POLEMİK

Ali Karahasanoğlu : Keşke sorun diploma olsaydı..

Tarih
26 Şubat 2025
İzlenme
998 Kişi

Şahsi fikrimi sorarsanız, “Cumhurbaşkanlığı için, üniversite diploması şartı gereksiz” derim..

Ülkede nice pırlanta insanlar var, şu veya bu imkansızlık sebebi ile, üniversiteye gidememiş, bitirememiş..

Nice insanlar var, en gözde üniversiteleri bitirmişler, ama değil 85 milyon insanın sorumluluğu, bir yeni doğan bebeğin bile sorumluluğunu üstlenemezler.. Bakınız, Yenidoğan çetesindeki, tıp fakültesi mezunu doktorlar. Hatta profesörler..

Dolayısı ile, Ekrem İmamoğlu’nun diploması var mı, yok mu tartışmasında..

Aslında sorun, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının olup olmadığından ziyade..

Diploma almak için yaptığı kanuna karşı hile, hak yeme, başkasının hakkını çiğneme, hakkı olmayan şeyi elde etmeye teşebbüs, ‘parayı bastırırım her şeyi elde ederim’ mantığını hayata geçirme var mı, yok mu.. Buna bakmamız lazım..

Diploma dediğiniz şey, bugüne kadar yoktur, bugünden sonra da hakkı ile alınabilir..

Nice insanlarımız 75’inden, 80’inden sonra üniversite bitiriyor..

Ekrem İmamoğlu da, çok kararlı ise. Cumhurbaşkanlığı adaylığında ısrarcı ise.. Yanlış yollara sapmadan, hakkı ile bir üniversitede okunup, diplomasını alır, adaylığını da öyle veya böyle ilan eder..

Ama sorun diploma değil..

Alnının teri ile İşletme Fakültesi’ni kazanan öğrencilerle alay edercesine..

Kanunu dolanıp, Girne’ye iki yıl kayıtlı olup, sonra gelip, “Nanik. Bakın ben sizin gibi sabahlara kadar çalışmadan, sizin kazandığınız fakülteye kayıt yaptırdım” mantığında sorun var....

Ekrem İmamoğlu’na diploma soruşturması: YÖK’ten rapor, avukatlardan açıklamaİşletme Fakültesi’ni bir puanla kaybeden öğrencinin, yıllar sonra Ekrem İmamoğlu örneğini görüp, “Aaaa. Adama bak.. Benim aldığım puanın yanına bile yaklaşamaz. Ama önce Kıbrıs’a üniversiteye, para babası ile kayıt olmuş. Sonra gelmiş, benim 460 puanla giremediğim fakülteye kayıt olmuş. Oysa onun aynı imtihanda aldığı puan, 390 idi. Bu ne vicdansızlık” demesindeki ızdırap..

Devlet, kimseye böyle bir üzüntü yaşatmamalı. Kimseye böyle bir haksızlık sağlamamalı..

İmkanınız yoktur, erken yaşta iş hayatına atılmışsınızdır, üniversiteye gidememişsinizdir..

Veya bir hastalığınız çıkmıştır, üniversite imtihan günü, hastanede olduğunuz için, sonrasında da öğrencilikten koptuğunuz için, üniversiteye gidememişsinizdir, diploma alamamışsınızdır.

Kimsenin hakkını yemedikten sonra. Diplomasızlık niye eleştirilsin ki..

Hani CHP teklif verse, “Cumhurbaşkanı olmak için, üniversite mezunu olma şartı kaldırılmıştır” diye.

Samimiyetle desteklerim..

Ama..

Hile ile, tilkilik ile, aldatma ile, kendince uyanıklık ile.. Kanunu dolanarak.. Yönetmeliği delerek.. Hakkın olmayan bir diplomayı alırsan..

Onun değeri olmasını bir kenara bırakın..

Başkalarının hakkı yenerek elde edildiği için..

Haksızlığın, vicdansızlığın da delili olur..

Dün, profesör Adem Sözüer ile Avukat Mehmet Pehlivan’ı izledim. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasında usulsüzlük olmadığını söyleyebilmek için çırpındılar, durdular..

Bin tane diplomanız olacağına..

Bir profesör etiketli kişiyi. Bir avukat etiketli kişiyi, o duruma düşürmeseydiniz..

Ne imiş?

Soruluyor, “Ekrem İmamoğlu’nun yararlandığı yatay geçiş sırasında, müracaat tarihi 14 Eylül’de dolacak iken. 12 Eylül’de toplantı yapılıp, Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş talebinin kabulüne karar verilmiş. Bu iki gün önceki karar, nedir? Burada bir yolsuzluk yok mudur?”

Ne cevap verse, Adem bey.. Ki, yıllarca Hukuk Fakültesinde dekanlık yapmış, bu adam..

Şimdi Ekrem’i aklamak için. Dekanlık yapmış nice profesörleri de bir çırpıda satıyor..

“Erken tarihte kayıt kabulü, Ekrem İmamoğlu’nun sorunu değil. O yönetim kurulunun sorunu..”

Yararlanan Ekrem İmamoğlu..

Ondan hiç şüphe etmeyeceğiz..

Tarihinden başlayın, not ortalamasına kadar, onlarca sorun olan yatay geçişi aklamak için..

Yönetim kurulunu bile satıyorlar, “Onların sorunu” deyip, işin içinden çıkmaya çalışıyorlar..

Avukat olarak mı dünkü toplantıya katıldı, yoksa bilirkişi olarak mı, henüz açıklığa kavuşmayan Adem bey de, avukat Mehmet bey de..

“Ekrem İmamoğlu’na, diploma ile ilgili savcılık ifade çağrısı geldi. Ama hangi suç işlendiğini, çağrıyı yapanlar da bilmiyor olmalı ki, yazıda suçun ismi yazılmamış.”

Diplomanın olmamasından çok daha acıklı olan şey, işte bu..

Bir profesörü, bu kadar cahilce konuşturmak..

Bir avukatı, bu kadar saçma bir savunma yapmaya mecbur bırakmak..

Ben ne savcılık yazısını gördüm. Ne dosyadaki bir belge ile tanıştım.

Ama haricen anlatılanlardan söyleyeyim.. Sorulacak hususlar şunlar: “1990 yılındaki, yatay geçişi nasıl yaptınız? Bunun için kimlerle görüştünüz. Kimseye bir para verdiniz mi? Bir imkan tanıdınız mı? İşlemlerinizi kim takip etti? Gerçekten Kıbrıs’taki üniversiteye iki yıl devam ettiniz mi? Gerçekten not ortalamanız, elinizdeki belgede olduğu gibi miydi. Yoksa bu belgeyi temin etmek için, birileri ile beraber mi hareket ettiniz?”

İşte bunlar sorulacak Adem bey, heyecanlanmayın..

Bunlara cevap vereceksiniz, endişelenmeyin Mehmet bey..

Vereceğiniz cevaplara göre, kanundaki suç olarak tanımlanan fiillerden birisine uygunluk yakalanırsa, soruşturmanın devamı mahiyetinde işlemler yapılacak.. Sonraki yıllarda benzer işler tekrarlanmış ise. Ne bileyim, bugün dahi bu tür usulsüzlükler yapanlar var ve bunlar 1990’daki olayın da içinde iseler.. Ona göre zamanaşımı kuralı da ortadan kalkacak, temadi eden suç sebebi ile sorumlular tespit edilip, onlar hakkında iddianame düzenlenecek. Ekrem beyin fiili, sadece 1990 yılına mahsus kalmış ise, zamanaşımı sebebi ile kovuşturmama kararı verilecek..

Ama sonraki yıllarda da, Ekrem beyin benzeri girişimleri olmuş ise. Örneğin eşine de benzer şekilde bir diploma temin etmiş ve onun zamanaşımı süresi dolmamış ise.

Örgütlü suçlar bürosu olaya baktığına göre..

Konu örgütlü suçlar bağlamında, sonraki yıllarda da tekrarlanan fiiller olarak değerlendirilecek ve bir karara bağlanacak.

Ben bunu biliyorum da.. Profesör Adem bey bilmiyor mu?

Biliyor, biliyor.. Hin gibi biliyor.. Cin gibi çarpmaya çalışıyor..

“Bu ülkenin çocukları gece gündüz çalışıp, hayallerindeki fakülteye kayıt olma hakkını kazanabilmek için didinirken, Ekrem İmamoğlu’nun, yattığı yerden İşletme Fakültesi’ne kaydolması büyük bir haksızlık olmuş” diyeceklerine..

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER