ÇOCUK ve AİLE

Nureddin Ceylan : Neslimiz yok olurken..

Tarih
07 Temmuz 2022
İzlenme
713 Kişi
Aile Araştırmaları Enstitüsü tarafından yapılan yeni bir araştırma, evde biyolojik bir babaya sahip olmanın, erkek çocukların suç davranışından üniversite mezuniyetine kadar değişen alanlardaki sonuçlarının anlamlı bir göstergesi olduğunu buldu.

Son yarım yüzyılda babasız evlerin sayısı patladı. 1960'da erkeklerin yüzde 17'si biyolojik babalarından ayrı yaşıyordu; bugün bu rakam yüzde 32, yani sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde 12 milyon erkek çocuk biyolojik babaları olmadan büyüyor. Bu oran Dünyada ise yaklaşık 250 Milyon.

Hep derim “bu yüzyılın hastalığı cinselliktir” diye.
Aile yapısını bozan, insanları aile kurumunun dışına iten, ahlaki kuralları yıkan, neslin temizliğini kirleten, çocukların yaşamlarını mahveden en büyük etken cinselliktir.
Bu size absürt geliyorsa şöyle anlatayım;
Günümüzde insanların istek ve arzu biçimleri öylesine değiştiki, bu istekleri kendi helal dairesinde bulamayacak hale geldiler.
Kadının namusunun, erkeğin iffetinin yavaş yavaş yok olduğu bir çağda yaşıyoruz.
Karı-Koca bağlarının erkek veya kadının cinsel arzularına yetmediği, erkeğin de kadının da istek noktasının eşleri olmadığı artık çok kolay gözlemleniyor.
Ne yazıkki, bu arzulara sahip eşlerin çocukları biyolojik babaları olmadan yani bir diğer değişle gayri meşru olarak doğuyor.
Geçenlerin battığı cinsel batalığa şimdi eşler de batıyor.
Duyunca insanın midesinin bulanacağı öyle garip gerçekler varki, inanın burada anlatmaya gönlüm el vermiyor.
Kimi zaman baba demeye bin şahit erkekler ailenin kıymetini bilmeden nefsine yenik düşüp bırakıyor çocuğu, kimi zaman anneliğe kurban olası kadınlar zevkleri uğruna eşinden olmayan çocuklar getiriyor dünyaya.

Özellikle Türkiye’de de artan bazı sapkın fanteziler, eşlerin haremliğini bozmakla kalmıyor geriye babasız-annesiz bir nesil bırakıyor. Bu görmezden gelen tehlike her geçen gün artıyor. Bunu duyurmak göstermek bizim vazifemiz. Toplumda ve ailede ahlak,iffet,anlayış,mahrem bitmiş durumda.
Bir sonraki neslimiz avrupai bir tarza dönüşüyor.

Başta bahsettiğim raporun ortaya koyduğu gibi, bu babasız çocukların hapsedilme veya tutuklanma olasılıkları daha yüksek, üniversiteyi bitirme olasılıkları daha düşük ve işsiz olma olasılıkları, babalarıyla evde büyüyen akranlarına göre daha yüksek.

Biyolojik babalarıyla birlikte büyüyen erkeklerle, büyümemiş erkekler arasındaki eğitim düzeyi farklılıkları da benzer şekilde keskindir. Babasız büyüyen örneklemdeki erkeklerin sadece yüzde 14'ü üniversiteden mezun olurken, evde babasıyla büyüyen gruptakiler yüzde 35'tir. Irk, aile geliri, anne eğitimi, yaş ve istihbarat vekili kontrol edildikten sonra bile, babalarıyla birlikte büyüyen erkeklerin üniversiteden mezun olma olasılığı, olmayanlara göre iki kat daha fazlaydı.

Aylaklık, babasız büyüyen erkekler arasında önemli ölçüde daha yaygındı. Biyolojik babaları olmadan büyüyen bir grup erkek, yirmili yaşlarının ortalarında, babaları çocukluk evlerinde bulunan erkeklere göre iki kat daha fazla boştaydı ve yine ırk, zeka ve aile geliri gibi faktörleri kontrol ediyordu.

Evde erkek bir rol model olmadan büyüyen erkek çocuklar şiddete ve düzensizliğe teslim oluyor. Bu çalışma, zaten doğru olduğunu bildiğimiz şeyin ampirik durumunu oluşturmaya yardımcı olur.

Aile yapısının önemli olduğunu uzun zamandır biliyoruz. Gerek inanışımız, gerek köklerimizin bize öğrettiği örf ve adetlerle ailenin nasıl kutsal bir kurum olduğunu, baba-annenin ne denli ulvi makamlar olduğunu ve en en önemlisi de ebeveynlerin İffetlerini korumalarının ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.
Biliyoruz bilmesine de geçiçi ve pis bir keyf için hakikati de unutuyoruz.
Evlatlarımızın varlığını kaybediyoruz.
Neslimiz yok olurken biz ne yapıyoruz?
Belkide çok büyük bir helakın sebebi olacak bu vahim ve kahredici durumu ne zaman düzelteceğiz?
Lütfen ama lütfen.
Tüm ebeveynlere sesleniyorum;
Ailenize sahip çıkın.
Eşinizi bağrınıza basın.
Tüm dünyadan saklarmışcasına sevin de gönlünüze hapsedin.
Çocuklarınızı başsız bırakmayın.
Günahlardan sakının.
İffetinizi muhafaza edin.
Aksi halde bu müslüman topluma en büyük cinayeti siz vermiş olursunuz.
“Nasıl yaşarsanız öyle ölür, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz.” şiarını kendinize ve ailenize nakşettirin.

Selametle..

seslimakale.com.tr

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER