DÜNYA

Ali Turhan : Putin’in Sessizliği

Tarih
28 Haziran 2017
İzlenme
3862 Kişi
 Sureyi de ki vekalet savaşının arkasında ABD-İngiltere-İsrail var. İstemezlerse bu bölgede mantar tabancası bile patlatılamaz.

Bildiğimiz üzere bugünler de bize yoklama atışı yapıyorlar. Bu atışlarla ordumuzun gücünü test ediyorlar. Bizse artık terörü sınır dışında kabul ediyoruz. PKK’nın ipi ABD’nin elinde. Kamu oyunda her ne kadar PYD olarak anılsa da. Kendi çocuklarını korumak için bizimle istihbarat paylaşmıyorlardı. Bizse terörü bataklığında kurutacağız.

Bu sebepten Afrine operasyon şart.

Başlıyoruz,

ABD yakın zamanda toplama devlet olmanın sıkıntısını çekecek. Bunu bir köşeye not alın. Türkiye’yi yanına alamadığı için giderek yalnızlaşıyor. Suriye de kimyasal silah var bahanesi artık rağbet görmüyor. Astana görüşmelerinden beri Türkiye net olarak ne diyorsa yapıyor. Yalnızlaşan ABD, Çin’i oyuna çağırdı. Tabii ki cevapsız kaldı. Yalnızlığını gidermek için kimyasal konusunu AB’ye taşıyacak ki yalnızlığı son bulsun.

Suriye’de ki eğit-donat diye yaptığımız askerleri parayla eğit-oynata döndürmek üzereler.

Bölge de biz, bir tek biz yerli halkın topraklarını verelim diye uğraşıyoruz.

Gelelim Rusya hamlesine,

Bu hamle çatırdayan ve zayıflayan Suriye muhalefetine ağır darbe vurmayı meşrulaştıran önemli bir Rus stratejisidir.

Şuan da ABD ile tarihimizde hiç olmadığımız kadar çatışma riskimiz bulunmaktadır. Son Suriye uçağının düşürülmesi bizi Rusya’ya önemli taktiksel değişiklikler yapmak zorunda bırakmıştır. Bu değişikliklerin en önemlisi afrindir. Rusya an itibari ile askerlerini daha nice rejim bölgesine çekmektedir. Buda Türkiye’ye "gel al" mesajıdır.

Rusların bir sonra ki hamlesi Esad’ın Suriye’nin değişim sürecinde basında olması istediğini gerçekleştirmesidir. Türkiye bağlantılı ve yönetimdeki ılımlı muhalefetten bir kaç gün önce  "Beşar Esad geçiş sürecinde olabilir" sesleri perde arkasından duyulmasıdır. (Bu Rus askerlerinin afrinden çekilmesinin Türkiye’ye verilen karşılığıdır.

Devam edelim,

Rusya’nın son hamlesi ise idliptir. Rusya ile Türkiye İdlip’e asker gönderme kararı aldı. Hatta Kazakistan ve Kırgızistan’dan asker gelebileceğini söyledi, peki neden?

1. Suriye muhalefetine fitne sokmak (Suudi Arabistan destekli gruplar ile Türkiye ve Katar destekli gruplar arasındaki çatışmayı daha da ateşleyerek Esad’ın elini güçlendirmek,

2. Türkiye’yi İdlip de sahada görecek. Suudi Arabistan destekli grupların Türkiye’ye karşı eylem fırsatı vermek. (Türkiye’ye karşı savaş artacak) DAES yeniden hortlayabilir. 2 gün önce gösteri yapıldı, İslam devleti isteriz sloganı ile,

3. En önemli savaşan grup olan Türkistanlılarla ne Rusya, ne Esad rejimi, ne de başka bir kuvvet durdurmamıştır. Bunların merkezi İdlip’tir. Rusya’nın bu hamlesi hem elimizden yavaş yavaş kopmakta olan Türkistanlı grupları durdurmak, hem de onlara karşı Türkiye’yi hasım yapmaktır. Unutulmamalıdır ki el-bab da Türkiye Türkistanlılarla savaşmıştır.

4. Kazakistan ve Kırgızistan dan asker getirme eğilimi ise tamamen Türkistanlılar için geliştirilmiştir. Türkiye kabul etmezse Kazak ve Kırgız askerleri ile bu projeyi yapmak için bir B planı olarak oluşturulmuştur.

Buraya kadar anlaşıldı.

Devam,

Rusya görüldüğü üzere çok kapsamlı ve tamamen her şekilde kazandığı bir tuzağa çekmek istemektedir. Daha önce Çeçenleri kendi güçleri ile kullandılar. Şimdi ise Orta Asya’dan topladıkları Müslüman Türkleri"turan kuvvetleri" adı altında Türkistanlı ve diğer gruplara karşı kullanmaktadır ve Esad rejiminin  son 1 ayda büyük atağa geçmesinin ve hakimiyet alanının genişlemesinin asıl nedeni de budur.

Yapılması gereken şudur;

Türkçe konuşan devletler bu günlerde biraz daha fazla istihbarat paylaşmalı. Kardeş kardeşe kırdırılmadan önce acil müdahale edilmelidir.

Önlemleri de şöyle sırlayalım;

1. Türkiye kısa vadede asla İdlib’e ne kendi nede başka bir devleti sokmamalıdır,

2. Buraya eğitim ve donanım olarak müdahale edilmeli ve tüm gruplar birleştirilmeli, istemeyenler bölgeden uzaklaştırılmalı ya da pasifize edilmelidir,

3. Türkistanlı gruplar Türkmen dağı bölgesine çekilmeli, İdlip bölgesinden bir süreliğine uzak tutulmalıdır ve bunlara donanım ve yardım yapılmalı, aileleri deport edilmemelidir.

Türkiye ve Rusya’nın İdlip’e hamlesi duyulur duyulmaz güney Suriye’de bulunan muhaliflere Suudi Arabistan destekli selefi kökenli gruplar sayılarını çoğaltmaya başlamıştır. Afganistan’dan militan getirme yoluna gitmiştir ve şuan da hızlı bir şekilde nüfusları artmaktadır.

Herkesin petrolüne sahip çıkmak için mücadele ettikleri bu coğrafya tam vekalet savaşına dönmüş durumdadır. Türkiye samimiyetini bozmadan Suriye’nin gerçek sahiplerine topraklarını vermek için mücadele etmektedir. Osmanlı’dan sonra huzur bulamayan Orta Doğu sanırım bir daha kıyamete kadar huzur bulamayacaktır. Avrupalı Hristiyanlar okyanusları aşıp Müslüman katletmeye gelirken son peygamberin ümmeti bizler ebabil beklemeye devam edeceğiz. Olmadı Mehdi’yi bekleriz. Gereğini yapmayı düşünemeyiz.

Saygılarımla,

Seslimakale.com
28 Haziran 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • yasin doğan

    30 Haziran 2017
    0 0
    rica etsem iletişim bilgilerinizi alabilir miyim? tweet @beeyasin
  • Yusuf

    29 Haziran 2017
    2 0
    Mehdinin geleceği doğrudur fakat Ehli Sünnet Alimleri onları bir beklenti içinde kendilerini salmamışlardır. Mehdinin alametleri bellidir ve daha da vardır. Gereğini yapmayı öğütlemeyen bir tek ehli sünnet alimi bulamazsınız .
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER