MESUT Yılmaz'ın verdiği röportajı ilgiyle okudum.
Çok önem verdiği çok önemli mesajları, satırların arasına yerleştirmiş gibi geldi bana. Net ve doğrudan söylüyordu bazı şeyleri...
Hatırlayalım...
"Bana göre, Gülen örgütü Türkiye ile sınırlı bir proje değildir. Yani milli bir proje değildir, uluslararası bir projedir. 170 ülkeye el atmış olması ülkeye hizmet etmek için değil, kendisine verilen global görevin gereğidir.
Ama bunun bağlantılarını, arkasındaki güçleri şu anda net olarak ortaya koyabilecek durumunda değiliz.
Bunu engelleyen iki unsur var. Birincisi, arkasındaki odakların çok çok profesyonel olmaları ve bağlantılarını çok iyi kamufle etmeleri. İkincisi örgütün Türkiye'de belki de MİT dahil hiçbir örgütün başaramadığı kadar gizlilik esası içinde çalışmalarını yürütmüş olması. Düşünebiliyor musunuz, adamlar kendi haberleşmeleri için özel sistem geliştirmişler ve devletin istihbaratı şimdi bunu çözmeye çalışıyor..." Bu sözlerin sahibi neticede bu ülkede BAŞBAKANLIK yapmış bir isim.
FETÖ'YÜ hissediyor ama üzerine gidemiyor. Taa o zamanlar hem de... Bir de "Neden bir vaiz ile uluslararası bir projeyi hayata geçirdiler?" sorusuna verilen bir cevap var!
"O hikâyenin bütün detaylarına vakıf değiliz. Onlar bunu sıfırdan mı alıp eğittiler, yoksa gücünü gördükten sonra üstüne mi oturdular, bunları daha bilmiyoruz. Ama benim iddiam bunların arkasında yabancı odaklar var. Bu ABD demek değildir..." İŞTE BU NOKTA ÇOK ÖNEMLİ...
Mesut Bey, tam emin olamadığı bir noktayı paylaşıyor... Devamında rahmetli Ecevit'in bu yapıya gösterdiği sempatiyi de anlatıyor.
Açalım biraz...
Rahmetli İnönü'nün ismi şimdilerde LOZAN ile tekrar gündemde. Hatasını günahını sevabını yazıyoruz çiziyoruz.
Ama bütün bunları yaparken, ASIL YAPILMASI GEREKENİ yapmaktan uzak duruyoruz. Hatırlayın!
Rahmetli Ecevit, CHP'nin ve devletin kuruluşunda harcı olan İNÖNÜ'ye karşı yarışa girişti. Karaoğlan'dı! O zamanlar ne OY kullananlar ne de İnönü'ye karşı olanlar bu mücadeleyi bilmezdi. Diğer bilmediğimiz şeyler gibi... İnönü çok geç yaşında İNGİLİZCE öğrenmiş bir isim.
İddia bu! Nedeni ise masada anlaştığı devletlerle iyi konuşmak ve geçinmek için. Peki İNÖNÜ kiminle anlaştı?
İNGİLİZLERLE! Peki rahmetli Ecevit kime gönül vermişti? FETO'ya...
Yani Amerika'ya... Bu nedenle İnönü-Ecevit kavgası aslında TÜRKİYE'nin gizli KOD'larında olan Amerikanİngiliz kavgasının görünür hale gelmesiydi. Başka bir şey değildi. Ecevit'in FETO ile yakın olmasının da ne okullarıyla ne de orada öğretilen TÜRKÇE ile ilgisi vardı! Doğrudan doğruya CIA kontrolünde olduğu için destek veriyordu. Çünkü Türkiye'nin geleceğini ABD ile ittifakta görüyordu.
Suç mu değil! İnönü de İngilizler'le ittifakta görüyordu! Suç mu? Bu da değil!
İki akımın da TÜRKİYE'de her partide her şirkette her oluşumda ADAMI vardır.
TÜRKİYE budur! Gerisi LAF!
İnönü ile Ecevit arasındaki GÖRÜŞ farkı nedir? Hangi fikirde ayrı düştüler?
YOK BÖYLE BİR ŞEY! Aynı düşünürlerdi ama farklıydılar! AK Parti'de örnekleri olduğu gibi... Şimdiki CHP ve MHP'de olduğu gibi... Ecevit kazanınca İnönü çekiliyor.
Neden?
Duygusal tepki mi gösterdi? Hayır!
Artık partinin, onun ve arkasındaki gücün elinden çıktığını anladı. Bu nedenle yenildiğini görüp çekildi! Mesela İNÖNÜ KIBRIS'a müdahale etmeyi çok istedi! Ama izin verilmedi! Kime nasip oldu? Amerika'ya yakın olan Ecevit'e...
İnönü de Avrupa'ya yakın Amerika'ya mesafeliydi... Özal da Amerika'ya yakın bir isimdi. Mesut Bey de Avrupa'ya...
Yıldırım Akbulut da Amerika'ya... Özal ile Mesut Bey tartışmasının özünde, AMERİKA-AVRUPA kapışması yatıyordu! Mesut Bey, FETÖ ile mücadele ederken Ankara'ya "AVRUPA'DAN KOPMA SONU FELAKET OLUR" demeyi ihmal etmiyordu! Bu topraklarda hemen hemen herkesin bir kampı vardır. Herkes "İKİ GÜÇTEN BİRİNİ YANIMIZA ALIRSAK SONU GÜZEL BİTER" diye düşünüyor. Doğrudur bu!
Eleştirmiyorum. Çünkü dünya üzerinde oyun kuranlar var. Ve kurulan oyunlar ORTADOĞU ve TÜRKİYE merkezli.
Biz istesek de istemesek de içindeyiz.
İki güç kavga ederken, burada KENDİ ORGANİZASYONLARINI KURUP İÇİNDE DE MÜCADELE EDERLER.
FETÖ de böyle. İngilizler kurdu, CIA gelip elini soktu! Kim ne kadarına hakim bilen yok. ESKİ BAŞBAKAN bilmiyor.
Ama Tayyip Bey, New York'ta ROTHSCHILD ile karşılaşıyor. İçeriğini bilmiyorum ama muhtemelen "Bize FETÖ ile SOROS ile gelmeyi bırakın!" demiştir.
En azından bunu anlamalarını sağlamıştır!
Çünkü saldıranların arkasındaki güç ilk kez ortada! Peki Türkiye üzerindeki bilek güreşi SIR değil. Bu mücadele FETÖ üzerinden de yapılıyor. İngilizler bunu en iyi bilenlerden. Bakın! İngiliz Dışişleri Bakanı Boris Johnson geldi. Gülücükler dağıttı. Daha önce NOT düşeyim diye paylaşmıştım. Konuşmasının bir yerinde "EVİMDE TÜRK MALI BULAŞIK MAKİNASI KULLANIYORUM. GERÇEKTEN ÇOK İYİ ÇALIŞIYOR" dedi...
Kimse üzerinde durmadı. Adamın ne söylemek istediğine bakmadık. Kafa yormadık... İngilizler böyledir. Ukala ve kendini beğenmiş... Çünkü geçmişte adamlar burada istedikleri gibi AT OYNATTILAR... Eski günleri özlemiş olacak ki BORIS bulaşık makinasından girdi!
Dedi ki "Biz sizi parçaladık ve her türlü işimizde kullandık. Gücümüzü sınamayın.
Sifonu çekeriz kirli su nasıl giderse siz de deliği boylarsınız..." Daha geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay. YÜZYIL ÖNCE DEĞİL...
Türkiye'yi bize bırakmak istemezler. Bu nedenle TAYYİP BEY hedeftir. Baştan beri hem de...
Şimdi FETÖ saldırıyor diye yanına konuşlananlardan bazıları, EKSENİ kaydırsın diye yardım ediyor görüntüsü veriyor. Amaçları yardım etmek ama bize değil... Kendi inandıkları fikirlerine ve arkadaşlarına...
Tamamen bir tesadüftür ama aslında bir cümle de olsa MESUT BEY ile Boris Johnson aynı şeyi söylüyor... İkisi de "SAKIN SAPMA" diyor! Yani "Kendi başına bir politika izleme" diyor...
Dönelim FETÖ'ye...
Eski BAŞBAKANLAR da CUMHURBAŞKANLARI da bunu biliyor. Ama ALINAN hiçbir karar hayata geçmiyor!
Neden?
Çünkü AVRUPALI merkezlere yakın siyasetçilerin aldığı kararı, AMERİKA'ya yakın olanlar engelliyor.
Ya da tam tersi! ORDU içinde de durum aynı. O gün de bugün de...
Cumhuriyet'in başından beri durum bu!
Biz bilmiyoruz ama ilk kez bunu TAYYİP BEY yıktı. Yine biz bilmeyiz ama BAZI ODAKLARIN ONAYI OLMADAN
BAZEN BU ÜLKEDE BAŞBAKAN olamazdınız. Destek gerekirdi. Hatta Genelkurmay Başkanları için bile... Ya da kritik başka görevler için...
Bilmeyiz ve görmeyiz. Ama böyledir.
Kimse de bunları söylemez.
Mesela 15 Temmuz'un arkasındaki nedenlerden biri ERDOĞAN'A, yaptığı değişiklikler için "DUR" demekti! Görevden aldığı birileri birilerine çok yakındı! ULUSLARARASI DESTEĞİ vardı. Ama aldı!
Bu kırılmaydı. Bunu görmedik. YERLİ VE MİLLİ, ÇOK DOĞRU bir yer! Herkesin sahip çıkması gereken bir TAVIR!
Aksini yıllarca yaşadık... Buralar hiç bizim olmadı. 15 Temmuz bir haykırıştı.
MİLLETİN kendini de ülkeyi de yeniden fethiydi! Korkuları bu!
Bunu bildikleri için KURUMLARIN İÇİNE YERLEŞTİRDİKLERİ ADAMLARI KULLANACAKLAR...
Dün de bugün de...
İsimlere girmek istemem ama hala bazı isimlere çok güveniyorlar. Onlar da akıllarınca OYNUYOR. Kimsenin bir şey fark etmediğini düşünüyor... Öyle garip şeyler var ki yazsak bir türlü yazmasak bin...
Mesela AKINCI ÜSSÜ'ne kim takviye yiyecek içecek istedi. "ÖZEL BİR DÖNEME GİRDİK. SAYILARI ve MİKTARLARI artırın" diye kim emir verdi!
Daha fazla açmak istemiyorum. Kimseyi kırmak ve incitmek derdinde değilim.
Ama bu ülkeye güvenmeyenlerin önemli makamlarda oturmaması gerekiyor. Ülkeyi terk etmesin ama ülkemizi de yabancılara devretmeye kalkmasın!
Şu an içeride İKİ GÜÇ, HER SAHNEDE rakip! Ama dışarıda güçlerini birleştirdiklerini gösteren bir uyum var. 15 Temmuz'da ikisi de vardı. Yine olacak.
Hiç şüpheniz olmasın. Sadece "kime karşı savaştığımızı bilelim" diye bunları paylaşıyorum...
Çünkü bilmediğimiz için yeniliyorduk.
Bildiğimiz an kimse bizi yenemez. FETÖ ile uğraşıyoruz. MİLLİ OLMAYAN BİR PROJE... Peki neden kimse durdurmadı şimdiye kadar! Ecevit neden kefil oldu?
Asker neden örtü ile kapattı?
Operasyon tamamlansa ne olacaktı?
Bu millet kimin tarafından yönetilecekti?
Ve içimizde OYUN kurulurken neden kimsenin sesi çıkmıyordu?
Erdoğan mücadeleye başlamasa bizi bekleyen SON neydi?
Her şeyde bir hayır vardır... En azından artık sahneye çıkanlara, "KİME YAKIN" diye bir mercek tutun!
OYUNU BOZMANIN YOLU
OYUNU ANLAMAKTAN GEÇER!
BOZUN

Takvim
4 Ekim 2016