MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tam destek verdiği, bir devlet politikası olarak yürütülen “Silahların bırakılması, PKK’nın tasfiyesi, Terörsüz Türkiye” planı belli bir aşamaya geldi.
Kamuoyu “Terörsüz Türkiye” hedefine büyük destek veriyor. Ancak “Çözüm Süreci” hayal kırıklığının etkisi yüksek. Bu yüzden olsa gerek, desteğin “sessizliği” dikkat çekici. PKK ve değişik isimler altında varlığını devam ettiren unsurların��n, süreci sabote etme, boşa çıkarma konusunda “eski alışkanlıklarını” devam ettireceklerine dair güçlü bir kanaat etkili.
BİZİMKİLERİN DURUMU ABD’YE KARŞI AVRUPA’NIN ÇARESİZLİĞİNE DÖNDÜ. İÇERİDE BİR TELAŞ VAR
Ancak belki de Türkiye tarihinde ilk kez böyle bir şey oluyor. Örgütün tamamen ortadan kaldırılması, İsrail’in elinden o silahın alınması, Suriye ve bölgedeki yeni denkleme göre nihai noktaya ulaşılması Türkiye’nin ana hedefi. Terör ve şiddetin ötesinde bölgesel jeopolitik hedeflere yönelik belki de en önemli adım.
CHP ve marjinal muhalefet çevreleri ile “Türkiye’nin iç çatışmalarından güç alan” çevreler, şu an yeni pozisyon belirleme telaşında. Durumları; ABD ve Rusya’nın pazarlığa başlamasından sonra Avrupa’nın açığa düşmesine, yalnız kalmasına, yeni arayışlarına benziyor.
Açıktan karşı çıkamıyorlar ancak gönüllü desek vermiyorlar. Çünkü bunun Türkiye’nin iç politikada bütün hesapları sıfırlayacağını pekâlâ biliyorlar. Sonrası için bir hesap kuramadıkları için de ciddi bir telaş söz konusu.
KIRK YILLIK SABRA “YENİ BİR SABIR” EKLENDİ
Türkiye aslında “son bir şans” verdi. Kırk yıllık sabra yeni bir “sabır” ekledi, PKK ve unsurlarına, silahlarını bırakmaları, kendilerini feshetmeleri, 20. yüzyıla özgü Batılı hesapların tetikçiliğinden kurtulmaları için son kez bir alan açtı. Artık bir karar verecekler. Bu kez de fırsatı değerlendiremezler, doğru algılayamazlarsa bu bir daha tekrarlanmayacak.
ABD Başkanı Trump’ın Beyaz Saray’da Zelenski’yi azarlayıp kovmasına dair görüntüleri bütün dünya dehşet içinde izledi. ABD ve Rusya anlaşıp Avrupa’yı bir kenara attı. Bütün Avrupa liderleri ABD’ye tavır aldı, bölünmez denen ABD-Avrupa ekseni paramparça oldu. Bunun çok daha dehşet verici örneklerine tanık olacağız.
DEVLETLERE EL KONULUYOR ÖRGÜTLER NE Kİ!
Böyle bir dünyaya girilmişken, tahmin etmediğimiz yeni cepheler açılırken, neredeyse ABD-Avrupa savaşından söz edilirken, Türkiye Avrupa için yeni bir umut haline gelmişken, kimse kimsenin gözünün yaşına bakmayacak.
Küçük hesaplar yapanlar, küçük oyuncu olmayı tercih edenler yerin dibine batacak. Onlar için tarihin sonu olacak. Büyük pazarlıklar arasında yok olup gidecekler.
PKK ve unsurları, böyle bir dünyada kendilerine yeni roller, yeni ihaleler aramaya kalkışırlarsa, kesin imha olacaklar. Hiçbir şekilde bu coğrafyada varlıklarına müsamaha edilmeyecek.
Devletlere, ülkelere bile el konulurken, çokuluslu şirketlere el koymanın kapıları açılırken, terör örgütleri bu büyük hesaplaşmada sadece birer küçük lokma olarak kalacaklar.
BİRÇOK ÜLKE, ULUS BÜYÜK SINAMALARLA YÜZLEŞECEK. KÜÇÜK OYNAMAK İNTİHAR…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamaları bence geleceğe dair yol haritasını net bir şekilde ortaya koyuyor. Şayet bu son şans kullanılmazsa, istismar edilirse, pazarlık aracı olarak kullanılırsa, Türkiye’ye karşı başka denklemlerde yeni arayışlara girilirse, bu “son sabır” Türkiye’nin zaafı olarak algılanırsa büyük bir imha harekâtı kaşlar.
Neden? Bu kararlılık sadece terör, sadece PKK ve unsurları esas alınarak gösterilmiyor. Öyle bir dünyaya girdik ki, birçok ülke ve ulus, geleceğe çıkabilmek için “intihar derecesinde” savaşlara, sınanmalara girmek zorunda kalacak.
Siz bunu sadece Ukrayna sanıyorsunuz. Ama değil. O ölçekçe milletler için tarihin en ağır imtihanı yaklaşıyor. İşte bu aşamada dünya, büyük güçler arasında büyük pazarlıklara sahne olacak. Küçük kalmak, küçük oynamak imha edilmektir. Böyle bir dünya var artık.
“DEMİR YUMRUĞU HAZIR TUTUYORUZ”
Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan:
“Şayet verilen sözler tutulmaz sürekli oyalama, göz boyama isim değiştirip bildiğini okuma gibi şark kurnazlıklarına evrilmeye çalışılırsa günah bizden gider. Demir yumruğumuzu hazır tutuyoruz!”
“Halen devam eden operasyonlarımızı gerekiyorsa taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadan son teröristi bertaraf edene kadar sürdürürüz. Terörsüz Türkiye hedefimizi, tüm unsurlarıyla kuvveden fiile çıkardığımızda, bu ülkenin önünde artık kimse duramayacak.”
“Hiç kimse duramaz” derken sadece terörü, örgütleri kastetmiyor. İmparatorluklar çağının kapılarının açıldığının bilinciyle, bugün dünyada var olan bütün güçleri kastediyor. Siz buna ister Avrupa deyin ister ABD, aklınıza hangi güç gelirse.
ATEŞKES DEĞİL FESHETME. YİNE O OYALAMA, YİNE O “TİYATRO”..
Ancak şu ana kadar PKK ve unsurlarından gelen sinyaller; “Silahları bırakın kendinizi feshedin” çağrısının bir kez daha istismar edileceği yönünde. Suriye’de İsrail ve Dürzilerle pazarlıklara devam ediyorlar. Kandil’de ayak oyunlarına devam ediyorlar.
Yumuşak mesajlar vererek Türkiye’yi oyalamaya devam ediyorlar. Zaman kazanma, istismar, İsrail ve ABD’den gelecek talimatları bekleme taktikleri öne çıkıyor.
“Ateşkes” kararı almışlar. Oysa “ateşkes” diye bir gündem yok. Silahları bırakma, örgütü feshetme var. YPG ise; “Çağrı Suriye’dekileri kapsamıyor” açıklaması yapıyor. Hep aynı tiyatro. Bu son şans. Ama bu şansı da, Türkiye’nin ciddiyetini de tam kavrayamamışlar.
BAHÇELİ-DEMİRTAŞ GÖRÜŞMESİ: MESELE TERÖRÜN DE ÖTESİ…
Devlet Bahçeli’nin Selahattin Demirtaş’ı araması, Demirtaş’ın hastanede eşini ziyaret ettiği iddiaları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her konuşmasında ısrarla yürüttüğü vurgular, “Devlet”in daha atacak çok adımı olduğunu gösteriyor.
Kamuoyu her ne kadar “sessizce desteklese” de, Türkiye’nin, hem içeride hem de bütün bölgede bu işin üstüne çok şeyi bina ettiği ortada.
Şu açık: Mesele “terör” değil. Terörle mücadele diye bir şey kalmadı. Güçler çatışmasında sadece bir örgütün tasfiyesi değil bu. İlmik ilmik işlenen bir jeopolitik harita, iyi hesaplanan bir matematik var ortada..
BU MATEMATİKTE BAŞKA NELER VAR?
Bu matematiğin İsrail’i var Suriye’si var, Lübnan’ı var, Irak’ı var. Orta Asya’dan Doğu Afrika’ya uzanan büyük coğrafyası var.
ABD ile kurulacak “Pazarlık Masası” var, Avrupa ile yeni ilişki biçimi var. Karadeniz’i, Akdeniz’i, Basra Körfezi, Kızıldeniz’i var.
Bu matematikte Selçuklu var Osmanlı var, Türkiye var büyük bir gelecek planlaması var... Osmanlı’nın imhasından yüz yıl sonra başlatılan yeni Yükseliş Dönemi var.
“TAŞ ÜSTÜNDE TAŞ OMUZ ÜSTÜNDE BAŞ”.. İMPARATORLUKLAR BUNU DA YAPMIŞTIR.
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.