22 Haziran 2015

Bazı konuları değerlendirirken, içinden çıkmakta zorlandığım hususlar olursa, rotamı belirlemek, istikametimi çizmek için bildik bir metoda başvururum.. Bakarım ‘CHP ne demiş’ diye.. Ne dediyse tam tersini yaparım, olur-biter.. Tabi bu tek başına yeterli değil.. Sağlamasını yapmamız lazım.. Mesela İstanbul sermayesi de bu konuda (hemen hemen her konuda olduğu gibi) CHP gibi mi düşünüyor?.. Yerleşik düzen, babalar, ağalar ne düşünüyor?.. İsrail ne düşünüyor mesela?.. Eğer örtüşüyorsa CHP ile ( - ki muhtemelen örtüşüyor olacak) ben doğru yoldayım demektir.. 

•

İlk günden itibaren CHP-MHP-HDP Koalisyonu için bastırıyordu bu ekip.. Sözcülüğünü de Hürriyet Gazetesi ve CnnTurk yapıyordu. Ona göre yazar ve yorumcular pozisyon alıyor bu üçlü koalisyonun ne kadar da iyi olacağına dair yazılar yazıyorlardı.. Buna elbette Aydın Doğan tek başına karar vermiyordu. Ne karar verildiyse o bunu uygulamakla yükümlüydü sadece.. Ya ‘Erdoğansız AK Parti’ olacaktı, olmuyorsa ‘AK Partisiz Koalisyon’.. İlk gün Ahmet Davutoğlu çıkıp da; “Erdoğan’a yapılan saldırı bana yapılmış sayılır” dediği anda ‘Erdoğansız AK Parti’ fikri çökmüş oldu.. HDP destekli MHP-CHP koalisyonuna da Devlet Bahçeli kapıları sıkı sıkıya kapatınca establishment ‘B Planı’na geçti.. Plan, ilk günden beri yedekte beklettikleri, AK Parti-CHP koalisyonu.. Hatta biraz daha ileri gidip bu koalisyonun kurulması için CHP’nin çok fazla şart öne sürmemesi gerektiğini falan yazıp çizmeye başladılar.. Hatta benim gibi Doğan Grubu’nun dediğinin tersini yapan olur düşüncesiyle Posta Gazetesi üzerinden, AK Parti-MHP koalisyonunu öven haberler bile çıkarttılar. Hedef şaşırtmak için.. 

•

Daha düne kadar AK Parti’yi sistem dışı bırakarak bir ‚restorasyon hükümeti’ kurulması gerektiğini söyleyenler, çark ederek sistemi tıkamadan bir çözüm üzerinde uzlaşılması gerektiği düşüncesini yükseltmeye başladılar.. O yüzden mesela Ahmet Hakan aynı gün hem Kemal Kılıçdaroğlu’nun, koalisyon için Devlet Bahçeli’ye yalvarmasını ‘Yeter Kemal Bey’ başlığıyla eleştirirken hemen yanındaki sütuna ‘acil restorasyon’ isteyen bir fıkra koymak zorunda kaldı. Çünkü artık Kemal Bey’in üçlü koalisyon fikrini terkedip Davutoğlu’na yaklaşması talimatını almış.. Ama bünye kabul etmiyor ki..  Aylarca HDP propagandası yaptığı köşesinde nasıl HDP’yi muhalefete terkedecek?.. 

•

Neyse ben doğru kararın ne olduğunu nereden bildiğimi söyledim başta.. Misal Ahmet Hakan bir şeyi övüyorsa, yemin ederim ki o yanlıştır. Hiç tartışmam.. Hürriyet’te bir mesele için olumlu yazı çıkmışsa ‘zinhar’ uzak durulması gerekiyor.. TÜSİAD neyi istiyorsa, aksi memleket için faydalıdır.. Benim kriterlerim tamamen sağlaması yapılmış, neticesi de görülmüş kriterlerdir..

HDP’NİN GÜVENDİĞİ AK PARTİLİ VEKİLLER

HDP’li Hasip Kaplan bir hesap yapmış.. CHP, 80 kişilik HDP ile bir ittifak kurarsa, 15 AK Partili milletvekilinin de desteğiyle çok rahat hükümet kurabilirmiş meğer.. Bizim yaptığımız hesaba göre CHP’nin 132 milletvekili ile 80 HDP’li bir araya da gelse, ortaya çıkan rakam 212.. Eğer başka bir matematik yoksa yani.. Dolayısıyla desteğini arayacakları AK Partili sayısı 15’den biraz fazla.. Tabi işin şakası bir yana. Bir anlık dalgınlığıyla CHP’nin sandalye sayısını 182 olarak hesaplayan Kaplan’ın bu matematiğini espri olsun diye taşıdım buraya..

Asıl konu bundan daha önemli. Diyarbakır’da, Van’da, Hakkari’de falan neredeyse etnik olarak kendini ‘KÜRT’ diye tanımlayan herkesin HDP’ye oy verdiği bir seçim sonunda, Hasip Kaplan’ın güvendiği 15 AK Partili milletvekili kim acaba? Bu kadar ayrışmanın yaşandığı bir seçim ortamında AK Parti rozetiyle TBMM’ye girmiş HDP’li mi var sahiden? Hasip Kaplan ne demek istiyor? “Olmaz öyle şey canım” diyenler için Dengir Mir Mehmet Fırat ya da Altan Tan çok açık birer örnektir. Bence Davutoğlu’nun hemen cevabını araması gereken soru bu; kim bu HDP’nin güvendiği 15 milletvekili?.. 

Kalın sağlıcakla.

YeniAkit