EKONOMİ

Faruk Aksoy : Büyük felâket…

Tarih
01 Haziran 2019
İzlenme
2643 Kişi

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi diyor ki…

“Türkiye, son on yılda Belçika büyüklüğündeki tarım arazisini ekmekten, dikmekten vazgeçti, Hollanda büyüklüğündeki tarım arazisini de nadasa bıraktı…”

Doğrusunu söylemek gerekirse…

Meslek odaları bazen kendi alanlarının dışına çıkıp siyasi konularda açıklamalar yapabiliyor.

Bunu kabul ediyorum.

Fakat İstanbul Ziraat Odası’nın bu tespitini siyasi tartışmaların dışında tutarak değerlendirmek gerekir, diyorum.

Bir kere…

Köyden kente göç devam ediyor, üretimdeki daralmanın en önemli sebebi bu.

Köylüler şehir merkezlerine iniyor, ahırlarını, kümeslerini kapatıyor, köyü terk ediyor.

Göç illâki İstanbul’a doğru olunca göç olmuyor.

Köyünü terk edip bulunduğu şehrin merkezine yerleşen köylü de göç etmiş oluyor.

Toprağa dayalı üretim durunca siyasi baskı artıyor, beklenti yükseliyor, devletin omzuna daha ağır sorumluluklar biniyor.

Topraktan uzaklaşan insan agresifleşiyor.

Tarım yapmak, toprakla uğraşmak bir yaşam şeklidir, sadece para kazanmak için köyde yaşanmaz.

Köyde yaşamak bir hayat tercihidir.

Anadolu’dan İstanbul’a ev eşyası taşıyan her kamyon 20 dönüm araziyi yetim bırakarak geliyor.

Enteresan bir örnek vereyim…

Epey yıllar önce tarım bakanlarından biri çıktı dedi ki:

“Fındık üretiminde fazlamız var, özellikle düz arazilerdeki fındıklıkları kesen üreticiye teşvik vereceğiz…”

Bazı köylüler fındıklıklarını kesti, o teşviki aldı.

Şimdi düşünebiliyor musunuz?

Bu ülkede bir tarım bakanı, dikildikten en az 10 yıl sonra tam olarak verime oturan fındık bahçelerini kesin, dedi.

Geçen gün bizim gazetenin ekonomi sayfasında okudum.

Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye’nin 700 bin ton fındık ürettiğini, bu rakamın 1 milyon tona çıkarılacağını söylemiş.

Orman vasfını kaybetmiş arazilerin fındık bahçesine dönüştürüleceğinden bahsetmiş.

Bakın…

Beni bilen bilir, kalbimden, yüreğimden, içimden konuşurum.

Yanlış olur, doğru olur, her şey olur…

Ama kasıt olmaz, yalan dolan olmaz, film fesat olmaz.

Bu söylediklerimin günlük siyasetle, ideolojik tarafgirlikle bir alakası yok.

“Fındık fazla geliyor, fındıklıklarınızı kesin” diyen tarım bakanını duyduğumda, “Eyvah, büyük felâket yaklaşıyor” demiştim.

Türkiye, sadece geçen sezon fındıktan 1.6 milyar dolar gelir elde etti.

Bu rakam ortalama 2 milyar dolar civarındadır, geçen yıl rekolte biraz düşüktü, onun için 1.6 milyar dolarda kaldı.

Dünya fındığının %75’i bu topraklarda üretiliyor.

Dolaylı olarak 8 milyon insan fındıkla geçiniyor.

Bir tarım bakanı, fındık fazla geldi, fındıkları kesin, der mi yahu?!..

Bir yılda saçı uzayan insan bile saçını kestirmekte bu kadar kolay karar veremiyor.

10 yılda büyüyen fındık kökünü bir dakikada kesin demek hangi aklın, hangi öngörünün ürünüydü?

Çakıl taşına göz koyanın gözünü oyarız, demekle vatansever olunmuyor sadece.

Vatan toprağı ekildikçe, dikildikçe, yeşertildikçe vatan toprağı oluyor.

Domatesin, patatesin, soğanın fiyatı, Belçika büyüklüğündeki tarım arazisi terk edildiği için artıyor.

Bazen zarar edebiliriz…

Olabilir…

Çiftçinin mahsulünü yüksek fiyattan alabiliriz…

Ama sonunda Anadolu köylerini kurtarırız, şehrin gettolarına yığılan öfkeli kalabalıkların önünü keseriz.

Bir seferberlik başlatalım.

Bir düğün dernek kuralım köy meydanına.

Suları, dereleri, koyunları, kuzuları salalım meralara.

Oradan yapalım selfileri, canlı yayında sağalım inekleri.

Her yerde her imkân var, teknoloji her yere ulaşıyor, şehir köy ayrımı kalmadı artık.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • veralturk

    08 Haziran 2019
    1 0
    Çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık, köyde yaşamını sürdüren insanlarda şehir özentisini, şehire göç eden insanlarda köy yaşantısı özentisine çevirmediğimiz sürece daha çok polemik sürer durur bu konu hakkında
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER