Hepimiz iç dünyamızda kötü ile iyiyi birlikte besliyoruz. Ne ki aldığımız terbiye, değer yargıları, ahlak, örf, din gibi faktörlerle kötülüğümüzü bastırıp iyiliğimizi öne çıkarmaya çalışıyoruz.

İnsanlara yardım etmeyi öğretmişse ailemiz, bu bize iyilik olarak yansıyor. Haksızlık etmemeyi öğrenmişsek de.

Allah’tan korkuyorsak yalan söylememeyi, haksızlık etmemeyi, kötülükten uzak durmayı öğrenmiş oluyoruz. Yine Allah’ı seviyorsak da.

Diyeceğimiz o ki dini öğretiler, ahlaki değerler, örf bizim içimizdeki kötülüğü bastırıp iyiliği öne çıkarmamızda etkili oluyor.

Fakat bir de kötülük var. Kötü düşünce var. Kötü insanlar var.

Rahmetli Ahmet Kekeç, her fırsatta, “Bir şey demeye gerek yok. Kötüler. Kötü insanlar. Daha ne denebilir ki” diye sitem kar ifadelerle, kötücüllere söz söylerdi ekrandan.

İşte bugün o kötülerden biriyle karşılaştık.

Hem de ne kötü..!

Annesini, kötülüğüne alet eden bir kötüden söz ediyoruz.

Konuyu okumuş, izlemişsinizdir.

Bir yaşlı anne Van’dan uçağa biniyor. Yaşı ileri olduğu için yardıma ihtiyacı var.

Annemizi taşıyan uçak İstanbul Havalimanı’na salimen iniyor. Annemiz uçaktan salimen çıkıyor. Ona yardım etmeye gelen görevliler tekerlekli sandalyeye bindiriyor. Hızlıca çıkış noktasına kadar getiriyor.

Fakat..!

BÖYLE OĞLU DÜŞMAN BAŞINA… YALANCI, PROVOKATÖR, VATAN DÜŞMANI

Evet fakat, o annenin kötü oğlu sahne alıyor bir anda. Ve çemkirmeye başlıyor video çekerek.

Diyor ki, “Annem Türkçe bilmediği için 2 buçuk saattir havaalanında rehin tutuldu.”

Diyor ki, “Annem Kürtçe konuştuğu için dışarı çıkaramadım.”

Diyor ki, “Vergisini verdiğim ülkede annemi havalimanından çıkaramıyorum. Bu da ülkenin ayıbı olsun!”

Dün 15.45 sularında yalancı ve provokatör bir evlat tarafından sosyal medyada paylaşılan video ortalık bir anda karıştırdı. DEM’in resmi sosyal medya hesapları bile devreye girdi.

Peki annesinin Kürtçe konuştuğu için rehin tutulduğunu söyleyen şahıs doğru mu söylüyordu?

Hayır!

VALİLİK TÜM GERÇEĞİ DAKİKA DAKİKA GÖRÜNTÜ ANALİZİYLE ORTAYA KOYDU

İstanbul Valiliği yaptığı açıklamada olayın tamamen provokasyon ve yalan olduğunu ortaya çıkardı.

Dahası, şahsın 2007 yılında PKK terör örgütü üyesi olduğu için tutuklandığı bilgisi de ortaya çıktı.

Valilik açıklamasını uzun uzun aktaracak değiliz.

Ama özetin özeti şu:

Van’dan uçağa binen annemiz ve yakınları “Refakatlı tekerlekli sandalye talebi”nde bulunmamış. Ancak uçaktaki personel tarafından yardıma ihtiyacı olduğu görüldüğü tespit edilmiş. İstanbul Havalimanı kulesine bilgi verilmiş.

Uçak saat,

14.26’da piste inmiş.

14.36’da annemiz körük kapısından çıkmış.

14.44’te tekerlekli sandalye ile alınmış.

14.51’de bagaj alım salonuna bırakılmış.

15.39’da bagajını almış.

15.41’te bagaj alım salonundan çıkmış.

15.42’de oğlu tarafından video çekilip yalanlar söylenmiş.

Annemiz, bir evlat yetiştirmiş ama o evlat ne kendisine bir fayda getirmiş ne memlekete.

Zira, annesi uçağa binerken, “Refakatlı tekerlekli sandalye talebi”nde bulunmayarak annesine özensiz olduğunu göstermiş.

Dahası, uçağın körüğe yanaşması ile annemizin bagaj alım salonundan çıktığı süre yalancı oğlunun iddia ettiği gibi 2 buçuk saat değil, 1 saat 6 dakika.

Yine, yalancı oğlunun iddia ettiği gibi annemiz Kürtçe konuştuğu için ne rehin alınmış ne ihmal edilmiş. Bilakis, uçak görevlileri tarafından “yardıma ihtiyacı olduğu” tespit edilip yer görevlileri uyarılmış, uçağın kapısına kadar giden tekerlekli refakatçı onu alıp bagaj alıp salonunun dışına kadar yani oğlunun yanına kadar getirip teslim etmiş!

ALLAH YALANCI PROVOKATÖR OĞLUNUN ŞERRİNDEN O ANNEYİ VE MEMLEKETİ KORUMUN
 

Yalancı bir oğlu olduğu için bu yaşlı annemiz üzülmüş müdür bilmiyoruz!

Ama, birkaç saat içinde Türkiye’de “Kürtçe konuşan insanlar mağdur ediliyor” algısı oluşturup bunu da seçimlere tahvil etmek isteyenler sosyal medyada büyük bir kampanya başlattı. Kötüler, kötülük yapmak için fırsat buldu.

Allah’tan İstanbul Valisi Davut Gül ve ekibi görüntüler eşliğinde olup biteni kısa sürede kamuoyu ile paylaştı.

yazının devamı