GÜNCEL

Hasan Öztürk : Haşhaş üretimini durdurmak için muhtıra verenler NBŞ tüketimini artırmak için “kredi şantajı” yapmışlardı

Tarih
01 Şubat 2019
İzlenme
967 Kişi

Demek ki yerlileşmek ve millileşmek çok kolay olmuyor. 2001 krizinden sonra Amerika’dan ithal edilen Kemal Derviş ayağının tozuyla pancar ekimine sınırlama getiren yasayı hayata geçirmişti. Böylece Amerika’nın isteklerinden biri yerine gelmiş oldu. Pancardan üretilen şeker yerine nişasta bazlı şeker (NBŞ) hayatımıza çok daha fazla girdi.

O dönemde Kemal Derviş her IMF kredisi öncesi mikrofonlara, “Şu şu yasalar çıkarsa, şu kadar kredimiz serbest bırakılacak” diye açıklama yapıyordu. Ve o yasaların çoğu tarım üretimini sınırlayan yasalardı.

NBŞ hayatımıza çok yoğun bir şekilde girdi. Ve Türkiye’de obezite yaygınlaştı, şeker hastalığı aldı başını gitti. Neredeyse orta yaş üzeri herkes şeker ilaçlarına mahkum oldu. Bununla birlikte şeker üretiminde dışa bağımlılığımız arttı. Dünya kartellerini zengin ederken, yerli üreticiyi neredeyse bitirme noktasına geldik.

2001 kriziyle birlikte tarım üretimine yönelik kısıtlamaların dayatılmasının bir benzeri 1970’li yıllarda “haşhaş ekiminin yasaklanması” konusunda da yaşandı. 1940’larda da “kenevir ekimi”ne yasak getirilmişti.

NBŞ TÜKETİMİNİN AZALMASI, YERLİ ÜRETİME TEŞVİK OLSUN

Cumhurbaşkanlığı Hükümet modeline geçtikten hemen sonra Türkiye’nin yerli üretimine ilişkin adımlar daha hızlı atılıyor. Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanı Erdoğan kenevir üretiminin teşvik edileceğini ilan etti. Erdoğan şimdi de nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotasının yüzde 5’ten 2,5’a indirildiğini açıkladı. Dileriz ki daha da indirilir. Sadece üretime değil ithalata da kota gelir. Böylece bizim kuşağımızın yaşadığı sağlık sorunlarını, gelecek nesillerimiz yaşamaz.

Ayrıca bir tarım ülkesi olan Türkiye’de pancar, şekerkamışı gibi ürünlerin ekimi yaygınlaşır ve dışa bağımlılık azalır.

NBŞ’ye yüzde 2,5’luk kotanın konduğunu öğrendiğimde, Amerika’nın Türkiye’nin tarım üretimine yönelik yakın tarihteki yaptırım ve tehditlerini hatırladım.

Bunlardan 2001 yılındakini başta söyledim.

Bir diğeri muhtıra ile hükümetin düşürülmesine bile neden olan, “Haşhaş ekiminin yasaklanması”dır.

1971 muhtırasının nedenlerinden biri olarak da sayılan, haşhaş üreminin Amerika eliyle nasıl yasaklandığına ilişkin TÜBİTAK’ın bir yayınını buldum internetten.

Bakın Ümran Gürses imzasıyla TÜRK DIŞ POLİTİKASI KRİZ İNCELEMELERİ üst başlığında Türkiye, Amerika haşhaş üretimi krizi (özetle) nasıl anlatılıyor:

HAŞHAŞ EKİMİNİ YASAKLATAMAYAN AMERİKA CUNTACILARA MUHTIRA VERDİRİP HÜKÜMET DÜŞÜRDÜ

“(…) 23 Haziran 1969 tarihinde, Ankara Büyükelçilik görevine atanan William Handley Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’e Türkiye’nin tüm haşhaş üretimini satın almak istediğini iletmiş konuyu Başbakan Demirel’e söyleyen Çağlayangil cevaben büyükelçiye şunları söylemişti; haşhaş ekiminin ve üretiminin yüzyıllardır yapıldığını, Türk halkı için gelenekselleşmiş bir ürün olduğunu, hatta afyon isminde bir şehrin bile bulunduğunu, bu ürünün toptan yasaklanamayacağını, ancak 1963’ten beri bazı kısıtlamaların getirilmeye çalışıldığını belirtti. Bu cevapla istediği sonucu alamayan Handley Demirel’i bizzat görmek istemiştir. Yapılan görüşmede Handley üreticilere tazminat olarak verilecek 5 milyon dolar karşılığında 1970 yılı üretimi olan tüm haşhaşın tarlaya gömülmesini teklif etti ve Demirel bunu kesin bir şekilde reddetti.

(…) Haşhaş, çiftçinin her şeyinden yararlanmakta olduğu önemli bir üründü. (…) ABD’nin tepkisinden çekinen hükümet, haşhaş ekim alanlarının 50.600 hektardan 13.000 hektara düşürüleceğini açıkladı. (…) Mayıs 1970’te ABD’de yapılan CENTO toplantısında iki ülke arasında haşhaş konusu görüşülmeye devam etti. Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil Richarson’a afyon üretiminin yasaklanmasının mümkün olmadığını bir kez daha söylemiştir.

(…) 12 Mart 1971’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin verdiği muhtıra sonucu hükümet istifa etmiş ve Nihat Erim başkanlığında bir teknokrat hükümet iktidara gelmiştir. Bazı kesimler 12 Mart müdahalesinin sebeplerinden birinin de çözülemeyen afyon sorunu olduğunu iddia etmişlerdir. Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’e göre, ABD muhtırayı teşvik etmiş, haşhaş konusunda tamamen yasaklamanın ancak oy kaygısı olmayan bir hükümet tarafından gerçekleştirilebileceğini düşünmüştü. Dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil de müdahalenin ardında haşhaş ekimi/afyon sorunu nedeniyle ABD’nin olduğunu savunmuştur.

(…) Bakanlar Kurulu 30 Haziran 1971’de yayınladığı bir kararname ile Türkiye’de haşhaş ekiminin ve afyon üretiminin 1972 sonbaharından başlayarak tamamen yasaklandığını ilan etti.”

NBŞ VE KENEVİR KARARI BAĞIMSIZLIK ADINA ÖNEMLİ BİR ADIMDIR

Yukarıdaki metinden de anlaşıldığı gibi, Amerika Türkiye’deki haşhaş üretimini yasaklamak için hükümet bile düşürmüştür. Çünkü haşhaş üretiminin kendi çıkarlarıyla örtüşmediğini düşünmüştür. Bugün Amerika’nın desteklediği “gıda kartelleri” de NBŞ gibi insan sağlığını tehdit eden ürünlerin yaygınlaşması ve tüketiminin artması için Türkiye gibi ülkelerin yerli üretimlerinin önüne geçmek için IMF kredilerinin serbest bırakılmasını kullanmıştır.

Ancak o günler hamdolsun geride kalmıştır. Türkiye, her geçen gün daha da yerlileşen ve millileşen bir ülkedir.

NBŞ’ye getirilen kota, kenevir üretiminin serbest bırakılması ve teşviki bağımsızlaşmanın bir örneği olarak dikkat çekicidir.

yazının kaynağı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER