EKONOMİ

Ali Karahasanoğlu : İkinci raundu da, faizciler aldı!

Tarih
25 Ağustos 2023
İzlenme
1203 Kişi

Seçime giderken Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, Ahmet Davutoğlu’na, Temel Karamollaoğlu’na, Ali Babacan’a, Meral Akşener’e kadar hepsi, bunların yanlarındaki yamaklara kadar, “Ekonomi berbat.. Faizin artırılması gerekir iken, indiriliyor. Faiz artırılmalı, hem de radikal şekilde artırılmalı” dediler..

Sadece siyasiler değil.

Ekonomi uzmanı olarak kendisini tanıtan akademisyenler ve kerameti kendinden menkul muhalif gazeteciler..

Hep birlikte “He he.. Faiz artırılmalı. Hem de yüksek miktarda artırılmalı” dediler..

85 milyonluk Türkiye’nin berbat olduğunu iddia ettikleri koskoca ekonomisi ile ilgili, faizin düşüklüğü dışında tek bir kusur gösteremediler..

Faiz, adeta “sihirli değnek” idi. Dokununca e’sinden i’sine “ekonomi” aniden düzelecekti. Yoğun bakımdaki hasta, birden koşmaya başlayacaktı..

Oysa..

Konuştuğumuz konu, ekonomi.

Yani varlık. 

Akit yazarı Ali Karahasanoğlu kadın cinayetlerini aklamaya devam ediyorYani önceden sahip olduğunuz varlık ve devam eden etmesi yönünde ümit vermesi gereken varlık.. Yani üretim..

Tarımsal ürünleri ile üretim. Sanayi ürünleri ile üretim.. Turizm sektörü ile cazibe merkezi haline dönüşen, çekilen turist sayısı ve onlara yaptırılacak yüksek harcama ile üretim.. Yurtdışında, Türk girişimcilerin alacakları imalat işleri sonrasında ülkeye getirilecek döviz ile oluşturulan zenginlik anlamında üretim.

Ekonominin düzelmesi, daha iyi olması için, bu başlıklar altında “üretim” odaklı çözümler hayata geçirileceğine, sürekli “faizi artırın, neticeyi görün” görüşü pompalandı..

Çünkü faiz artırılarak, paradan para kazananlar, daha zengin edilecekti.. Yıllardır süren sömürü, devam ettirilecekti..

Direndiler..

“Paradan para kazandırmaya son verilmesi” yönündeki Türkiye’nin son kararını dün geri aldırdılar..

28 Mayıs seçimlerine % 8.5 politika faizi ile giren Türkiye, önce % 15, sonra % 17.5 ve dün son olarak da % 25 faize mahkum edildi..

Türkiye’nin ekonomi politikasını yüksek faize uyarlamasını değiştirme kararlılığının cezalandırılmak istendiğini söylediğimizde, dövizdeki artışın ekonomik sebeplerden değil, dış güçlerin operasyonundan kaynaklı olduğunu söylediğimizde..

“Hah hah ha.. CDS kaç, biliyor musun” cevabı ile karşımıza çıktılar.

Öyle ki, soldan çarklı televizyon kanalları, hem de sol görüşlü ekonomistlere değil, AK Parti kaçkını bakanlara, AK Parti’nin göreve getirdiği bürokrat eskilerine, saatlerce CDS primi yorumları yaptırdılar..

Neymiş “CDS pirimi”?

“Türkiye’nin borçlanma maliyetini ifade eden gösterge” imiş..

Kısaca, “kredi risk primi” imiş.

Hafize Gaye Erkan: Enflasyon 85,5'ten yüzde... | Rudaw.netCDS pirimi yüksek olunca, maliyetlerle borçlanıyormuşuz..

CDS primi düşük olunca, (nerdeyse) bedavaya borçlanma imkanı buluyormuşuz..

Peki, CDS; yıllara varan, üretim merkezli bir yığın verinin toplamı sonrasında ortaya çıkan bir gösterge mi, yoksa bir tuşa bastığınızda, hoop zıplayan, birileri başka bir düğmeye bastığında lop inen bir gösterge mi?

Dün bunu da gördük..

Faizi radikal şekilde yükseltince..

Yani “para baronlarına paradan para kazandırma kararına geri dönüyoruz” denildiğinde..

Hemen anında CDS, geçen yıl çıktığı 800’lerden, 394,6 rakamına kadar inmiş.

İnen sadece CDS değil..

Dolar da indi.. Euro da indi..

“% 8.5’uğun 15’e çıkması yetmez. 17.5’a çıkması yetmez” diyen para baronları..

Seçim sonrasında faiz yükseltildikçe, onlar da dövizi yükselttiler..

“Daha fazla sömürmek isteklerini ifşa ettiler.

Dün ise, “Tamam, şimdilik % 25 bize yeter” dediler..

Ve dün dolar inmeye başladı..

Özgür Demirtaş'ın önerdiği isimler dikkat çekti - Gündem - www.hha.com.tr - Halk Haber AjansıBunu, büyük ekonomist, Sabancı Üniversitesi finansal ve filmsel işler müdürü Prof. Özgür Demirtaş, şöyle yorumladı:

“Türkiye Ekonomi Modeli denen şey bugün itibari ile bitti! Merkez Bankasını tebrik ederim.”

Affedersiniz, üretim ne oldu?

Tarımsal planlama ne oldu?

Sanayi ürünleri alanındaki imalat rakamları ne oldu?

İşsizlik rakamları, ihracat rakamları, ithal malların durumu, turist sayısı, betona gömüldüğü öne sürülen trilyonlar, daha onlarca veri ne oldu?

Ne oldu da, faize dokununca, bunların hiçbirisinde bir küçücük değişikliği beklemeden, hemen dakikasında, dolar inmeye başladı.

İnmeye başladı ise, dolarda bir şişkinlik olduğu ispatlanmış olmadı mı?

O şişkinliğin bir sebebi de, “Faizi yükseltmemiz lazım. Radikal şekilde yükseltmemiz lazım” diyerek, iştah kabartan açıklamalar yapanların körüklemesi değil miydi?

Aslında uzun uzun anlatmaya gerek yok..

“Türkiye’de tencerenin değiştirmediği iktidar yoktur” deyip..

Sağcısının, solcusunun, milliyetçisinin komünistinin, çakma ülkücüsünün PKK’lısının bir araya gelip devirmeye kalkıştığı Tayyip Erdoğan’ın başarısız olduğu öne sürülen konu ekonomi idiyse.. 

Ekonomideki başarısızlık(!) da, faizi % 25-30 olarak açıklamakla düzelecek bir şey idiyse,..

Bu kadar tantanaya ne gerek vardı?

Erdoğan, faizi % 30 olarak ilan edilmesini eski yönetime emrederdi. İş olur biterdi..

Ama kazın ayağı öyle değil..

Özgür Demirtaş’ın bilinçaltından ifşa ettiği gibi.

Özgür Demirtaş: Türkiye Ekonomi Modeli bittiTürkiye, kendi ayakları üstünde durmak için çabaladı..

Direndi..

Para baronları o kadar güçlü, o kadar kalleş, o kadar farklı görüşten olanları bir araya getirebilen büyük bir güç idi ki..

Erdoğan’ı devirmeyi başaramadılar ama..

Erdoğan’ı devirdiklerinde, işbirliği içinde olduklarına yaptıracaklarını, Erdoğan’a yaptırmayı başardılar..

Ama yine de biz, bir adım da olsa öndeyiz..

Erdoğan kaybetseydi, Türkiye yeniden ayakta durmayı hiç denemeyecekti..

Erdoğan kazandı.. Bugünlük o; kaybedenlere yaptırılacakları yapsa da.. Yarın eminim ki, yeniden kendi ayaklarımız üzerinde durma kararını alacaktır..

Bir adım önde oluşumuz bundan..

Evet, onlar seçimi kaybetseler bile, ekonomi alanında şimdilik kazandılar..

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER