Ukrayna, Rusya’ya yönelik bugüne dek görülmemiş bir saldırı yaptı. Daha önceden gizlice Rusya içine sokulmuş dronlar, sürü halinde ülkenin iç kesimlerindeki hava üslerini vurdu. İlk gelen bilgilere göre Ruslar, en az 27 stratejik bombardıman uçağını kaybettiler; zararın 7milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor.

Saldırının yapılış biçimi ilginç. Zelenskiy ve Ukrayna Gizli Servisinin açıklamasına göre saldırı bir buçuk yıldır planlanıyordu. Ukraynalı ajanlar, dron parçalarını çeşitli biçimlerde Rusya’ya sokmayı başardı. Parçaların bazıları da Rusya içinden tedarik edildi veya üç boyutlu yazıcılar ile üretildi. Tüm parçalar, gizli imalathanelerde birleştirildi ve yüzlerce küçük dron üretildi.

Daha sonra bu donlar, üst kısmı açılabilen TIR dorselerine yerleştirildi. Sivil TIR’lar, hedef alınan askeri üslerin yakınlarına kadar geldikten sonra dronlar, Ukrayna’da bulunan kontrol merkezinden harekete geçirildi. Çok yakın mesafeden kalkarak alçak irtifadan uçan ve sürü halinde saldıran küçük dronlar karşısında Rus hava savunma sistemleri yetersiz kaldı.

Bu saldırının, sivil istihbarat unsurları ile askeri teknolojinin birleşimi ile ortaya çıkan bir yapısı var. Rusya’da, birkaç gün önce de bir yolcu trenine bombalı sabotaj yapılmış 7 sivil yaşamını yitirmişti. Bu olaylarla beraber dünyada asimetrik savaşın her tür yönetiminin kullanılabileceğini görüyoruz. Bu durum, Ukrayna-Rusya savaşından bağımsız olarak dünyayı çok daha güvensiz bir yer haline getiriyor.

Saldırının biçiminden daha önemli olan yanı ise zamanlaması…

Ukrayna dronları, Rusya’nın içlerini vururken İstanbul’daki barış görüşmelerinin başlamasına 24 saatten az bir süre kalmıştı. Hatırlayın, daha önce barışa en yakın olunan zaman iki yıl önce yine İstanbul’da yapılan görüşmelerdi. Taraflar Türkiye’de anlaşmasına rağmen Kiev’e müdahale eden İngiltere savaşın sürmesini sağlamıştı.

Ukrayna tarafından ses seda çıkmayınca, ilk kez Türk basınında ben yazmıştım, iddialarım daha sonra doğrulandı. Erdoğan’ın barış masasının başarıya ulaşacağını gören İngiltere sürece müdahale etmiş, apar topar Kiev’e giden dönemin İngiliz başbakanı Boris Johnson, Zelenskiy’i savaşın devamına “ikna etmişti”.

Ukrayna’nın o gün barış masasından kalkması ülkenin %20’sinin kaybına ve yüzbinlerce insan canına mal oldu. Bugün de aynı risk olduğu yerde duruyor. Savaşın bitmesini istemeyenler son günde bile hamleler yapıyor.

Kimdir acaba savaşın devamını isteyenler? Türkiye’nin barış çabasını sabote etmeye çalışanlar?

ABD’ye ve Rusya’ya göre Avrupalılar savaşın bitmemesinden yana. Bu tez kısmen doğru olabilir, Avrupalı liderler tüm geleceklerini Ukrayna savaşının devamına bağladılar. İnsan canı umurlarında değil, sadece uyduruk “Avrupa değerleri” öyküsü ile bir sonraki seçimi de kazanmaya bakıyorlar.

Ama barışa onlardan çok daha fazla karşı olan bir aktör var.

Ukrayna savaşının bitmemesi için, bitecekse de Türkiye tarafından bitirilmemesi için canla başla çalışan o aktör, İsrail.