GÜNCEL

Ergün Diler : İki seçenek

Tarih
02 Eylül 2019
İzlenme
3159 Kişi
İÇİNDEN geçtiğimiz dönem Türkiye'nin çok önemli değişimleri çok kişi tarafından görülemiyor.
Kolay değil elbette.
Yeni Dünya Düzeni'nden önce adım atan, rota değiştiren ve gittiği yeri bilen TEK DEVLET TÜRKİYE.
Yabancılara bakınca bu net olarak görülmekte.
İçerideki bazı sıkıntılar ufku fotoğraflamayı da engellemekte.
Kabul. Yine de mücadelenin alanlarını iyi tespit şart...
ABD ile Türkiye'nin yakınlaşması şart mı? Dönem dönem Ortadoğu, enerji politikaları ve Akdeniz'in stratejik konumuyla ilgili çok önemli çalışmalara imza atan Washington'daki Center for American Progress (Amerikan İlerleme Merkezi) Yeni Dünya Düzeni'nin rotasını Türkiye'nin belirleyeceği görüşünde.
Ağustos 5 itibariyle bu rapor Beyaz Saray, Pentagon ve Amerikan Dışişleri Bakanlığı ile paylaşıldı. Washington'ın Çin'i ve Avrupa Birliği'ni kontrol etmesi gerektiğine, bunun da enerjiden geçtiğine dikkat çekildi.
Peki, bu nasıl olacak?
Öncelikli olarak Avrupa'nın enerji damarları TÜRKİYE'den geçiyor.
Türkiye birçok enerji boru hattı ile önemli bir oyuncu...
TürkAkım, Mavi Akım, Doğu Anadolu Doğalgaz Ana İletim Hattı (İran-Türkiye), Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı (BTE) ve Türkiye- Yunanistan Doğalgaz Enterkonneksiyonu (ITG), Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) gibi açılımlar hepimize aşikar.
Ayrıca İran, Irak, Azerbaycan ve Rusya'dan çıkacak petrol ve doğalgaz, Avrupa'ya gitmeden önce Türkiye sınırlarında yol alacak.
Bu da SIR değil.
O nedenle Washington, strateji değişikliğine gitmek zorunda. ABD'nin elindeki en büyük koz Suriye'deki içsavaş ve YPG. Washington'ın buradaki bir diğer avantajı da Rusya'nın Suriye konusunda Türkiye ile ortak hareket etmeyeceğini bilmesi.
Çünkü Rusya, Türkiye'nin Suriye sorununu bitirdiği anda çok önemli bir güç olacağının farkında.
Washington da aynı fikirde olunca, Suriye krizi belki 40 yıl daha çözüme ulaşmayacak.
Olur mu olur!
Rusya Avrupa'daki etkinliğinin, oligarkların daha da güçlenmesi için TürkAkım projesini hızlandırdı. ABD'nin S-400 krizinden daha fazla istemediği ama açık şekilde söyleyemediği bu proje, ABD'nin Avrupa'daki etkinliğini de bitirecek.
Sıkıntıya sokacağı kesin...
İlgili resimO nedenle İsrail, Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır, Ürdün ve Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'deki doğalgaz ve petrol rezervini Avrupa'ya taşıyacağı East-med boru hattının inşası için adımlar attı. East-Med, olağanüstü bir çalışmayla start alsa bile en erken 2025 yılında hizmete girecek. Yani bu süre en az 6 yıl. Uzmanlar, AKDENİZ'in 3.3 kilometre derinliğinden geçecek, 2 bin kilometreyi de aşacak uzunluğuyla bu projenin 10 yılda bile bitirilmesinin zor olduğunu söylüyor.
Washington bu organizasyonla İsrail, Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır, Ürdün ve Yunanistan'ın Türkiye ile çıkmaza girmesini sağladı.
Bu ilk adım başarılı olsa da, Washington da East-Med'in büyük bir hayal olduğunu biliyor.
Geriye sadece TÜRKİYE seçeneği kalıyor. Doğu Akdeniz petrol ve doğalgazının hatta Mısır, İsrail rezervlerinin de Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırılma planı sadece 2 yıl içinde tamamlanabilir. Yani merkez yine TÜRKİYE.
Ancak Washington, Türkiye'de istediği karşılığı bulamıyor. Sorun da bu!
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun hayali olan Eastmed, büyük bir Hollywood projesi gibi...
Şu an...
Türkiye, Washington'a TürkAkım projesinin sonlandırılması gibi bir teklifi ciddiye almayacağını daha önce de söyledi. Ancak Doğu Akdeniz için Türkiye daha önce görüşülen konuların tekrar masaya getirilmesi halinde, güçlü taraf olarak bulunacağını söyledi.
Milton Berle'nin "Şans kapıyı çalmıyorsa, belki de bir kapı yoktur. Bir kapı inşa edin" sözünü Türkiye başarıyla uyguluyor. O kapıyı Akdeniz'de inşa etti. Şimdi tekliflere açık. Türkiye, askeri anlamda da güç gösterisi yapıyor. NATO'nun bile dağılmasının Türkiye'ye bağlı olduğunun konuşulması, Türk ordusunun güçlü olduğunun bir kanıtı... Bunu söyleyen yabancılar...
Doğu Akdeniz, İsrail ve Irak petrollerinin Avrupa'ya ulaşması Washington'ın 1982 planıydı. Ancak o yıllarda bunun maliyetleri ve etkisinin güçlü olmayacağı düşünülüyordu. O günkü teknolojinin de geri olduğunu unutmayalım. Ancak Washington 2001 Körfez işgaliyle birlikte bu projeleri başlatmak istedi. Türkiye de bu projede yer alıyordu.
Birçok başbakan bu konuda ABD'ye garanti verdi. Ancak beklenmeyen süreçler, iki ülke arasında zaman zaman gerilime neden oldu.
O gerilimlerin bıraktığı küçük parçalar, bugün çığ haline geldi.
Bu net!
Ancak Washington şartlar ne olursa olsun Türkiye ile işbirliği yapmak zorunda olduğunu görüyor. Ya Türkiye'yi köşeye sıkıştırıp ikna edecek ya da büyük bir hediye sunacak. Washington'ın seçeneklerinin çoğu Center for American Progress'te hazırlandı.
Ancak bu seçeneklerin hayata geçirilmesi için BEYAZ SARAY, Pentagon ve Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın ittifak yapması gerekiyor.
Şu anda ABD'de 3 akımı temsil eden bu güçlerin Türkiye toplantıları hızlandı. 3 farklı güç, iki güç haline geldi.
ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, askeri okuldan arkadaşlar. Aynı akımı temsil ediyorlar. Burada anlaşmazlık Beyaz Saray'da ortaya çıkıyor. Çünkü Beyaz Saray, Türkiye ortaklığını istiyor.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • artuk bey

    03 Eylül 2019
    0 0
    ergun abi kemal kilictaroglu,olmadi demirtas, olmadi meral, olmadi,karamollaoglu,olmadi abdullah gul babacan, olmadi davutoglu... yani diyecegim odur ki abd ye masa cok bu saydiklarimin hepsi dilleri disarda abd den gelen emri bekliyorlar ..... oyunu tek bilen reis ile bachceli bu ikisi bu ülkenin tek varisi ve kurtulusudur, ne yazziki milletimizin bazi evlatlari bu gercegi göremiyorlar....
  • mehmetm

    02 Eylül 2019
    0 0
    Amerika bu ülkede bir hükümet değişikliği ile kendine av yapacak bir sürü tazı bulur. Zaten bu sahibinin sesi tazılar da fırsat kolluyorlar, beklemedeler. Halkın yaklaşık % 50 sinin de bu tazıların tazısı olduğunu unutmamak gerek.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER