PEW araştırma şirketi 2019'da bir rapor yayınladı. Yaptığı çalışma ve anketlerin sonucunu açıklayan şirket, Amerika'da kendini Hristiyan olarak tanımlayanların sayısında düşüş olduğunu ilan etti. Buna göre 10 yılda Hristiyan sayısı yüzde 12 azaldı.
2019'daki son tahminlere göre ise ABD nüfusu 256 milyon.
PEW "Araştırmamızın sonuçları nüfusun yüzde 65'inin Hristiyan olduğunu gösteriyor" diyor... Bu da Hristiyan nüfusta yaklaşık 10 milyon düşüşe denk geliyor. Bu dönemde herhangi bir dine inanmayanların sayısındaki artış ise 30 milyona denk geliyor.
Kendini ateist olarak tanımlayanların sayısı ise 2009'da yüzde 2 iken, 2019'da yüzde 4'e yükseldi. Araştırmaya göre Amerikalıların yüzde 5'i agnostik olduğunu, yüzde 17'si ise hiçbir dine ait hissetmediğini belirtiyor.
Ateist, agnostik (bilinmezci) ya da kendini herhangi bir dine ait hissetmeyenlerin oranı ise son 10 yılda yüzde 9 artarak yüzde 26'ya çıktı.
Yahudiler ise Amerikan nüfusunun yüzde 2'sini oluşturuyor. Müslümanlar, Budistler ve Hindular yüzde 1'er nüfusa sahip. Yüzde 2'si ise başka dinlere inandığını söylüyor. 2017'de yapılan araştırmaya göre Amerikalı Müslümanların sayısı 3,45 milyon. Bir de hızla yayılan Satanizm var. Geçmişte lanetlenen ve büyük baskı gören bu şeytana tapanlar, artık özgürce gösteriler yapıyorlar. Hatta Satan Tapınağı altında bir mabedleri ve yayın organları bile var. İsrail lobisi bu grubu da yoğun bir şekilde destekliyor.
Tapınağın önde gelen isimleri de Satan'ı daha çok İbranice'deki kullanımında kendisini bulan "Muhalif", "Karşı çıkan" anlamında kullandıklarını söylüyorlar.
Rahat bir şekilde Şeytan çağırma ayinleri düzenliyorlar, bütün dinlere karşı olduklarını belirtiyorlar.
Yahudilerin kurduğu Hristiyan Evanjelizm mezhebi şu anda ülkede en çok nüfusa sahip. Cennete gitmenin dünyada İsrail'e hizmet etmekten geçtiğine inanan bu Hristiyanlar, seçimlerde en etkili grup. Ülkedeki Hristiyan grubun yüzde 50'sini Evanjelistler oluşturuyor.
Faize haram diyen ve bankalara, dolayısıyla küresel sermayeye şiddetle karşı çıkan Katoliklerin sayısı ise 2009'da nüfusun yüzde 25'ini oluşturuyordu.
Bu rakam 2019'daki araştırmada yüzde 20'ye düştü. Özellikle Latin Amerika ülkelerinden göç edenler Katolik grupları oluşturuyor. Katolik nüfusun artma ihtimali hem Evanjelistleri hem de İsrail'i kuran küresel zenginleri ürkütüyor. Bu nedenle hem Evanjelistler, hem de Amerikan sistemini elinde tutan Siyonist PARA imparatorları Latin Amerika ülkelerinden gelen göçün durdurulması için yoğun çaba harcıyor. "Katolik nüfus İsrail'e hizmet etmeyi Cennete gitmenin anahtarı olarak gören Hristiyan Evanjelist sayısını asla geçmemeli" şeklindeki örtülü baskı aslında her yerde kendini açık ediyor.
Son olarak Ukrayna'ya 65 milyar dolarlık ek yardım yapılacaktı. Ancak senatodaki oylamadan geçemedi. Cumhuriyetçiler oylama öncesi, Biden yönetiminin sınırdaki kaçak göçü önleyecek duvarlara daha fazla yatırım yapmasını istediler. Günlerce pazarlık yapıp, istediklerini alamayınca red oyu verdiler.
Böylece aslında Amerikan siyasetinde Ukrayna'nın kimsenin umurunda olmadığını görüverdik.
Savaşla ekonomik kaybı trilyon dolarlara giden Ukrayna'nın alacağı sadakadan daha öncelikli konuları vardı siyasetçilerin.
Latinlerin yani Katoliklerin ülkeye girişini durdurmak ve İsrail'e hizmeti inanç edinen Hristiyan Evanjelist nüfusu önde tutmak.
Zavallı kullanışlı eleman Zelensky dün apar topar Amerika'ya gitti. ABD Savunma Bakanı ile birlikte Ulusal Savunma Üniversitesi'nde konuşma yaptı. "Pes etmeyeceğiz, siz bize güvenebilirsiniz" diye garanti verdi.
Ardından "Peki biz size güvenebilir miyiz" diye ACI bir tonla sordu. Tam da burada Kissinger'in "ABD ile düşman olmak tehlikelidir ama ortak olmak ölümcüldür" sözü akıllara geldi. Zelensky "Siyasetçiler askerlere ihanet etmemeli" diye sürdürdü konuşmasını.
Yani Amerikalı senatörlerin Ukrayna'ya yardımı engelleyerek aslında ihanet ettiğini söylüyordu. İhanete uğradıklarını Washington'da bağırarak haykırıyordu.
Bu işler hep böyledir.
Marketten bir konserve alacaksınız... Önce son kullanım tarihine bakarsınız.
yazının devamı
2019'daki son tahminlere göre ise ABD nüfusu 256 milyon.
PEW "Araştırmamızın sonuçları nüfusun yüzde 65'inin Hristiyan olduğunu gösteriyor" diyor... Bu da Hristiyan nüfusta yaklaşık 10 milyon düşüşe denk geliyor. Bu dönemde herhangi bir dine inanmayanların sayısındaki artış ise 30 milyona denk geliyor.
Kendini ateist olarak tanımlayanların sayısı ise 2009'da yüzde 2 iken, 2019'da yüzde 4'e yükseldi. Araştırmaya göre Amerikalıların yüzde 5'i agnostik olduğunu, yüzde 17'si ise hiçbir dine ait hissetmediğini belirtiyor.
Ateist, agnostik (bilinmezci) ya da kendini herhangi bir dine ait hissetmeyenlerin oranı ise son 10 yılda yüzde 9 artarak yüzde 26'ya çıktı.
Yahudiler ise Amerikan nüfusunun yüzde 2'sini oluşturuyor. Müslümanlar, Budistler ve Hindular yüzde 1'er nüfusa sahip. Yüzde 2'si ise başka dinlere inandığını söylüyor. 2017'de yapılan araştırmaya göre Amerikalı Müslümanların sayısı 3,45 milyon. Bir de hızla yayılan Satanizm var. Geçmişte lanetlenen ve büyük baskı gören bu şeytana tapanlar, artık özgürce gösteriler yapıyorlar. Hatta Satan Tapınağı altında bir mabedleri ve yayın organları bile var. İsrail lobisi bu grubu da yoğun bir şekilde destekliyor.
Tapınağın önde gelen isimleri de Satan'ı daha çok İbranice'deki kullanımında kendisini bulan "Muhalif", "Karşı çıkan" anlamında kullandıklarını söylüyorlar.Rahat bir şekilde Şeytan çağırma ayinleri düzenliyorlar, bütün dinlere karşı olduklarını belirtiyorlar.
Yahudilerin kurduğu Hristiyan Evanjelizm mezhebi şu anda ülkede en çok nüfusa sahip. Cennete gitmenin dünyada İsrail'e hizmet etmekten geçtiğine inanan bu Hristiyanlar, seçimlerde en etkili grup. Ülkedeki Hristiyan grubun yüzde 50'sini Evanjelistler oluşturuyor.
Faize haram diyen ve bankalara, dolayısıyla küresel sermayeye şiddetle karşı çıkan Katoliklerin sayısı ise 2009'da nüfusun yüzde 25'ini oluşturuyordu.
Bu rakam 2019'daki araştırmada yüzde 20'ye düştü. Özellikle Latin Amerika ülkelerinden göç edenler Katolik grupları oluşturuyor. Katolik nüfusun artma ihtimali hem Evanjelistleri hem de İsrail'i kuran küresel zenginleri ürkütüyor. Bu nedenle hem Evanjelistler, hem de Amerikan sistemini elinde tutan Siyonist PARA imparatorları Latin Amerika ülkelerinden gelen göçün durdurulması için yoğun çaba harcıyor. "Katolik nüfus İsrail'e hizmet etmeyi Cennete gitmenin anahtarı olarak gören Hristiyan Evanjelist sayısını asla geçmemeli" şeklindeki örtülü baskı aslında her yerde kendini açık ediyor.
Son olarak Ukrayna'ya 65 milyar dolarlık ek yardım yapılacaktı. Ancak senatodaki oylamadan geçemedi. Cumhuriyetçiler oylama öncesi, Biden yönetiminin sınırdaki kaçak göçü önleyecek duvarlara daha fazla yatırım yapmasını istediler. Günlerce pazarlık yapıp, istediklerini alamayınca red oyu verdiler.
Böylece aslında Amerikan siyasetinde Ukrayna'nın kimsenin umurunda olmadığını görüverdik.
Savaşla ekonomik kaybı trilyon dolarlara giden Ukrayna'nın alacağı sadakadan daha öncelikli konuları vardı siyasetçilerin.
Latinlerin yani Katoliklerin ülkeye girişini durdurmak ve İsrail'e hizmeti inanç edinen Hristiyan Evanjelist nüfusu önde tutmak.
Zavallı kullanışlı eleman Zelensky dün apar topar Amerika'ya gitti. ABD Savunma Bakanı ile birlikte Ulusal Savunma Üniversitesi'nde konuşma yaptı. "Pes etmeyeceğiz, siz bize güvenebilirsiniz" diye garanti verdi.Ardından "Peki biz size güvenebilir miyiz" diye ACI bir tonla sordu. Tam da burada Kissinger'in "ABD ile düşman olmak tehlikelidir ama ortak olmak ölümcüldür" sözü akıllara geldi. Zelensky "Siyasetçiler askerlere ihanet etmemeli" diye sürdürdü konuşmasını.
Yani Amerikalı senatörlerin Ukrayna'ya yardımı engelleyerek aslında ihanet ettiğini söylüyordu. İhanete uğradıklarını Washington'da bağırarak haykırıyordu.
Bu işler hep böyledir.
Marketten bir konserve alacaksınız... Önce son kullanım tarihine bakarsınız.
yazının devamı
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.