Avrupa Konseyi İstanbul'daki terör saldırısından bir gün önce Türkiye aleyhinde bir rapor yayınlayarak "OHAL" kaldırılsın" dedi. Etrafı yangın yeri olan, DEAŞ ve PKK'nın en büyük tehdidi altında olan bir ülkeyiz. 15 Temmuz'da elinde Türk bayrağı taşıyan silahsız insanlara havadan ve karadan bomba yağdıranların Avrupa başkentlerinde kucaklandığı bir dönemdeyiz. O Avrupa'nın parlamento Başkanı Schultz'un daha geçen hafta, PKK'ya silah taşırken yakalanan milletvekilini kabul ettiği ortaya çıktı. Utanmadan bize "OHAL kaldırılsın" diye çağrı yapıyorlar, ardından makamlarında kabul ettikleri terörist zihniyet ertesi gün İstanbul'da bombalar patlatıp 44 insanımızı şehit ediyor. 80 milyonu kahreden katliamın teröristleri neden Avrupa'nın tamamında hem de "İnsan hakları" adı altında korunuyor? Neden "Katil Hakları Savunucusu" YALANCI demokrasi havarilerine dönüşüyor BATI?
Niçin "PKK terörist listemizde" deyip o listenin liderlerini ve militanlarını Paris'te, Berlin'de, Londra'da, Brüksel'de meclislerinde ağırlıyorlar? Bu sorunun cevabı çok açık ve net... Yalancı sahtekarların insan sevgisi asla yok... Onların tek taptıkları şey PARA, tek sevdikleri konu ÇIKAR... Paraya tapanların ve sadece çıkar peşinde koşanların kalbinde asla insan sevgisi olmaz. Çünkü onlar insan öldüren katilleri kalplerinde, başkentlerinde taşıyorlar. Son yıllarda sistemlerine çomak sokan, bağımsızlık savaşı verip, katilsevicilere "Yeter" diyen, kendi silahından arabasına, uçağına kadar MİLLİ üretime hazırlanan bir Türkiye var. Bölgesinde güçlenen, kendi kararlarını alan, İslam coğrafyasını uyandıran, "Yeter sömürülmeyin" diyen, "Dünya 5'ten büyüktür" diye haykıran, Afrika'dan Asya'ya kadar BATI'nın kan gölüne çevirdiği coğrafyada mazlumların sesi olan bir ANKARA var. Çıkarlarına ve PARALARINA batıyoruz artık. Yıllarca bizi bölerek, parçalayarak kamplara ayırarak koalisyonlarla yönettiler. 6 aylık koalisyon hükümetlerine mahkum ettiler. O koalisyonların tümü devleti tıkadı, adım attırmadı. Öyle hale getirdiler ki, bir bakanın imza attığına, diğer partiden olan bakandan veto geliyordu. Bırakın dışarıya çıkmayı, içeriyi bile yönetemez hale gelip kilitleneniyor, üretemiyor, düşünemiyor, fakirleşiyor ve BATI bankalarında borç kuyruğuna girip yalvarıyor, ESİR alınıyorduk.
Geçtiğimiz günlerde darbe komisyonuna ifade veren bir Emniyet Müdürümüz bakın ne diyordu; "FETÖ terör örgütü ile ilgili ilk raporu hazırladığımızda ANAYOL hükümetinin ikinci adamı Mesut Yılmaz sakın bu raporu servis etmeyin yoksa Başbakan Ecevit hükümeti düşürür diyordu." Evet koalisyon hükümetlerine mahkum ettikleri Türkiye'de saldıran ve saldırmaya hazırlanan teröristlerle ilgili bir rapor dahi hazırlayamaz haldeydik. Bir terör raporu yüzünden hükümet düşecek duruma getirmişlerdi bizi. "BATI"nın emrindeyim" diyen FETÖ ile ilgili rapor hazırlayamayan bir koalisyonlar mahkumu ülke, tüm Batı başkentlerinde ofis açtırılan ve liderlerinin "ABD-İngiltere-Almanya ile direk temasımız var" diye açık açık konuştuğu PKK ile nasıl mücadele edecekti? Maskeler düşmüştür. Artık "PKK başarılı bir operasyon yaptı" diye açıkça yayın yapan "Katillerin işbirlikçi sahibi" bir Avrupa var karşımızda. Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu Cuma günü "Türkiye'de tasfiyeler hukuku ihlal ediyor" diye rapor yayınlıyor, ertesi gün Venedik'te Gondol sefasıyla tatil yaptırılan teröristler İstanbul'u kana buluyor. Ardından sahte gözyaşları ile gelen Avrupa'nın neredeyse tamamı, açıklamalarında katliamı "Saldırı" diye geçiştirip, "Terör" bile diyemiyor. Artık sahtekarlıklarını örtemeyecek kadar gözü dönmüşcesine kartları açık oynuyorlar. Çünkü Türkiye'de yıllarca kurdukları sistem ellerinden kayıp gidiyor. Çünkü koalisyonlar dönemini tamamen tarihin karanlık sayfalarına gömmek üzere yola çıkan YENİ Türkiye geliyor. Bunu gördükçe, anladıkça, hissettikçe katillerini öne sürüyorlar. "İnsan hakları" diye bağırarak açıktan ve APTALCA, KATİL seviyorlar!

Takvim
13 Aralık 2016