Zulüm 1967 başladı.

 Altı gün savaşlarını yapan İsrail asma, zeytin ve en iyi tarım arazilerini barındıran, en iyi su kaynaklarını yer altında barındıran Golan Tepelerini işgal edip oraya çöreklendi.

Bir taşla bir sürü kuş.

 Tamam, da bu olaylar olalı olmuş elli iki sene.

 Gece kondu mu bu işgal edince mal sahibi olunsun?

 Popülerlik hastalığımı bu Amerika gündemden düştü diye gece yarısı tweet atılsın?

 Aktrist mi bu Başkan Tramp her sıkıştığın da Yahudilere imtiyaz tanısın?

Uluslararası sistem çöktü mü ki bu adamlar bu kadar kifayetsiz dolaşsın?

Peki, ne oldu da iki ay önce Suriye’den çıkmaya hazırlanan ABD işgali meşrulaştırma yoluna gitti. Bu sebepten mi biz Suriye’den çıkamayız dediler.

 İsrail stratejisi evanjelistlerle işlediği için mi ses her seferin de okyanusun öte yakasından geliyor.

Bölgede ki şiddet ve acıyı körükleme ye mi hazırlanıyorlar.

 Öteki taraftan Birleşmiş Milletler bu güne kadar aldığı kararları onaylamaktan başka işler yapmaya başlamazsa bu şiddet dünya ya doğru yayılır. Ayrıca bu hamle Uluslararası hukukun dibine kibrit çakmaya çalışmak anlamına da geliyor.

Avrupa Birliği de diğerlerinden farklı değil. Karar alıyor, kınıyor, bağımsızlığı tanımıyor falan filan.

Film seyreder gibi ölümleri izliyorlar.

Gerçek plan ne?

Siyonistler arz-ı mevut ideallerine doğru bir adım daha atıyorlar. En nihayetinde Türkiye yüzleşmeye doğru bir adım daha yani. Bütün hesaplar ise kolu kanadı kırılmış, tüyleri yolunmuş bir Türkiye üzerine. Yeni Zelanda’daki saldırıyı sıradanlaştırma hesabını hiç söylemiyorum bile.

Ayrıca Suriye’nin bölünmesinin resmi hamlesi demek. Daha karanlık olan kısmı ise İran için başlıyor. Suriye sınır komşuluğundan çıkıyor İsrail komşuluğu başlıyor demek. Ki bu kanın miktarını arttırır başka bir işe yaramaz.

En büyük mesaj dünya ya.

Artık Suriye’nin toprak bütünlüğünden bahsedemezsiniz diyorlar.

Saygılarımla.

seslimakale.com.tr