İstanbul Taksim’deki hadiseyi hep birlikte izledik. İstiklal Caddesi'nde genç bir kadını adım adım takip eden bir kişi, taciz suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Kadın verdiği ifadede kendisini takip eden kişinin elle tacizine uğradığını iddia etti.

Tutuklanan kişi ifadesinde suçlamayı reddetti, kadının kendinde olmadığını, başkalarının kadını götürmek istediklerini, bunun üzerine kadını korumak için yanında yürüdüğünü, kesinlikle dokunmadığını, görüntülerde de dokunmadığının görüldüğünü söyledi.

Görüntülerde gerçekten de şahsın kadını sadece takip ettiği, kadının iddia ettiği şekilde dokunma elle taciz olayı olmadığı görülüyor.

Ancak yargı buna rağmen kadının beyanını esas alarak şahsın elle taciz olayını gerçekleştirdiğine hükmetti.

Adam elle tacizde bulundu mu bulunmadı mı bilmiyorum. Buna yargı karar verecek.

Benim bu mesele üzerinden dikkat çekmek istediğim başka bir olay var.

Haftalardır Didim Belediye Başkanı’nın, kendisinden iş istemeye gelen bir kadına topluca tecavüz ettiğini konuşuyoruz.

Kadın diyor ki:

“Başkan’ın şoförü beni başkanla görüştüreceğini söyleyerek alıp bir çiftlik evine götürdü. Orada önce alkol sonra uyuşturucu aldılar. Sonra bana da zorla uyuşturucu kullandırttılar. Ben kendimden geçtikten sonra başkan ve yardımcıları bana aynı anda topluca tecavüz etti. Ve bu tecavüzü kamera görüntüsüne aldılar. Kendime geldiğimde başkan ve yardımcıları, diğer başkan yardımcısı olan kadınla topluca grup seks yapıyordu. Onu da kamera görüntüsüne alıyorlardı.

Sonra başkanın kendi erkek şoförüyle cinsel ilişkiye girdiğini gördüm.

Sonra…

Sonra bu görüntüleri yayacaklarını söyleyerek bana şantajda bulundular. Onların şantajına boyun eğmek zorunda kaldım. İki ay boyunca beni aynı çiftliğe götürüp defalarca ve yine topluca tecavüz ettiler. Tecavüz aynı anda ve toplu olduğu için. Üç ay oturmakta zorluk çektim!..”

Dikkat buyurunuz!

Kadın götürüldüğü çiftliği, çiftliğin içindeki eşyaları, kendisine tecavüz eden isimleri tek tek teşhis edebiliyor.

Artı…

Başkan’ın toplu seks ve toplu tecavüzünü kamera görüntüleriyle ispat ediyor.

Peki sonuç?

Taksim’deki kişi bir kadını takip ettiği için, elle taciz olayını gerçekleştirip gerçekleştirmediği belli olmamasına rağmen tutuklanıp hapse atılıyor.

Didim Belediye Başkanı ise ortada bir ton belge ve delil olmasına rağmen belediye başkanlığı görevine devam ediyor.

Didim Savcılığı Belediye Başkanı’nı ifadeye çağırıp bu iddiaların gerçek olup olmadığını soruyor.

Bugüne kadar Didim halkına, “O görüntülerdeki kişi ben değilim, rant çetesinin iftirasına maruz kaldım” diyen Belediye Başkanı ifadesinde, “O görüntülerdeki kişi benim ama topluca birlikte olduğumuz kadın, benden şikâyetçi olan kadın değil. O kadın başka!” diyor!

Sadece bunu yapmakla kalmıyor.

Mahkeme kanalıyla, olayı ortaya çıkaran Mehmet Özışık’ın yayınladığı videoların kaldırılmasını talep ediyor.

Yani anlayacağınız aslında bütün suçlarını bu hareketle itiraf etmiş oluyor.

Bütün bunlara rağmen hâlâ Belediye Başkanı olarak makamında oturuyor.

İşte buna Türkiye’de “Adalet” deniliyor!

Diyeceksiniz ki bütün bunlara rağmen nasıl oluyor da hâlâ o koltukta oturabiliyor?

Ben size anlatayım.

Meseleyi derinlemesine araştırdım. Ulaştığım bazı kaynaklar, işin içinde FETÖ tarzı kaset kumpaslarının olduğunu dile getiriyor.

Didim’in girişindeki A.Ç, isimli yakıt istasyonu olan bir kişiden bahsediliyor. Bu kişinin kente gelen ünlü isimlerle bir şekilde dostluk kurduğu ve daha sonra âlemlere götürdüğü ve bu âlemlerde kamera görüntülerinin alındığı iddia ediliyor.

Ayrıca Didim’deki Parlamenterler Sitesi’nde oturan eski siyasetçilere ve bürokratlara dikkat çekiliyor. Burada oturan bazı siyasetçilerin ve de bölgedeki bazı yargı mensuplarının âlem için meşhur çiftliğe götürüldüğü ve gizli çekimlerle köleleştirildiği dile getirilen iddialar arasında…

Yani anlayacağınız Didim Belediye Başkanı’nın tutuklanmama gerekçesi olarak, “Arkasını sağlama almış” yorumları yapılıyor.