DÜNYA

Nedret Ersanel : Trump kime yakın: Tahran, Ankara, Tel Aviv?

Tarih
23 Kasım 2016
İzlenme
1578 Kişi
Türkiye'nin canı Obama'nın Başkanlık döneminde o kadar yandı ki, Trump'ın kazanması ve Clinton'ın kaybetmesi elbette hoş karşılandı...


Trump'ın “ekstra” faydaları olabileceği de hissedilmeye başlandığında-örneğin Rusya-ABD ilişkilerinin daha derli-toplu olabileceği ihtimali-”iki süper gücün çekişmesi her zaman bize yarar” klişesi bile-şimdilik-unutulmuş görünüyor...

Türkiye ile beraber yeni Başkan'ın gelişini gözünü kırpmadan izleyen ikinci ülke İran'dı...

Çünkü Obama yönetiminin peşin Nobel'li mirasının tek delili olarak gösterilen İran'ın Ortadoğu oyununa dönüşü Trump döneminde akamete uğrayabilirdi...

AMERİKA OYUNDA VARSA KİMSE KAZANAMAZ

Türkiye açısından “şimdi” gelinen nokta, Trump Beyaz Saray'ın “kontrolünü eline geçirdikçe” kimi konularda iyi kimi konularda tatsız ilişkilerimizin olacağıdır.

İran için de durum aynı...

İran ruhani Lideri Ayetullah Ali Hamaney ABD'nin 8 Kasım seçimleriyle ilgili ilk kez açıklamada bulundu...

“Dünya genelinde Amerika'daki seçimlerle ilgili sızlanan veya bunu kutlayan bazı kişilerin aksine, biz bunu ne kutluyor ne de yakınıyoruz. Sonuç bizim için fark etmiyor. Ayrıca endişemiz de yok ve Allah'ın izniyle olası her hadiseyi karşılamaya hazırız. Amerika aynı Amerika ve son 37 yıldır (1979 İran İslam Devrimi'ni kastediyor.) her iki parti de hayırlı bir şey yapmadılar. İran'a ve halkına karşı daima kötü oldular.” ('
Leader: Iran ready for any 'likely incident” under Trump', 16/10, Tehran Times.)

Tipik İran resmi ağzı ve mesaj dili.

İSRAİL: İRAN NÜKLEER ANLAŞMASI İPTAL VE ARDINDAN SAVAŞ GELİR...

Trump ve seçim kampanyasını yöneten ekip ABD'deki Yahudi lobisiyle kendilerini “bağlayacak” angajmanlara girmekten uzak durdular ama Tel Aviv ile gönül bağları yadsınamaz.

Bu notu şunun için düşüyorum.. Hamaney'in bu açıklamaları, Amerikan basınında İran nükleer anlaşmasının yılbaşını takiben hızla son bulacağına yönelik haberlerin ardından geldi.

Eş zamanlı olarak, meşhur ve meşum İsrail web sitesi DebkaFile da, Trump'ın görevine başlar başlamaz İran'a askeri bir saldırı planladığı haberini okurlarına sundu.

Tabii ki “şişirme”ydi ama “algı atağının” bir parçasıydı.

Ama gerçek olaylar da yaşandı!..

“İran ve Amerikalı uçak firması Boeing arasında imzalanan dev anlaşmadan aylar sonra, ABD Temsilciler Meclisi, İran'a uçak satışını yasaklayan yasa tasarını kabul etti. Gelişme, geçtiğimiz gün İran'a enerji alanında yaptırımları uzatan ABD'nin Tahran'a ikinci darbesi olarak yorumlandı”. ('
ABD'den İran'a ikinci darbe', 18/11, Dünya Bülteni.)

İran açısından kaygı yaratması beklenen bu iddia ve gelişmelere bakıldığında Hamaney'in söylemleri “konuyu kafasına fazla takmadığı” intibaı yaratıyor...

Oysa ne meydan okumalar ne de “cool” tavırlar Tahran'ın üzerinde doğal durmuyor...

'TRUMP'IN ADINI AĞZIMIZA ALMAYIZ'

Dikkat edilmesi gereken şu; İran, ABD'ye ne söylerse söylesin Trump'ın ismini zikretmiyor!

Anlamı şu; doğru veya değil, yeni Başkan'ın ABD'nin İran politikalarını değiştireceğine inanmıyor Tahran liderleri.

Bir mini cep açalım; bu Amerikan seçimlerine özel bir durumla karşı karşıya mıyız? Çoğu ülke, ABD Başkanı belli olana kadar kendilerini sonradan zor duruma düşürebilecek temaslara girmezler.

Clinton'a yaslananların durumu şu an kulaklara küpe. Fakat görünen o ki, Rusya, İngiltere ve belki (!) Türkiye bile Trump'ın ekibiyle “yoklama temasları” kurmuş.

İran da bu gizli hattı kurmuş/kullanmış olabilir mi?

Önce İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve sonra Meclis Sözcüsü Ali Laricani, Tahran'ın Trump konusundaki “asıl görüşlerine” dair ipuçları verdi...

Zarif, seçimlerin ardından “taşlar yerine oturduğunda”, o taşlar bölge ve dünyanın gerçekleri hakkında bilgi aldığında, Trump yönetiminin dönüm noktası gücündeki nükleer anlaşmayı kabul edeceğini söyledi...

“Bu anlaşmaya bağlı kalmak herkesin menfaatine. Uygulama ile ilgili şüpheler varsa bu durumda İran'ın kendi opsiyonları da var”...

Peki seçim kampanyası döneminde Trump'ın İran hakkında ne yenilir ne yutulur söyledikleri?..

Tahran'ın yaklaşımını tercüme edebiliriz; “politikanın gereklerini anlıyoruz, neyin hayatın gerçeklerine uygun olup olmadığını görüyoruz”...

“HERKES AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞININ DUYMASINA DİKKAT ETSİN”!

Meclis Başkanı Ali Laricani'nin onlarca parlamenterden oluşan büyük bir topluluğa yaptığı konuşmada da bu anlama gelecek cümleler kuruldu!

Laricani, yeni ABD başkanı hakkında ölçüsüz ifadelerde bulunmalarına karşı İranlı dini ve siyasi elitleri ikaz etti...

“Dışişleri Bakanlığı net politik tutumunu belirleyene değin, yeni Başkan ile ilgili yorum ve ifadeler olgun olmalı. Düşüncesiz ve erken hükümlerden kaçınılmalıdır”... ('
Larijani advises against hasty remarks about Trump', 14/11, Tehran Times.)

Bu cesur ifadeler elbette ülke içindeki kimi dengeleri de hedef alıyor. Fakat Laricani hem güçlü hem dini lidere de yakın.

Pakistan parantezi; Cumhurbaşkanımızın Pakistan ziyaretinin ardından gazetelere yansıyan izlenim ve analizler, İslamabad'ın bölgenin 'tüm yönlerine' uzanan networkunu izah etmiyor. Konu büyüyecek, önceden not tutalım; Türkiye-Pakistan askeri teknoloji ilişkileri farklı aşamaya yükselebilir!

Yenişafak
23 Kasım 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER