GÜNCEL

Ahmet Hakan : Nerede bu devlet? İşte burada devlet!

Tarih
28 Ocak 2020
İzlenme
3698 Kişi

BÜYÜK Marmara depreminin en temel sloganı neydi?

Şuydu:

“Nerede bu devlet?”.

*


- Tamam... O depremin çapı çok daha büyüktü.

- Tamam... O depremin etkilediği nüfus çok daha fazlaydı.

- Tamam... O depremde çok daha fazla bina yıkılmıştı.

- Tamam... O depremle bu depremi mukayese etmeyelim...

Hepsine tamam.

*

Ama o depremde...

Devletin en az üç gün kafayı kaldıramadığı da buz gibi bir gerçektir.

*

Bu son depremde hiçbirimizin aklının ucundan bile geçmedi “Nerede bu devlet” sorusu...

Nerede bu devlet İşte burada devletÇünkü bu soruya fırsat verilmedi.

*

- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu...

- Sağlık Bakanı Fahrettin Koca...

- Şehircilik Bakanı Murat Kurum...

Kabinenin bu üç önemli bakanı, depremin hemen ardından bölgeye gitti.

Öyle yalandan bir-iki inceleme yapıp dönmek üzere değil, kamp kurmak üzere gitti.

*

Bugün beşinci gün ve bakanlar hâlâ bölgedeler.

Sorunları yerinde çözüyorlar, ihtiyaçları yerinde tespit ediyorlar, koordinasyonu yerinde yapıyorlar, acil durumlara yerinde müdahale ediyorlar.

Kamuoyunun bilgilendirilmesinde de yine bu üç bakan, aktif rol oynuyor.

*

Bu olayın geleceğe kalacak tarafı ise şudur:

*

Bakan Soylu, Bakan Koca ve Bakan Kurum’un bu gayretinden sonra...

Türkiye’ye hangi iktidar gelirse gelsin...

Bu tür felaket durumlarında en az üç bakanla felaket bölgesine kamp kurulması şart olacak.
elazığ deprem ile ilgili görsel sonucu

ÜÇ MADDEDE BAKIŞIM: HÜKMEN ŞEHİT MESELESİ

- MADDE BİR: Afetlerde, yangınlarda, depremlerde ölenlere dini açıdan gerçekten “şehit” denir mi? Bilmiyorum. Hadislere dayandırılıyor ama o hadislerin sıhhat derecesi hakkında bir fikrim yok. Biraz kültürel ve folklorik bir tutum gibi geliyor bu bana. Dinde yoksa ve sonradan uydurulduysa bile... Güzel bir uydurma. Yakınlarını kaybetmiş insanlar için güzel bir teselli... Ben bu hükmü, “İnşallah öyledirler” temennisi olarak algılıyorum.

- MADDE İKİ: Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Elazığ depreminde ölenlerle ilgili olarak “hükmen şehit” demesi, galiba böyle bir temennidir. “Öldüler, şehit oldular, aman da ne iyi oldu” tarzı bir yaklaşım değil... “Öldüler, kaybettik, inşallah şehit olmuşlardır” tarzı bir yaklaşım. Böyle bir tutumda hiçbir sakınca yok... Depremde vefat etmiş insanların yakınları için güzel bir teselli cümlesi... O kadar. Büyütmeye gerek yok.

- MADDE ÜÇ: Ama bu tutum, tabii ki kaderciliğe yol açmamalı... Ölenlerin ardından “hükmen şehit” demek, depreme karşı önlem almamanın gerekçesi olmaz, olamaz. Depreme karşı her türlü önlemi almak, bildiğim kadarıyla dinin de talep ettiği bir şey... Din, önlem alınmasını teşvik ediyor diye biliyorum ben. Kısacası olay şudur: Önlem de alınmalı, şehit de ilan edilmeli... Bir sakıncası yok.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER