Dilan Polat’ın tahliyesinden sonra en çok merak ettiklerim şunlar:
- Acaba yine “enerciii” diye kafa şişirecek mi?
- Acaba yine videolar çekip mahalle kavgası yapacak mı?
- Acaba yine “Engin bana hapishane al” türü taleplerde bulunacak mı?
- Acaba yine Euro’lardan başına taç yapıp hava atacak mı?
- Acaba yine süslenmiş özel uçakların önünde görgüsüz pozlar verecek mi?
- Acaba yine takipçileri üzerinden bir yükselme denemesi yapacak mı?
- Acaba her şeye tövbe edip bir balıkçı kasabasına yerleşecek mi?
- Acaba “Bir daha telefonuma elimi bile sürmem” kararlılığında mı?
- Acaba “Yesmar Yesmar” şarkısına müptela mı?
İLETİŞİMİN SEFALETİ
Milyonlarca haber akıyor önümüzden.
Milyarlarca görüş geliyor önümüze.
Buna rağmen habersiz kalıyoruz.
Buna rağmen doğru dürüst bir düşünce oluşturamıyoruz.
*
Önümüzden akan haberlerin...
Çoğu maksatlı... Çoğu teyitsiz... Çoğunun yalan mı doğru mu olduğu belli değil... Çoğu lüzumsuz... Çoğu önemsiz...
*
Önümüze gelen görüşlerin...
Çoğu linçin bir parçası... Çoğu hakaret... Çoğu aşağı çekmeye yönelik... Çoğu bağırma şeklinde... Çoğu sallama.
*
Sonuç?
İletişim araçlarının uzaya çıktığı bir çağda iletişim sefaleti yaşıyoruz.
FEDERASYONUN ALİ KOÇ AÇIKLAMASI
- Hakkaniyetliydi.
- Tarafsızdı.
- Adildi.
- Soğukkanlıydı.
- Koç’a yönelik saldırıyı net biçimde kınıyordu.
- Koç’un yanlışına işaret etmeyi ihmal etmiyordu.
- Futbolda şiddetin önlenmesine vurgu yapıyordu.
*
Daha ne olsun!
ATEŞKES
Ben artık şuna inanıyorum:
*
ABD, gerçekten istese...
Netanyahu bir saniye bile duramaz, hemen ateşkesi imzalar.
*
İşte bu yüzden ABD’nin günlerdir “ateşkes istiyoruz, ateşkese yakınız, ateşkes için kararlıyız” tarzı açıklamalarının benim gözümde hiçbir kıymeti yok.
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.