Ve dün ikindi saatlerinde haber geldi: “Ferdi Zeyrek hayatını kaybetti.”

O saatlerde ben, köşe yazımı hazırlamak üzere bilgisayarın başında, aktüel konulardan hangisine eğilebilirim, diye araştırma yapıyordum..

CHP’den Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na 2024 yılında seçilen Ferdi Zeyrek’in hayatını kaybettiği bilgisi ile..

Sabahki bilgileri bir araya getirdiğimde..

Sabah üstü doktorların, “her an, her şey olabilir” bilgisi ile, gündemdeki diğer haberleri ve son gelen “ölüm” haberini buluşturunca...

Merak ettim..

Uzmanların Ferdi Zeyrek ile ilgili olarak “Her an, her şey olabilir” bilgisi verdiği anlarda, “Acaba CHP tabanı ne yapmış” diye bir sorgulama yapmak istedim...

Bir ulusal gazete..

Hemen her gün, birinci sayfasını mayolu bayan fotoğrafları ile dolduran gazetelerden birisi.

Adını yazmak zorundayım..

Çünkü, “bilinmedik bir gazete üzerinden, genel bir kanı oluşturmaya hakkın yok” diyenlere, gereksiz yere tartışma malzemesi vermiş olurum..

Gazete, Aydın Doğan döneminden bu yana, Demirören’de de aynı çizgide yayın yapmayı sürdüren, Posta gazetesi..

Birinci haber, klasik görüntüler eşliğinde, yani mayolu bir bayanın fotoğrafı yanında şu ifadeler yer alıyor: 

“Sezonu komşuda açtı.” 

Devamı da şöyle: “Oyuncu Berrak Tüzünataç (40) sezonu komşuda açtı. Arkadaşları ile tekne kiraladı. Yunan adalarına tatile gitti.” 

Böyle böyle devam ediyor, haber..

Ferdi Zeyrek kaza geçirdi diye, karalar bağlayıp, çarşafa bürünüp, hastane önünde ağıtlar yaksın diyen yok..

Ama lütfen..

Bu ülkede büyükşehirlerden birisinde belediye başkanlığı yapan bir isim, Kurban Bayramı’nın birinci günü, diğer insanlarımızın yaşadıkları evlere göre, daha korunaklı, daha sıhhatli diye düşündüğümüz bir villada, elektrik akımına kapılarak, yoğun bakıma alındığı hemen tek gündem maddesi iken.

Haydi diyelim, oyuncu Berrak, bayram öncesinde bu tatili planlamıştı.

İyi de.

Posta gazetesinin yöneticilerinde de mi, minnacık bir empati yapma yetisi kalmamıştı ki..

Bir büyükşehir belediye başkanı yoğun bakımda iken.

Ferdi Zeyrek’in kızı “dua bekliyoruz” derken..

Posta gazetesi, bu haberi nasıl yapabiliyor ve birinci sayfasına nasıl koyabiliyordu..

“Affedersiniz ya, Ferdi Zeyrek ile Berrak Tüzünataç arasında nasıl ilişki kurdun? Posta gazetesi’ne nasıl getirdin?” diyenlere bir arşiv dolusu bilgi aktarırım.

Ama Berrak Tüzünataç’ın, CHP çizgisinde bir isim olduğunu söyleyeyim.

Gezi isyanı sırasında “Bu devlet bu polis halkından nefret ediyor.. Yazık, çok yazık. İçimiz yanıyor.” dediğini, o dönem ve sonraki dönem, tam da CHP’nin özgürlük diye tanıttığı “günü birlik sevgili değiştirme”yi, kendisine hayat tarzı olarak belirlediğini hatırlatayım.

Gezi isyanında, “İçimiz yanıyor” diyen bir oyuncu..

Şimdi ne olmuştu ki, mayolarla fotoğraf çektirip, gazetecilere servis ettirip, yayınlanmasını sağlıyor..

Veya şöyle soralım, bizim kel alaka konuları irtibatlandırdığımızı iddia edenlere:

“Oyuncu Berrak’ın yaz sezonu ile, boydan mayolu fotoğrafının ne alakası var ki, Posta gazetesine bu çıplak foto eşliğinde, o haber yaptırılıyor?” 

Daha fazlasını da söylemeye gerek olmadığını belirteyim..

Geçeyim, aynı gazetedeki ikinci habere:

Konsere katılanlar arasında bir seçim yapılacak olsa, önlerine bir sandık konulacak olsa. % 95 oranında CHP’ye oy çıkacağını garanti edeceğim bir başka mekandan haberin başlığı ise, “73. yaşını sahnede kutladı”.

Bülent Ersoy, 73’üncü yaşını sahnede kutladı” diye giriş yapmışlar, “Bodrum Yalıkavak’ta Chan isimli mekanda sahneye çıkan Ersoy’a sürpriz bir doğum günü kutlaması yapıldı” diye devam etmişler..

CHP’li Başkan Ferdi Zeyrek yoğun bakımda.

CHP’li seçmenler ise, Bodrum Yalıkavak’ta, eğlencede.

Hiç mi vicdan yok sizde. Hiç mi içinizde bir ürperti yok..

A partili birisi kaza geçirmiş olsa, “bize ne” diyeceğinizden eminim.

Ama sizinle aynı partiden, aynı dünya görüşünden birisi, hemen hepinizin başına gelebilecek bir kaza sonucu yoğun bakımda.

Hangi birimiz, evimizde “şu arızalanmış, bu çalışmıyor” denildiğinde.. 

“Basit bir şey ise, ben bir bakayım” demeyiz..

Bu kapsamda, hepimizin bir anlık dalgınlığı ile yaşanabilecek yaralanmalar, yaşanabilecek ölüm tehlikeleri karşısında bile..

Nasıl bir kafa yapısına sahipsiniz ki..

Eğlencenizden milim taviz vermiyorsunuz..

Bülent Ersoy’un konseri ile ilgili yapılan “Mekan hınca hınç dolu” takdiminden anlıyoruz ki, bu ülkedeki hiç kimsenin, 24 saatini dünyevi bakış açısı ile yaşayan bu eğlence dünyası karşısında bir değeri yok..

Şarkıcısı ile.. 

Konsere gidenleri ile..

Hepsi aynı kafada..

Ve üçüncü haber:

“Derin Ece”

Utanmazlığa bakın. Hayasızlığa bakın..

“Şarkıcı Ece (33) kasığına kadar derin yırtmaçlı sahne kıyafeti ile gündem oldu. Marmaris Grand Yazıcı’daki konser öncesi giydiği sahne kıyafetiyle verdiği poz hayranların” diye devam ediyorlar ama..

Ben daha fazlasını yazamayacağım..

Bu kadarını dahi aktarmaktan hicap duyuyorum, kusuruma bakmayın..

Bu bayanın da, Ekrem İmamoğlu daha Beylikdüzü belediye başkanı iken, o ilçede toplum ahlakını bozmak üzere, CHP’li belediye sponsorluğunda şarkı adı altında yaptıklarını anlatmak, kafa yapılarını masaya yatırmak isterdim...

Sadece Kaynaşlı eski Belediye Başkanı ile bu şarkıcı müsveddesinin medya üzerinden yaptıkları atışmaya CHP’lilerin ölümüne destek verdiğini hatırlatıp..

Konuyu da kısaca özetleyip, noktalayayım:

Geçtiğimiz yıllarda, Düzcespor 2. lige çıkış sebebi ile şampiyonluk kutlamalarında şarkıcı Ece Seçkin’i sahneye çıkartmak istemişti.. Kaynaşlı Belediye Başkanı Birol Şahin de, “Düzce muhafazakar bir yerdir, bayan bir şarkıcı getirilmesi Düzcelilere yakışmaz. Kutlayalım, ama sınırları aşmadan” demişti..

O tarihte “İlla da illa. Ece Seçkin’in frikiklerini görerek kutlama yapacağız” diyen CHP tabanı, şimdi bir büyükşehir belediye başkanları yoğun bakımda dua beklerken, Ece Seçkin’in yırtmacı ile eğleniyorlardı..

Kimseye bir dayatmada bulunmuyoruz..

Sadece dürüstlük çağrısı yapıyorum..

Siyasi Parti liderleri, bir büyükşehir belediye başkanı, genç bir insanın kaza sonrası yoğun bakımda bulunması sebebi ile, birbirlerine “geçmiş olsun” dileklerinde bulunurlarken..

O şarkıcı dünyası..

O alkolle birlikte, müstehcenlik furyasında boy gösterenler..

Akılları öyle çalışıyor olmalı ki..

yazının devamı