Biz gazeteciler, Başkan ne derse desin adayın geçmişini araştırdığımızda ilginç bağlantılar görüyoruz.

Bunların hiçbiri suç değil, ama FBI başkan adayının bir Kongre soruşturma sürecinden geçmesi gerektiği için belki sorgulama safhasında o geçmiş, ilginç sorulara yol açabilir.

Kongre’de Turkish Caucus’un üyesi olan ve kendilerini “Türk dostu” olarak tanımlayan üyeleri, eğer yaşanan son olaylar nedeniyle pasifize olmasaydılar, onlar yeni adayın sorgulamasında bu geçmişe dayanarak şu ilginç sorular sorabilirlerdi:

1- Sayın Wray, siz daha önce King and Spalding adlı bir şirkette çalıştınız. Çok sayıda uluslararası işi olan bu hukuk şirketi, aynı zamanda son dönemde Gülen bağlantısı nedeniyle çok tartışılan Bank Asya’yla da çalıştı.

Şirketiniz bu bankanın İslami bankacılık esasları içinde büyümesine, dünyaya açılmasına yardımcı oldu. Hatta bu işi kurallara uygun yapmak için Dubai’den bir uzmanla da çalıştınız.

Biliyorsunuz Türkiye, Fethullah Gülen’in iadesini istiyor. Eğer FBI başkanlığınız onaylanırsa FBI bu iade kararının verilmesinde hayati rol oynayacak.

Siz daha önce bu örgütün çıkarlarını koruyan bir şirkette çalıştığınız için o iade kararı hakkında objektif kararlar verebileceğinizi düşünüyor musunuz?

2- Sayın Wray, haziran ayının 2’sinde, şirketiniz King and Spalding’in temsil ettiği Rusya’nın enerji şirketi Rosneft, Kuzey Irak Kürt otonom bölgesiyle 20 yılık bir petrol alım anlaşması imzaladı.

Neçirvan Barzani’nin imzaladığı bu anlaşmaya göre Rusya, Kürt otonom bölgesinden alacağı petrolü Almanya’da rafine edecek. Rusya ilk aşamada bu iş için 3 milyar dolar yatırım yapacak. Bu miktarın daha sonra artması bekleniyor.

Bu anlaşma nedeniyle şu anda petrol açılımı için Kuzey Irak’ın tek yolu olan Türkiye’nin nasıl etkileneceğini düşünüyorsunuz. Ve Rusya’nın, yakında bağımsızlık için referandum yapmaya hazırlanan Kuzey Irak Kürtleriyle bu kadar yakın ve hayati bir ekonomik ilişkiye girmesinin zaten kargaşa içinde olan bölgeye etkileri sizce ne olacaktır?

Rosneft’in danışmanı olan şirkette siz çalışırken bu konu hiç gündeme geldi ve ABD hükümetiyle tartışıldı mı?

Dediğim gibi bunlar ideal sorular olurdu ve alınacak cevaplar da hayli ilginç olabilirdi. Ama ne yazık ki şu anda Kongre soruşturmasında bunların sorulma ihtimali pek yok; çünkü hiç kimse şu anda Türkiye’yi savunacak konumda görünmek istemiyor.

İRAN FÜZESİ

Amerika ile Rusya’nın askeri güçlerinin savaş bölgelerinde kazayla karşı karşıya gelmemeleri için bir “deconflict” (çatışmasızlık) anlaşması var. Pentagon kaynakları, bu tür anlaşmalara girmeyen İran’ın Suriye’ye son yaşandığı gibi orta menzilli füze göndermesinin ve bu füzelerin hem Irak hem de Suriye’deki olağanüstü yoğun hava sahasında yol almalarının büyük tehlike oluşturduğunu söylüyor.

Habertürk
22 Haziran 2017