SİYASET

Süleyman Özışık : Koltuğu bırakın artık sayın Kadir Topbaş!

Tarih
24 Ağustos 2016
İzlenme
8419 Kişi

Son yazımda AK Parti'nin içinde yer alan, ancak zor zamanlarda Erdoğan'ın yanında yer almayan birilerinden bahsetmiş ama isim vermemiştim.

O birilerinin kim olduğunu anlayan anladı. Anlamayanlar ise isim vermemi istedi.

Yazılarımı okuma nezaketi gösteren kardeşlerim bilirler ki ben sözlerimin sivriliğini törpülemeyi sevmeyen birisiyim. Lafları eğip büken, isim vermeden imalarda bulunmayı seven yazarlar gibi davranmayı beceremiyorum.

Bu nedenle "Bahsettiğin kişilerin isimlerini de yaz" diyenlerin haklı talebini geri çevirmeyeceğim.

Bahsini ettiğim kişilerden biri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'tır. Gezi olaylarından bu yana sergilediği tavrı samimi ve dürüst bulmuyorum.

Kahır çektiğimiz zamanlarda bir sihirbaz gibi ortadan kaybolmasına, olaylar yatıştıktan sonra meydanlara çıkıp nutuk atmasına tahammül edemiyorum.

Bu durumdan rahatsız olan sadece ben değilim.

Darbe gecesi tank paletlerinin altına giren, namlulara göğsünü siper eden herkes aynı rahatsızlığı duyuyor ve isyan ediyor. Sosyal medyada Kadir Topbaş isminin geçtiği her yerde bu isyana rastlamak mümkün.

Sadece sosyal medyada değil.

Beylikdüzü'ndeki demokrasi meydanında konuşma yapmak üzere kürsüye çıktığında toplanan kalabalağın kendisini protesto ettiğini, hatta bazı partililerin yumurtalı protesto girişimine, Beylikdüzü AK Parti İlçe Başkanı İsmail Damat'ın engel olduğunu biliyorum.

Beykoz'da toplananlardan büyük kesiminin kendisini ıslıklarla protesto edip konuşturmadığını da biliyorum.

Ve daha niceleri...

Türkiye geride bıraktığımız 3 yıl içinde 3 büyük darbe girişimini yaşadı. Gezi ayaklanması, 17/25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz askeri darbe girişimi...

Bir belediye başkanı düşünün ki yaşanan bu 3 darbe girişiminde gözler onu arıyor ama kendisi ortalıkta yok!

Geçenlerde medyaya yaptığı açıklamada, "Ben Gezi ve 17/25 Aralık'ta yurtdışında değildim, bana iftira atılıyor" demiş.

Sayın Kadir Topbaş...

Yönettiğiniz şehrin insanları ile savunduğunuz partinin seçmenleri darbe girişimlerinde hangi ülkede olduğunuzu sormuyor. Nerede olduğunuzu ve neden ortalıklarda görünmediğinizi soruyor.

Son darbe girişiminden iki gün önce, yani 13 Temmuz'da Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon'un davetlisi olarak New York'ta gittiğinizi, Türkiye hava sahasının kapalı olması ve özel uçak bulunamaması nedeniyle İstanbul'a gelemediğinizi söylemişsiniz.

Patronu olduğunuz şehirde yüzlerce insan şehit, binlerce insan gazi olmuş.

Ülkeniz çöküyor siz oradayken farkında mısınız?

Ülkenin Cumhurbaşkanı Marmaris'te kendisini katletmeye gelen teröristlerin arasından çıkıyor, şehirleri bombalayan F16'ların, helikopterlerin arasından geçerek sizin iki gün boyunca gelemediğiniz İstanbul'a ölümü göze alarak iniyor.

Türkiye hava sahası kapalıysa, Kuzey Kıbrıs ne güne duruyor? Darbede Erdoğan'ın yanında duran Rusya ne güne duruyor?

Mesele sadece gelişiniz değil ki?

Damadınızın paralel yapıya yakınlığını bilmeyen, duymayan yok. 17/25 Aralık sonrası Fetullah Gülen ile Akın İpek isimli kişilere destek amacıyla sahibi olduğu kamuya açık mekandaki tüm masalara Zaman ve Bugün gazetelerini dağıtıp videosunu yayınlarken siz neredeydiniz?

"Bana ilişkisini kestiğini söylemişti. Kesmemişse cezasını çeksin" diyerek bu işten sıyrılamazsınız!

"İlişkisini kesti" dediğiniz damadınızın ve kızınızın evinde daha üç gün önce yapılan aramada Fetö'ye ait yüzlerce kitap ve dökümana ulaşıldı. Fetö'nün damadınıza verdiği çok özel plaket iş yerinin en nadide köşesinde sergilenirken bulundu.

Damadınız, sizin belediye başkanı olduğunuz dönemde İBB Meclisi'nden kaç proje geçirdi? Solarkent, Koru Florya ve Vadi İstanbul projeleri nasıl alındı?

Damadınız Erdoğan'ı tehdit eden Tuskon'un toplantılarına katılırken siz neredeydiniz?

Eğer 17/25 Aralık sonrası paralel yapıya destek verenler suçlu bulunup gözaltına alınıyor ya da bulundukları görevlerden uzaklaştırılıyorsa ve bu tarihlerden sonra İBB eliyle damadınızın bazı projeleri kabul edilmişse, suçlusunuz?

Damadınız paralel yapıya himmet adı altında bağış yapmışsa, onun suçuna ortaksınız. Çünkü o paraların büyük bölümü itirazlara rağmen İBB'den geçen büyük projeler sayesinde kazanıldı.

Kısacası...

Sayın Cumhurbaşkanı size dönüp, "Gözler seni aradı ama ortalıkta yoktun" derken ona verecek cevap bulamadıysanız, bize verecek cevabınız da yok demektir.

Bu davada, damadınızın yanında olduğunuz kadar bizim yanımızda olamadınız. Bu nedenle gülünç gerekçelerle kendinizi savunacağınıza lütfen bulunduğunuz makamı bırakın sayın Kadir Topbaş!

Size atfedilen "Kadir Abi" sıfatını haketmediniz!

Zaten başımıza ne geldiyse Fetöcülerin "Abi" dediklerinden ve partililerin "Bülent Arınç abi" dediği kişi yüzünden geldi.

Bir abiye daha tahammülüm kalmadı!

Henüz saygınlığınızı kaybetmeden çıkacağınız bir kapı varken, görev onuru gereği o kapıdan çıkın ve gidin lütfen!

Dipnot: Bir sonraki yazıda AK Parti'nin içinde olup, zor zamanlarda Erdoğan'ın ve milletin yanında yer almayan diğer isimleri yazacağım.

internethaber
24 Ağustos 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER