PYD'nin bölgede bir hiçken pragmatik tavırları sonucu nasıl bir aktör haline geldiğini, Kobane manipülasyonu ile silahlandığını ancak sonrasında belgelenmiş bir şekilde ele geçirdiği bölgelerde insan hakları suçu işlediğine yakın zamanda şahit olduk.

PYD'nin bir çeşit Türkiye versiyonu olan HDP'ye baktığımızda gördüğümüz manzara PYD'den etkilenildiği yönünde.

Zira…

HDP, Meclis'e girip, Kürtlerin hakları noktasında çalışacağı yerde Meclis'e girmesiyle birlikte Çözüm Süreci'ni sabote etti. Uzlaşmadan uzak bir tavır sergiledi. Silah ve terör ile arasına mesafe koymadı. Terör örgütlerinden yana tavır aldı. Cizre yürüyüşleriyle, sokak çağrılarıyla Kürtleri ayaklandırmaya çalıştı. Çok şükür ki Kürt halkının feraseti sonucu HDP umduğunu bulamadı.

7 Haziran sonuçları sonrası ergen tavrıyla artan oylarını hazmedemeyen HDP'nin sloganı “Seni Başkan yaptırmayacağız!" oldu.

1 Kasım seçimleri sonrası yani %49,5 sonucu sonrası, ABD'ye gidip oradan ezber metinlerle dönen eş başkanlar, “Seni Başkan yaptırmayacağız!"dan, “Sayın Erdoğan"a kadar varabilen bir ağız değişikliği ile gündeme geldiler. Hendeklerin yanlış olduğu gibi birkaç cümle bile sarf edenleri oldu.

Bu olumlu adımlar Türkiye'nin, hava sahasını ihlâl eden Rusya uçağını vurmasıyla birden şekil değiştirdi.

Bölgede Türkiye'nin kendince Rusya nedeniyle zora düşeceğini uman ve hesap eden HDP, hemen fırsattan istifade kolları sıvadı ve yine Türkiye içerideki sorunlara boğulsun diye hendek siyasetinin yeniden avukatlığına soyundu.

Selahattin Demirtaş'ın son yaptığı ferasetten uzak açıklamalar şöyle:

“Kusura bakmasınlar, gençler hendek kazıyormuş, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin onu yapsınlar."

Barikat kuran halk değil PKK denen, Demirtaş'ın da savunduğu terör örgütüdür. Ve Kürt halkı bu terör örgütünün silahından, teröründen, tehdidinden, hendeğinden kaçmaktadır. PKK tarafından kaçışları zorla engellenmemektedir. HDP'li vekillerden Pervin Buldan, terörden kaçan halka twitter üzerinden “Dönmeye yüzünüz olmaz.." nev'inden tehditvâri konuşabilmiştir.

Demirtaş ayrıca,

"Direnişi büyüteceğiz. Bu zulüm çarkı uzun sürmeyecek, merak etmeyin. Halkımız sıkıntı çekiyor, farkındayız. Bizler siyasetçiler olarak çözüm yollarını tartışıyoruz, geliştireceğiz. Halkımızla birlikte direnişi büyüteceğiz. Öz yönetimin inşası, içinin doldurulması konusunda önemli kararlar alacağız." da dedi.

Geçtiğimiz hafta PKK camiye saldırınca, HDP'li isimlere “Biz ne yapıyoruz, Kur'an yakıyoruz, cami vuruyoruz, biz Müslümanız, bu işler nasıl işler…" diyerek isyan eden Kürt kadını, o HDP'li isimlerin nasıl büyük bir hızla üstelik cevap veremeden ortamdan uzaklaştırdıklarını hep birlikte izledik.

Kürt halkını evinin önüne hendeklerle yaşamaya mecbur bırakan, hendek teröründen kaçarken arabasının anahtarına el koyan, kış günü kaçmaya mecbur eden, kaçanı tehdit eden, “Hendekler kapatılsın" dediği gün Tahir Elçi'yi öldüren, kız çocuklarını dağa kaçıran akıl mı Kürt halkı için çözüm arıyor?

Selahattin Demirtaş'ın evinin önünde hendek yok, muhtemelen bir havuz var. Hendek teröründen kaçan Kürt kadınları itham eden Pervin Buldan Audi A8 gibi çok pahalı bir araçla geziyor. PKK, gariban Kürt halkının kızlarını dağa kaçırırken, bunların çocukları Avrupa'da özel okulda okuyor. Bunlar ise Kürtlere eşit vatandaşlık hakkı için, çözüm için uğraşan AK Parti ile savaşa girmeye kalkıyor.

Demirtaş, Kürt halkına nasıl hizmet edecek? Kürt halkına götürülen hizmetlerin önünü kesen, baraj ve türlü inşaatı yakan, istihdamın önünü kesen PKK'nın, hendeklerin avukatı HDP mi Kürt halkına hizmet götürecek? Bugüne kadar Kürtlere savaştan gayrı ne vaad etti HDP; hiçbir şey!

Kürt halkı yıllarca acıdan yana, göçten yana çok çekti. Şimdi ise PKK terörü nedeniyle, hendek siyaseti nedeniyle göçten çekiyor. İnsanların korkudan evlerini terk etmek zorunda kalması çok acı… Sokağa çıkma yasakları bölge insanı için çok zor… PKK terörü devam ettikçe bu büyük acı Kürt halkı başta olmak üzere hepimizi üzecek…

Devlet ve İHH gibi kurumlar hendek teröründen kaçan insanlara yardım elini uzatmaya çalışıyor. Daha da çalışmalı. Kürt halkı, PKK'nın terörü ve sorumsuz HDP'nin hendek siyaseti arasına terk edilemez. Sahip çıkmalıyız.

Demirtaş'ın evinin önünde havuz var mı bilmiyorum ama hendek olmadığı kesin. İki de bir “halkımız" diyerek sömürdüğü insanların evinin önünde hendek olduğu ise bir gerçek, HDP siyaseti o hendeklere düşmüştür, bu kafayla yakın zamanda çıkacak gibi de görünmemektedir.

Yenişafak
19 Aralık 2015