirası da ekleyerek söylüyoruz, toplam zeytin ağacı varlığımız 96 milyon..
Sadece son 22 yıldaki fazladan ülkeye kazandırılan zeytin ağacı sayısı 109 milyon..
Eeee, noldi?
Hani Ak Parti iktidarı, zeytinlikleri bitiriyordu?
İki mislinden daha fazla yapan, hem de bunu 80 yıla kıyasla, sadece 22 yılda yapan bir siyasi iktidara, böylesine çapaçul söylemlerle hakaret etmeye, kimin hakkı var?
“Yalan, yalan yalan..”
Oturdukları yalan. Kalktıkları yalan..
Homoseksüel ilişkisinin görüntüleri ortaya çıkınca, “Artık milletvekilliğini falan bırakır, bir köşeye çekilir, insan içine çıkmaz” diye tahmin ettiğim CHP’li Mustafa Sarıgül, “311 milyon dolar buhar oldu” diye açıklama yapmış..
Sayıştay raporunu da, kendisine gerekçe olarak göstermiş..
İster istemez merak kesiliyoruz, “311 milyon dolar, nasıl buhar olmuş, kim buhar etmiş” diye bakıyorum.
Bir yıl önce, CHP’li Mahir Polat, aynı kelimelerle, aynı yalanı basın toplantısı düzenleyerek uydurmuş..
Şimdi CHP’li Mahir Polat yerine, şoförü ile homoseksüel ilişkisinin kayıtları ortaya çıkan bir başka CHP’li; Sarıgül çıkmış, konuşuyor..
Polat’ın dediği de yalan..
Sarıgül’ün dediği de yalan..
CHP’li solcular, kesin ifadelerle, “311 milyon doların buhar olduğu”nu iddia ediyorlar ama..
Dayanak aldıkları Sayıştay raporunda söylenilen şu:
“Helikopter Alımı Projesi kapsamında 2012 yılından itibaren 2018 yılına kadar Fon hesabına yaklaşık olarak 311 milyon dolar para aktarılmış, bu tutar gider hesaplarına alınmış, dolayısıyla sonraki yıllarda mali tablolarda izlenmemiştir. 31.12.2023 tarihi itibarıyla bu proje kapsamında yapılan alımlarla ilgili olarak kurum nezdinde bir muhasebe kaydı bulunmamaktadır.”
Durun, heyecanlanmayın.
Paranın buhar olduğu falan yok..
Sadece defterlerin birisine girişi yapılmış, sonrasındaki yıllarda bu rakamın bazı hesaplarda ayrıntılı şekilde tekrar tekrar takibi yapılmamış.
Sadece paranın değişik hesaplarda kaydı ile ilgili ayrıntılı bilgi düşülmemiş..
Ki, Orman Genel Müdürlüğü de, muhasebe açısından disiplini gerektiren bu uyarıyı dikkate alıp, “bu hususların yerine getirilmesi için çalışma başlattık” diye cevap vermiş.
Para buhar oldu ise, ne çalışması yapacaksınız?
Buharı tekrar, suya mı çevireceksiniz, paraya mı çevireceksiniz?
Bir defterde yazılı olan çıkış, diğer deftere kaydedilmemiş.
Sayıştay da, “Rakamları ayrı ayrı her defterde, girdisi ile ve çıktısı ile birlikte tutunuz” uyarısı yapmış.
Hepsi hepsi bu..
Aksi halde, 311 milyon doları birileri iç etti ise..
Nerede bunun suç duyurusu?
Nerede bunun zimmet çıkarılışı..
Nerede bunun yargılaması..
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.