Saldırgana “Osmanlı torunu” diyen ben değilim..
Danıştay cinayetinde de aynı oyunu oynamışlardı..
Emin Çölaşan’ın karısı; “Koca kontenjanı”ndan Danıştay’a üye yapılan Tansel Çölaşan, 2006 yılındaki Danıştay cinayetinin hemen ardından, kimsenin duymadığı “Allahü ekber” diye bağrıldığı ve “Osmanlı torunuyuz” denildiği iddiasını ortaya atmıştı..
Şİmdi de “Osmanlı torunuyuz” diye bağrıldığını iddia eden, bir CHP milletvekili..
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Özgür Özel’le saldıran Selçuk Tengioğlu için, “Saldırgan ambulansa alındığında ‘sen kimsin?’ diye soruldu. Saldırgan da ben Osmanlı torunuyum’ dedi. Bu açıkçası bir provokasyondu” açıklamasını ilk dakikalarda yapmıştı....
Şimdi Özgür Özel’e saldırının yapılmasının üzerinden bir gün geçince, o “Osmanlı torununu”nun kim olduğunu, daha iyi öğreniyoruz..
2004 yılında iki evladını katleden..
Bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen hainlerin ise, “AK Parti iktidarında yoksulluk, babayı cinnet geçirmeye sevketti. İki çocuğunu öldürdü” diye, Tayyip Erdoğan düşmanlığından hareketle, işlediği cinayetleri desteklenen bir adam..
Cinayeti işlediğinde de desteklenmiş..
Tahliye olduktan sonra da..
Beyoğlu’na gelmiş..
Birden fazla vukuat.. Hırsızlık, uyuşturucu vesair deniyor..
Onların hepsini bir kenara yazdık..
Bir de belediye kasasından besleniyor..
Apart otelde kalıyor. Otelin ruhsatı bile yok..
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e saldırınca, CHP’li Beyoğlu Belediye Başkanı’nın aklı başına geliyor..
Otele soruyor: “Abi ruhsatın var mı?”
O da pişkince alay ederek cevap vermiş olmalı:
“Ruhsatı verdin mi ki, şimdi görmek istiyorsun.”
İşin doğrusu..
CHP’li Beyoğlu Belediyesi, rant oluşturmaktan otellerin ruhsatlarını denetlemeye fırsat bulamamış olmalı ki..
Saldırı sonrasında ancak sormayı aklına getirdiği ruhsatın olmadığını, daha yeni tespit etmiş ve hemen orayı mühürlemiş..
İBB’yi sürekli eleştiriyorduk.
“Suçlulara, sabıkalılara belediye imkanlarını peşkeş çekiyorlar” diye..
İşte bir somut örnek daha..
Adam iki çocuğunu öldürmüş.
Başka suçları da var..
Ama CHP’li belediyeden yardım alıyor..
Çünkü..
Çünkü, altılı masanın dış ortaklarından Zafer Partisi’nin İzmir teşkilatına üye olan ağabeyin anlatımı ile saldırgan çok sıkı bir Atatürkçü.
Sıkı bir Atatürkçü olursanız, belediyeden yardımı da hakkedersiniz.
Sabıkanız varmış..
Bir partinin genel başkanına, avucunuzun içi ile vurdunuz mu, iki dakika kendisinden geçirecek fiziki güce sahipmişsiniz..
Önemli değil..
Beyoğlu Belediyesi’nin sosyal yardım araştırmacıları, binlerce öğrenci imkansızlıklar içinde, toplu ulaşıma gelen astronomik zamları karşılayarak okullarına giderlerken, fakültelerine giderlerken.
Saldırganımız için önce belediye görevlileri tespitlerini yapıyorlar..
“Başvuru sahibi Selçuk Bey 65 yaşında sağlık sorunlarından dolayı çalışmadığını beyan etti. Boynunda kireçleme ve ayağında yürümesini zorlaştıracak sağlık sorunları olduğunu belirtti” tutanağı tutuyorlar..
Saldırganın “0 lira” geliri olduğunu, kendi beyanından hareketle zabıt altına alıyorlar..
Bu tutanak tutulmasının hemen ardından..
Yani, Beyoğlu Belediyesi CHP’ye geçmesinden hemen iki ay sonrasından bu yana ise..
CHP’li Beyoğlu Belediyesi’nden hem ayni yardım veriliyor, hem de marketten alışveriş imkanı kendisine sağlanıyor..
Şimdi CHP tarafından, özellikle de Ekrem İmamoğlu tarafından fonlanan internet siteleri hep birlikte, “Saldırgan ifadesinde CHP’den ‘yardım’ alamadığını söylemişti. Oysa yardım almış, yalan söylemiş” diye başlık atıyorlar.
İşe bakın..
Saldırganı beslediklerini, övünerek anlatıyorlar..
İki çocuğunu öldüren bir katili, Beyoğlu Belediyesi, seçimlerini kazanır kazanmaz, yardıma boğduklarını kendileri açıklıyorlar.
Biz söylediğimizde, inkar ediyorlardı.
“Biz suçlulara yardımda bulunmuyoruz” diyorlardı..
Şimdi ise, gerçeği kendileri ilan ediyorlar..
Hem bir katile yardım ediyorlar, sırf Atatürkçü olduğu için.
Hem de onun üzerinden, siyasi iktidara saldırıyorlar.
Algı oluşturmaya çalışıyorlar: “Saldırgan, Osmanlı torunuyum dedi.”
Cumhuriyet gazetesi, bu yalanı, dün birinci sayfasından vermekten çekinmedi..
Bakalım bugünkü gazetelerinde, saldırganın CHP’li belediye tarafından beslendiğini de yazabilecekler mi?
Ekrem İmamoğlu, ilk anda hemen cezaevinden ahkam kesmişti: “Cumhurbaşkanı’nın telef olurlar söylemi sonucu, bu saldırı düzenlenmiştir” demişti..
Ne oldu, gerçek ne çıktı?
Saldırgan da CHP’den..
Besleyen de CHP’den..
Saldırılan da CHP’den..
Bu arada bir özeleştiri de yapayım..
Benim, bu ve benzeri saldırı potansiyeli olan adamları tahrik etme diye aklımın köşesinden bile bir şey geçmemiş olsa da..
Biraz da ironi yapayım..
Yaşanan saldırı sonrasındaki özeleştiride, kendimi de kusurlu buldum..
Kim bilir belki de bu saldırgan, bizim yazdığımız yazılardan etkilenmiştir..
Her ne kadar yazdıklarımız gerçek de olsa..
Ekrem İmamoğlu’nun üç villası..
Beylikdüzü’nde bir villayı, dört daireyi, rüşvet babından Kameroğlu inşaattan almış olduğunu yazmış olmamız..
Önceki büyükşehir belediye başkanlarının Florya’da kaldıkları lojmanı, Ekrem İmamoğlu’nun beğenmeyip, Sarıyer’deki 8 bin m2lik devasa köşkü restore ettirip orada yaşamaya başladığını yazmamız..
Lüks, şatafat içinde, bir kolunda 2 milyonluk saat, evinde elbise mağazası gibi takım takım giysilerin olduğunu ifşa etmemiz...
Ekrem İmamoğlu’nun müdürlerinin bile, 450 bin TL aylık kirası olan villalarda kaldığı bilgilerini okuyucuya aktarmamız..
Bu çerçevede CHP’nin yolsuzluklarını ayrıntıları ile yaza yaza..
Belki de bu Selçuk Tengioğlu da, “CHP’li belediyeler yiyor. Bize hiç göstermiyorlar. Ne yapayım, ne yapayım, bunlara bir ders vereyim” demiş olabilir..
Adam Atatürkçü..
Çocuğunu bile öldürmekten çekinmeyecek kadar gözü dönmüş, sonrasında adi suçlara karışacak kadar hak bilmeyen, hukuk tanımayan bir kimliği var..
Ağabeyi Zafer Partili..
Hani daha ayrıntıya girsek, kim bilir yakınlardakilerin alkollü ne vakaları da silsile halinde önümüze dökülecektir..
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.