GÜNCEL

Fehmi Koru : Sen ne güzel muhalefetsin, anamuhalefet...

Tarih
10 Aralık 2014
İzlenme
1282 Kişi

10 Aralık 2014

MUHALEFET, biraz fazla üzerine gidilince, “İktidarı eleştiremeyenler bizim üstümüze geliyorlar” tepkisini veriyor; oysa iktidar muhalefet sayesinde güçlenip serpiliyor. İktidara yönelik eleştirileri bizzat muhalefetin dili geçersiz kılıyor...

Örnek mi istiyorsunuz? Çok kolay. Şu son “Osmanlıca” dersi muhabbeti yeterli.

Osmanlıca diye ayrı bir dil yok. Osmanlı Devleti hüküm sürerken ülkenin aydınlarının kullandığı yazı ve konuşma diline “Osmanlıca” deniyor. Arapça ve Farsça sözcüklerle zenginleştirilmiş bir Türkçe bu. Yazıya dökülüşü için, 1928 öncesine kadar Arap harfleri kullanılırdı.

Cumhuriyet dönemi, önce alfabeyi değiştirdi, sonra da dile Arapça ve Farsça’dan girmiş sözcükleri temizlemeyi ve eski dile tumturaklı bir ağırlık katan tamlamaları çözmeyi hedefleyen radikal bir hamleyi destekledi.

Geriye kalan, bugün konuştuğumuz ve yazdığımız dildir.

“Herkes Osmanlıca öğrenecek” dediğinizde imkânsızı istiyorsunuz demektir. İsteyebileceğiniz, 1928’de gerçekleşen alfabe değişikliği öncesinde kullanılan Arap harfleriyle yazılmış metinleri okumanın öğrenilmesi olabilir.

Tarih veya edebiyat derslerinden birinin müfredatına “Arap harfleriyle Türkçe” öğretilmesini eklediğinizde isteğinizin yerine gelmesini kolayından sağlayabilirsiniz. Tabii, her şeyden önce, edebiyat ve tarih öğretmenlerinin eski yazıyı iyi öğrenmesini sağlayarak...

Bugün edebiyat ve tarih eğitimi veren fakültelerde “Osmanlıca” adıyla hem eski yazı öğretiliyor, hem de üniversite düzeyindeki öğrenciler eski metinlerle tanıştırılıyor. Üniversitelerde Osmanlıca derslerini daha sıkı tutarsanız, okuttukları derslerin müfredatında eski yazıyı öğretmelerine sıra geldiğinde, öğretmenlerin bu mahareti kısa sürede öğrencilerine aktarmaları mümkün olabilir.

Öğrencilerin kendi dillerini bir başka yazıyla okuyabilmekten ve atalarının kaleme aldığı metinlerin zorluğuyla boğuşmaktan keyif alacaklarını göreceksiniz.

Anadili İngilizce olan birinin Shakespeare’in bir eserini orijinalinden okuma çabası gibi...

Osmanlıca’nın yüksek bir kültür dili olduğu ve ona vukuf sağlamanın zihinsel beceriyi artıracak bir etki uyandıracağını da unutmayalım.

Sözün kısası, okullara “zorunlu” bir ders olarak koymak yerine, zaten var olan bir dersin (edebiyat veya tarihin) müfredatı arasına eski yazının öğretilmesinin eklenmesiyle kolaylıkla kotarılacak bir iş, muhalefet sayesinde bir ulusal sorun haline dönüşüverdi.

Niyet okuma yöntemiyle, “Cumhuriyet ile hesaplaşma derdinde olan AK Parti’nin ülkeyi ortaçağ karanlığına saplayacağı” ile başlayıp “Rejim değişikliğine gidildiğine” kadar varan bir sürü ipe sapa gelmez iddia ortalıkta dolaştırılıyor.

İşi cahilliğe övgüye kadar vardıranlar da çıkabiliyor.

Osmanlı’yı kötüleyeceğim derken kendini inkâr ettiğinin farkında olmayan “aydın” taifesi yalnızca bizde var.

Muhalefet böyle yaptığı için de iktidar partisi her tartışmadan kazanarak çıkıyor. İlgi duyan her öğrencinin çok daha kolay ve verimli bir biçimde becerisi oranında öğrenebileceği eski yazıyı zorunlu ders haline getirmenin yanlışlığını vurgulayıp orada durmayı bilmiyor muhalefet; geçmişin muhasebesine dalınca da karanlığın içinde kayboluyor.

Geçmişte yapılanlar için “yanlış” diye bağırmaları gerekmiyor AK Parti sözcülerinin; ancak meydana geldiği dönemin şartları içerisinde bir anlam taşıyan tasarrufları bugünün şartlarında savunmak muhalefetin kaybetmesi için yeterli.

Bizim gibiler ise, ortalığı sağır eden tartışma ortamında, “Gençleri zorlamak yerine sevdirerek tarihleriyle ilgilendirin, aksi halde hedeflediğinizin tam tersi bir sonuca kapı aralayabilirsiniz” dediğimizde, sesimizi duyurmayı başaramıyoruz.

Habertürk

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER