Türkiye sınır güvenliğini sağlamak adına, uluslararası hukuktan doğan hakkını kullanarak, sınırdışı hava harekatı başlattı.. Bu harekatla eşzamanlı olarak da terör unsurlarının yurtiçindeki yuvalarına girildi.. Sınırın hem o yanında hem de içerde topyekûn bir mücadelenin tam ortasındayız..  Bugün bu nedenle durduğumuz yeri belli etmenin tam da vaktidir. Hiç öyle sağdan dolaşalım, sola sapalım hesabı yapılacak günlerde değiliz. Daha da berrak biçimde ifade edeyim, yerli misin, değil misin, bu bugün belli olacak..  

•

Kimin buralı olduğu, kimin buralarda başka servisler adına operasyon çektiğini bir köşe yazısıyla, bir twitter mesajıyla anlayacağımız günlerdeyiz.. Üstelik de bunların içinde az zeki olanları olduğu gibi, nohut kadar beyni olmayanları da var. Onları da anlıyoruz.. Mesela hiç beyni olmayan ve ihtiyaç halinde cemaatin beyniyle köşe yazısı yazan The Taraf Gazetesi’ndeki operasyonel yazar Yiğit Karaahmet, açık açık “ölen polise üzülemiyorum” diye yazdı. Bunun bir boy daha entelektüel olanı ise, “üç polis için Kandil’in bombalanması adil mi?” diye sorguluyordu.. Bunda beyin var çünkü.. Sadece kiraya vermiş. Yiğit gibi değil.. Yiğit de hiç yok, tamamen başkalarının beyniyle yazı yazıyor. Daha doğrusu var da olması gereken yerde değil.  

•

Bizi ilgilendiren kişi o değil.. Biz Ayşe Hür’e bakacağız.. Kendini ‘tarihçi’ olarak tanıtan ama bence tarihin bizzat kendisi olan kişi.. Konjonktürel olarak beynini bir yerlere kiraya verdiği için başka bir kategoride.. Bakın ne yazmış: “HDP’ye 120 kez saldır, Diyarbakır’da dört kişiyi öldür, 400’ünü yarala, 32 sosyalisti öldür, 3 polisin intikamı için Kandil’i bombala. Ne kadar adil”.. Bununla aynı servise çalışan Cengiz Çandar, sınırdışı operasyonların kararının daha evvel verildiğini, öncesinde DAEŞ’in Türkiye’den adam toplamasına engel olunduğu için örgütün intikam amacıyla Suruç Katliamı’nı gerçekleştirdiğini söylüyordu oysa ki.. 

•

Kendi aralarında kararsız kalmış olmaları kendi sorunları. Ama Kandil’in bombalanması ile ilgili bir iki söz söylememiz lazım.. Ayşe Hür denilen ithal zeka, eğer TSK sadece DAEŞ mevzilerini vursaydı itiraz etmeyecek miydi?.. Öyle ya mesajından anladığımız kadarıyla Kuzey Suriye’deki bombalamalara itirazı yok. Diyarbakır’daki HDP bombalamasına itiraz ediyor bir de Kandil’in vurulmasına.. Polislerimizin ya da askerlerimizin şehit edilmesi, masum insanların kaçırılması falan gündeminde yok.. Bir de sosyalist 32 gencin katledilmesi.. Sosyalist önemli.. Ceylanpınar’daki polislerimiz sosyalist miydi?. Yoo.. Eeee.. Neden üzülsün ki ithal zeka?..Bunların zaman zaman bize sempatiyla pazarladığı İsrail, sadece bir tek rütbesiz askeri için Filistin’de taş üstüne taş bırakmadı.. En son da o bir askerine karşılık 1027 Filistinli’yi teslim etti.. Hani bayılıyorsunuz ya o güneydeki sevdiğiniz ülke, oradan örnek vereyim dedim.. Ama buna ihtiyacımız da yok.. ben size o sorduğunuz sorunun cevabını anladığınız dilde vereceğim.. 

•

Sevgili Ayşe Hür.. Diyorsun ya ‘üç polisin intikamı için Kandil’i bombalamak ne kadar adil?’ diye. Arz edeyim.. O Suriye sınırında DAEŞ mermisiyle öldürülen rahmetli şehit Astsubayım ve Ceylanpınar’da sizin cici çocukların katlettiği iki polis memurum var ya... Onların bir tekinin botunun bağcığı kadar kıymetin yok bu milletin gözünde.. Anladın sen onu. Kalın sağlıcakla.

YeniAkit