GÜNCEL

Mehmet Beyhan : Vatan ve gençlik

Tarih
23 Mayıs 2025
İzlenme
43 Kişi

Gençler ile ilgili herkesin farkında olduğu ve tekrar ettiği bir gerçeği biz de tekrar edelim: ‘’Gençlerimiz geleceğimizdir.’’ Gençlere bırakılacak en güzel miras, onları milli ve manevi değerlerle tanıştırmak ve onların sağlam bir kimlik kazanmalarına yardımcı olmaktır. Çünkü sağlam bir kişiliğin oluşması ancak sağlam bir kimlik ile mümkündür.

Sağlam bir kimliği oluşturan temel dinamiklere baktığımızda, din, dil, tarih, iyi ve faydalı geleneklerdir. Aslında saydığımız bütün bu unusurlar aynı zamanda medeniyeti oluşturan temel dinamiklerdir. Medeniyet ise, toprak veya vatan üzerinde ete kemiğe bürünüp somutlaşır.

Medeniyet kavramının en çok vatan kavramıyla derin bir anlam kazandığını ilk yurt dışına çıktığımda düşünmeye başlamıştım. Teknik olarak toprak medeniyetsiz olabilir ama medeniyet, vatansız olamaz. Ancak medeniyetsiz bir toprak çorak bir araziye benzer. Toprağa derin bir anlam katıp onu vatan hâline getiren tarih ve medeniyet şuurudur.

Medeniyet değerlerini özümsemiş bir toplumun gençleri, farklı siyasi partilere mensup olsa bile, bir dış tehdit karşısında tehdidin nasıl ve kimden geldiğine hiç bakmadan vatanını korumak için her türlü fedakârlığa katlanabilir.

Gençleri, bu asil davranışa itecek olan ilk duygu: Üzerinde yaşadığı vatana olan bağlılık duygusudur. Bu bağlılık insanın bekâ duygusu ile köklerinin salındığı toprak arasındaki ilişkiyi yansıtır.

Mehmet Beyhan: İsrail'in amacı Kürtler için bir... | Rudaw.netikinci duygu ise; bir millete, bir medeniyete, bir bütüne ait olma duygusudur. Bu öyle bir duygudur ki, köklerini toprağın derinliklerine salan bir çınarın gövdesine benzer. Çınarın gövdesi kalınlaşttıkça, vatan ve millet sevgisi, o gencin ruhuna nüfuz eder ve onda derin bir bağlığa dönüştürür.

Vatan kavramı ve gençlik kavramları üzerinde düşünürken, Türk edebiyatının usta isimlerinden Mustafa Kutlu’nun ‘’Vatan’’ yazısı aklıma geldi. Gönül telimize dokunan ‘’vatan’’ yazısının tekrar hatırlanması için bir bölümünü aşağıda paylaştım ama siz tamamını intertten okuyabilirsiniz. Şöyle diyor Mustafa Kutlu:

’Vatan sevmektir, benimsemektir, önemsemektir. Vatan mevcudun mânasıdır. Vatan ecdadın mirasıdır. Vatan nutuk değil vasiyettir. Hem vasiyet hem nasihattir. Vatan verilmiş sözdür. Söz namustur. Namusun ne olduğunu namussuzlardan başka herkes bilir.

Vatan Yunus’tur. Yunus Emre’dir, neden, çünkü vatan onun yokluğunda yerine koyacak bir şey bulamamaktır. Vatan dayanışma, paylaşma, adalet, şefkat, merhamet ve fazilettir. Vatana gösterilecek muamele hürmet-hizmet ve merhamettir. Vatan ahlâktır. Vatan tevazu ve kahramanlıktır.

Vatan Selimiye’dir, Hacı Ârif Bey’dir, Mevlana’dır. Vatan “bana ne!” diyemeyeceğiniz bir şeydir. Vatan bu dünyada ahiret için çalışılacak bir imtihan mekânıdır. Vatan kitaplar, kütüphaneler, âlimler, şeyhler, tekkeler, üniversiteler, taş-toprak-ağaç-kuş ve uçsuz bucaksız bozkırdır. Bozkırda esen rüzgârdır. Kangal iti, sürü, çoban ve kavaldır. Vatan Nemrut’ta batan güneş, İshakpaşa Sarayı’na dolan gün ışığıdır. Vatan Ayasofya, Hacı Bayram, Ak Şemseddin, Eyüp Sultan ve Hacı Bektaş’tır.

Mustafa Kutlu: Benim ahım milletin ahıdırLakin mahiyeti meçhulümüzdür.

Yukarıdan beri sayageldiklerimizi sevmek milliyetçilik; onları muhafaza etmek muhafazakarlıktır. Bu iki kavram vatandan ayrılmaz. Sözlerimize burun kıvıranlara, “bunlar eskimiş şeyler” diyenlere ancak şunu söyleyebilirim: “Eskilerden kaç kişi kaldı.” Yahya Kemal ile bitirelim:

Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;

Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor.’’

Mustafa Kutlu’nun bütün yazılarında olduğu gibi ‘’Vatan’’ yazısında da, güçlü bir sezgi, derin bir tefekkür, berrak bir dil ile birleşerek okurun zihninden kalbine adeta damıtılır. Onun yazıları kendisi gibi sadedir. Kutlu’nun ‘’Vatan’’ yazısının hareket noktası, milli ve manevi değerlerdir. Kutlu, bu yazıda kültürel köklerimizin zenginliğini gönül telimize dokunacak şekilde dile getirmiştir. Kutlu’nun vatan sevgisi, tıpkı Yahya Kemal gibi, tarih şuurundan ayrılmaz. Bu bakımdan Mustafa Kutlu, bir edebiyatçı olmakla birlikte, bir dâva, bir inanç ve bir ülkü adamıdır.

Ancak son zamanlarda Türkiye’de üzülerek izlediğim şuursuzca ‘’zıplayan’’ bir gençlik ortaya çıktı. Hâlbuki bu vatanın ‘’zıplayan’’ bir gençliğe değil, okuyan, düşünen, üreten ve geleceğe kendini hazırlayan bir gençliğe ihtiyacı var. Bu ülkenin ‘’zıplayana’’ değil, milletini her alanda zafere taşıyacak gençliğe ihtiyacı var. Toplumu kutuplaştıranlara değil, kucaklaştıran bir gençliğe ihtiyacımız var.

Toparlayacak olursak, bu vatanı düşman işgalinden kurtaran dönemin gençleri, Namık Kemal’i okuyanlardı. Kökeni Türkiye’den ama arzuları başka coğrafyalara ait gençler, ne kendine ne de vatanına faydalı olabilir. Ancak zıplarlar.

Seslimakale.com.tr


YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER