Avrupa; 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana hiç bu kadar çaresiz duruma düşmedi. Askeri ve diplomatik açıdan tam anlamıyla çöktü. Elindeki ekonomik güçle uzun süre ayakta kalması da mümkün değil.

Zira siyasi ve askeri olduğu kadar ekonomik olarak, kaynaklar ve pazarlar olarak da küresel eğilim Avrupa’nın aleyhine seyrediyor. O güç hızla durmaya, erimeye, hatta gerilemeye başladı. Pandemi dönemindeki tedarik krizi bile merkez Avrupa ekonomilerine çok ağır hasar verdi.

TİCARET KORİDORLARI BATI’NIN ELİNDEN ÇIKTI. YÜZYILLAR SONRA İLK KEZ!

Çaresizlik, ne kadar gizlense de ayyuka çıktı. Özellikle Güney Avrupa ülkelerinin ekonomik çöküşü, AB’ye inancı çoktan çökertmişti. Şimdi ise, yeni Avrupa haritaları konuşmanın vakti geldi.

Çin’den Avrupa’ya ulaşan Güney ve Kuzey tedarik hatları Çin’in, Rusya’nın, Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin eline geçti. Coğrafi keşiflerden, sömürgeciliğin başlangıcından bu yana ilk kez, Batı, dünya ticaret koridorları üzerindeki mutlak egemenliğini kaybetti.

Bu hat üzerinde Batı’nın var olan garnizonlarının, askeri ve siyasi nüfuz alanlarının hızla güç kaybedeceğini şimdiden söyleyebiliriz. Karabağ savaşı bunun ilk adımıydı. Devamı gelecek ve hepsi Batı’nın aleyhine seyredecektir.

2. DÜNYA SAVAŞI SONRASI İLK KEZ: SAVAŞLAR AVRUPA SINIRINA TAŞINIYOR.

AB genişlemesi, Birleşik Avrupa rüyası çoktan gömüldü. Baltıklardan Akdeniz’e uzanan yeni Roma İmparatorluğu hayali, kendi sınırlarını koruyamaz hale geldi. Bırakın büyük jeopolitik projeleri, enerji krizini bile çözemez duruma düştü.

Rusya ve ABD’nin Ukrayna üzerinde kapışmasının ilk kurbanı Ukrayna ise, ikinci kurbanı Avrupa’dır. Avrupa ortak savunması diye bir şey yoktur. ABD’nin himayesinden çıkma çabası varsa bile yerine koyabilecekleri hiçbir şeyleri yoktur.

İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez Avrupa sınırlarında bir savaş başlıyor. Ukrayna savaşı Ukrayna ile sınırlı bir durum değil. ABD’nin Karadeniz’e yerleşme, Doğu’nun da Avrupa sınırlarını zorlama krizidir.

BATI GENİŞLEMESİ SAVUNMAYA DÖNDÜ.

Yugoslavya’nın dağılması, Bosna Savaşı, ABD ve Avrupa’nın lehine olan gelişmelerdi. Batı genişlemesinin sonuçlarıydı. (Burada Bosna’nın, Türkiye’nin, Müslümanların özel durumu farklı.)

Şimdi durum tersine döndü. Ukrayna ile ilk kez Avrupa, Batı aleyhine bir savaş başlıyor ve bu, doğrudan Avrupa’yı tehdit ediyor.

Baskı Doğu’dan gelmekte, rüzgâr Doğu’dan esmektedir. Geri adım Batı’da yaşanmaktadır. Soğuk Savaş’tan bu yana devam eden NATO genişlemesi tersine dönmüştür.

Batı, genişleme yerine savunmaya çekilmiştir. ABD ve Avrupa’nın Afganistan’dan çekilme, kendilerine güvenenlerin uçak kanatlarından yere çakılma görüntüsü,Batı’nın Orta Asya’daki iflasıdır.

BALTIKLARDAN EGE’YE BATI SAVUNMA HATTI.

Ukrayna krizi durdurulamazsa devamı gelecektir. Polonya, Baltık ülkeleri ve Doğu Avrupa, çok ciddi Rus tehdidi altına girecektir. Bu ülkeler, tehdidi kullanan NATO’nun açık cephelerine dönüşecektir.

Her iki durum da söz konusu ülkeler için yıkımdır. Onları birer cepheye, savaş alanına, Doğu-Batı krizlerinin yok ettiği ülkelere dönüştürecektir.

Baltık Denizi’nden Ege’ye dikey bir Doğu-Batı cephesi,“Batı savunma hattı” kuruluyor. Bir anlamda Batı’nın Doğu sınırı yeniden tanımlanıyor.

AB ÜLKELERİ, TEHDİDİ YÜREĞİNDE HİSSEDECEK.

Polonya’dan Belarus’a, Ukrayna’ya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan’a uzanan kuzey-güney hattı “şimdilik” Batı sınırı olarak tanımlanıyor.

Ama bu sınır hızla daha batıya kaymak zorunda kalacak, çok kısa zaman içinde daha da batıya kayacak. Savaşı en doğuda durduramazlarsa tehdit Batı Avrupa sınırlarına kadar ulaşacaktır. Çünkü Doğu Avrupa kalkanı koruyamayacak, AB ülkeleri tehdidi yüreklerinde hissedecektir.

EZDİKLERİ, KİBİRLE BAKTIKLARI MİLLETLER İDDİALARIYLA DÖNDÜ.

Son otuz yıldır bütün savaşlar Ortadoğu’da yaşandı. Kızıldeniz Orta Asya hattında yaşandı. Bu savaşların tamamını ABD ve Avrupa çıkardı. Oysa 21. yüzyılda Batı medeniyetinin nihai zaferini ilan edecek, dünyayı tek yanlı olarak yöneteceklerdi!

O kadar pervasız hareket ettiler, o kadar büyük yıkımlar yaşattılar ki, ülkeleri, milletleri gözlerini kırpmadan heba ediyor oluşları, Batı’ya karşı şiddetli bir direnç başlattı. Küçümsedikleri, kibirle baktıklarıülkeler hızla Batı etki alanından çıkmaya başladı.

21. yüzyılın şoke edici gerçeği belki de bu olacaktı. Tarihi, küresel güç haritasını dönüştüren şey, Batı’nın ezdiği, sömürdüğü ülkelerin isyanıyla şekillenecek. Eski medeniyetler, milletler cesaretle, iddialarıyla geri dönmeye başladı.

SAVAŞ ORTADOĞU’DAN AVRUPA’NIN DOĞU SINIRINA TAŞINIYOR.

Otuz yıl sonra savaşlar Ortadoğu’dan, Müslüman coğrafyadan Avrupa’nın doğu sınırlarına ve Pasifik bölgesine taşınıyor. Doğu Avrupa’da Rusya-Avrupa, Pasifik’te Çin-ABD çatışmaları hızla büyüyor.

Şu an sadece Suriye ve Yemen’de sorun var. Bu da, Türkiye’nin bölge ülkeleriyle başlattığı yeni yakınlaşma sürecinde pekâlâ çözülebilecek bir durumdur ve muhtemelen böyle olacaktır.

Bölge ülkeleri Ortadoğu’da yeni bir savaşa asla izin vermemeli. Batı’nın kendi krizlerini bizim coğrafyaya ihraç etme yöntemini kesinlikle sona erdirmeli.

UKRAYNA: MAĞDUR VE SAHİPSİZ ÜLKE.

Avrupa savaşlarının kapıları daha yeni açılıyor. Ukrayna krizi bunun ilk adımı. Ukrayna coğrafyanın esiridir. Doğu-Batı çatışmasının mağdurudur. Hiçbir suçu olmayan bir ülkenin ulusal sınırlarına, bütünlüğüne doğrudan saldırı vardır.

Rusya yayılmacılığı bir ülkeyi yok oluşa sürüklerken, ABD’nin savaşı aşırı şekilde kışkırtması Avrupa’nın gelecek korkusunun işaretidir.

“Savaşı ne kadar uzakta tutarsak o kadar güvendeyiz” hesabıdır. Rusya, Ukrayna’yı ne kadar ”kurban” görüyorsa Batı da o kadar “kurban” görmektedir.

KİMSE ARTIK PARALI ASKER OLMAYACAK.

Batı hâlâ sınır ülkelerini “paralı asker” olarak kullanma sahtekârlığına devam ediyor. O ülkeleri zerre düşündükleri yok. Asla gerçek anlamda savunmayacaklar.

ABD, İngiltere ve Batılı elçiliklerin hızla boşaltılması, Ukrayna’ya cesaret verici askeri destek gelmemesi bunun göstergesidir. Sadece tehditlerin karşısına dikip sonsuz savaşları yönetecekler. Ama bu yöntem artık eskidi. Batı, paralı asker bulmakta da zorlanır hale geldi.

BATI BİZE HER ALANDA VURDU ONLARA ASLA GÜVENMİYORUZ.

Ukrayna savaşı bizim için Karadeniz savaşıdır. ABD’nin buraya çökme girişimidir. Batı ittifakı içinde olsak da, NATO üyesi olsak da, küresel güç haritasındaki eğilimlere dikkat ederek pozisyon almak zorundayız.

yazının devamı