GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu : Danıştay cinayetinde 9 yıldır aydınlanmayan gizemli noktalar!

Tarih
17 Kasım 2014
İzlenme
1172 Kişi

17 Kasım 2014...
Danıştay cinayeti, cumhuriyet tarihinin en derin olaylarından birisi.

Danıştay cinayeti, önce dindarların üzerine yıkıldı.

Özellikle bizim “İşte o üyeler” manşetimizle irtibatlandırılmak istendi..

Çiğ yememiştik ki, karnımız ağrısın..

Sonra, soruşturmanın rengi değişti..

Ergenekon dosyasına dahil edildi.

Ama samimi olmalıyım..

Buna, gazetemizin muhabirleri de şahittir..

Danıştay cinayeti Ergenekon’a bağlanırken bile..

Ben olayın karanlık noktalar içerdiği ve o noktalara Ergenekon soruşturmalarını yürüten savcılar ve mahkeme dahil, hiç kimsenin dokunmadığı/dokunamadığı şüphemi hep taşıdım..

Tereddütlerimin nelerden kaynaklandığının kısa bir özetini yapayım..

Alparslan Arslan yakalandığında, işyerinde yapılan aramada, bir dershanenin avukatlığı ile ilgili bilgiler not edildi.

Ama defalarca değişik kanallardan araştırdığımız halde, o dershanenin hangisi olduğu ortaya çıkarılmadı..

Gizlendi.

Cinayet açısından bir önemi var mıydı, yoksa başka sebeplerle mi gizleme yapıldı, bilemiyorum..

Alparslan Arslan, Danıştay cinayetinde iki Glock ile yakalandı..

Bunun tek sebebi olabilirdi..

İkinci bir cinayet daha işlenecek, farklı silah kullanılacak ve farklı bir mesaj verilecekti!

Bu ihtimal, ne derece doğru, aydınlığa kavuşmadı. Kavuşturulmadı.

Sadece, Arslan’ın Danıştay’dan sonra, YÖK’e gidip, orada da YÖK Başkanı’nı vuracağı iddiası ortaya atıldı..

Ama üzerinde ciddi şekilde durulmadı.

Hatta, bir süre sonra, farklı bir derin el, YÖK Başkanı’na suikast girişiminden tutuklandı..

Ancak  arada bir bağlantı var mıydı, açıklığa kavuşturulmadı.

Alparslan Arslan’ın olay yerine gittiği aracı ile ilgili iki farklı notum var..

Birisi, aracın camındaki İstanbul Emniyeti’nden alınmış, “görev kartı”..

O kartı İstanbul Emniyeti’nden kim verdi?

Niçin verdi?

Hiç araştırılmadı..

Arka planda neler olduğu, soruşturulmadı!

Araçla ilgili ikinci notum ise.. 

Plakanın ilk günlerde farklı verilmesi idi.

Plaka 34 BE 0126 mıydı?

Yoksa 34 BE 0164 mü?

Bakın haberlere, ikisi de var..

Plakanın ne olduğu da, net olarak açıklığa kavuşmadı..

Acaba arkasında bir sır mı vardı?

Yoksa basit bir maddi hata mıydı?

Danıştay cinayetinin işlendiği Mayıs ayı başında..

Cumhuriyet gazetesi, dandikten de olsa üç defa bombalandı..

Haydi diyelim ki, birincide emniyet hazırlıksız idi..

Ya ikincide.

Ya üçüncüde?

Şişli Emniyet Müdürlüğü’nde, kimler vardı, kimler, bu el bombası atılması eylemlerini seyretti?

Bilinçli bir örtbas mı vardı?

Yoksa sıradan bir kusur mu?

Acaba beklenti ne idi?

Dandikten de olsa.. O el bombaları ile, gazetedeki bir etkin ismin yaralanması veya ölmesi mi amaçlanıyordu?

Ki, ortalık karışsın..

O olmayınca da, Danıştay’a mı yöneldiler?

Yoksa, en başından zaten bu kurgu yapılmış mıydı?

Hem Cumhuriyet’te yaralanmalar.

Hem arkasından Danıştay’da cinayet.. Ve hatta YÖK’te bir suikast.

Bu da aydınlığa kavuşmadı..

En önemlisi..

Defalarca yazdığım halde.. Bir sonuç alınamayan mesaj hikayesi.

Cinayeti işleyen Alparslan Arslan, olaydan hemen bir gün önce, “Yolcuyu görmeli miyim” diye mesaj geçiyor..

Kime?

İddiaya göre, kız kardeşine..

Soruluyor kızkardeşe: “Ne demek yolcuyu görmeli miyim?”

Kızkardeş cevap veriyor: “Böyle saçmasapan mesajlar atıyordu. Ciddiye almıyordum..”

Ve bu cevapla, konu kapatılıyor..

Oysa..

Büyük ihtimalle kızkardeşin gibi görünen cep telefonu, klonlanmış..

Ve Alparslan Arslan’ın irtibat halinde olduğu derin kişilerden birisinin kullanımındaydı..

Mesaj da, ona çekiliyordu..

Ondan mesajlar alınıyordu.

Görüntüde ise, kızkardeşle mesajlaşılıyormuş gibi bir izlenim veriliyordu..

İlginçtir, Alparslan Arslan’ın çektiği mesajlar telefonda duruyor..

Ama cevaben yollanan mesajlar ortada yok..

Niye yok?

Nasıl yok?

Belli değil..

Tüm bunlar, size karanlık bir olayla karşı karşıya olduğumuzu göstermiyor mu?

İster cinayetin bireysel olarak işlendiğini kabul edin.

İsterseniz, Ergenekon’un provokasyon amaçlı olarak cinayeti işlettiğini varsayın..

Her iki ihtimalde de, olayın karanlık yönleri var..

Bunlar çözülmeden, doğru bir sonuca varılması da, mümkün değil!
YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER