POLEMİK

Süleyman Özışık : Gülen'in tahliye emrini kim getirdi?

Tarih
02 Mayıs 2015
İzlenme
3065 Kişi

2 Mayıs 2015

Cezaevinden paralelci kaçırma operasyonunda ortaya çıkan ayrıntılar kan dondurucu nitelikte. Her iki hakimin yanında yer alan zabıt katiplerinin HSYK Başmüfeatti'ne verdiği ifadeler, emrin Pensilvanya'dan geldiğini doğruluyor.

Yeni Şafak Yazarı Abdulkadir Selvi, resmi ifade tutanaklarını tüm detaylarıyla yazmış. 29. Asliye Ceza Mahkemesinin zabıt katibi, HSYK Baş Müfettişine verdiği ifadesinde, "İtiraz dilekçelerinin 5 gün önce teslim edildiği söyleniyor. Teslim edilse, benim teslim almam gerekiyordu ama ben o dilekçeleri hiç görmedim. Dilekçeler zaten bana gelse, bizim yetkimizde olmadığı için almazdım" diyor ve şu dehşet verici ayrıntıyı ekliyor:

"Hakim bey kararı yazmak üzere çağırdığında gördüm bu dilekçeleri. Kararın çoğunluğunu hazırlamıştı. Flash bellekten çakardı ve resmi evraka dökmeye başladı!"


32. Asliye Ceza Mahkemesi zabıt katibinin anlattıkları ise çok daha korkunç:

”Mesai bitti, görevli değiliz. Bu bizim mahkememizin yetkisinde değil diyerek itiraz ettim. Ama hakim Mustafa Başer kararlı bir şekilde başvuruları kabul etti. Cumartesi günü ise duruşma salonunun kapısını arkadan kilitleyip tahliye kararlarını yazmaya başladı. "Bizim tahliyelere yetkimiz yok. Hukuksuzluk yapıyoruz" diyerek tekrar uyardım. Geci saat 01.00'ı geçmek üzereyken ben aşırı stres ve yorgunluktan fenalaşıp bayılmışım. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bana tıbbi müdalahe edilirken hakim bey başka bir zabıt katibi talebinde bulunmuş. O saatte zabıt katibi bulunamayacağı belirtilince kendisi arayıp odasına çağırmış ve çağırdığı zabıt katibi gece 02.30'u geçtikten sonra gelebildi. Bu sırada HSYK'dan yetkililer kendisini arayıp bir karar yazıldığı bilgisine ulaştıklarını ve bu kararı görmek istediklerini talip etti. Hakim onlara, "Ben karar yazmadım, bitince gönderirim” cevabını verdikten sonra avukatları çağırıp kararı onlara elden teslim etti!"

Olayın hiç bilinmeyen ve ilk kez açıklayacağım bir boyutu daha var.

Hatırlarsanız tutuklu polislerin avukatı Ömer Turanlı, tahliye kararları uygulanmayınca "Bu tahliyenin gerçekleşmesi için ne gerekiyorsa yaparım. Gerekirse inanın bana bu adliye önünde kendimi yakarım" demişti.

Görünüşe bakılırsa Pensilvanya'dan "Tahliye ettirin" emrini getiren bu avukat arkadaş! Ortaya çıkan bilgilere göre Avukat Ömer Turan Alkanlı, tahliye kararlarından çok, ama çok kısa bir süre önce ABD'ye geçip Fethullah Gülen ile yüz yüze görüşüyor.

ABD'den döner dönmez, 20 Nisan'da "Reddi hakim" talebiyle mahkemeye başvuran, Turanlı'nın bizzat kendisi. Hidayet Karaca'nın avukatı başta olmak üzere diğer avukatları bu yönde hareket etmeleri konusunda yönlendiren de yine kendisi...

Turanlı'nın 20 Nisan tarihinden önceki kısa dönem içinde Türkiye'ye giriş çıkış yapıp yapmadığı araştırılırsa hangi ülkeye gittiği öğrenilebilir. Zira dost sohbetlerinde ABD'ye gittiğini ve Gülen ile görüştüğünü ballandıra ballandıra anlatan Turanlı'dan başkası değil...

Ben de kendisinin yalancısıyım anlayacağınız...

"Korsan tahliye kararı" veren hakimlerden Metin Özçelik'in tutuklanmasından sonra paralel medyanın, "Hukuk katledildi, Anayasa askıya alındı" vesvesesini yaymasının nedeni, Gülen'in bir kez daha hüsrana uğraması.

Dostlarına hain, düşmanlarına uşak olan, arkadan hançerleyici paralelcilerden geriye kalanlar, Erdoğan'ın gideceği kehanetine inançla bağlı kalmaya devam ediyor.

Karşılarında ise, "Ben ölene kadar, ya da siz bitene kadar burada olacağım" diyerek dimdik ayakta kalan bir Erdoğan var. Onların merhameti sayesinde değil, kendi güçlü iradesi ve arkasında duran halk sayesinde ayakta kalıyor. "Ölülerimizi derelere köprü yapsanız bile bu yoldan dönmeyiz" diyen bir halk!

Dünya üzerinde hiç bir sözün yankısı bu kadar şiddetli olmadı onlar için... Yakında bu sese yenik düşecekler!

Biraz daha sabır!

internethaber.com

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER