Türkiye'nin hava sahasını ihlâl eden Rusya'nın uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinin yankıları halen sürmekte…
Hiç şüphesiz ihlâlin şaka olmadığını, gereken cevabı alacağını acı bir şekilde tecrübe eden Rusya'nın yaşadığı bu acı tecrübe, uluslararası siyasette ergen ve kabadayı tavırlarıyla tanınan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "karizmayı çizdirdik" psikolojisiyle sarıldığı saldırgan üslubu nedeniyle karşılıklı restleşmeye dönmüş durumda.
Yeni Türkiye'nin içine kapanıp, kendi iç sorunlarıyla boğuşurken eski Türkiye modeline dönmesini arzulayanlardan iç kesimi oluşturanlarla mücadeleye devam edilirken, aynı arzuyu yaşayan dış kesimle de mücadele sürerken, bu mücadeleye Rusya da eklendi. Bununla birlikte, diğerleri gibi Rusya da Yeni Türkiye ile tanışma şerefine nail oldu. Uçak enkazına ait görüntüler de bu şerefin göstergesi oldu!
Putin'in saldırgan ifadeleri sonrası Rusya, Türkiye'ye yönelik yaptırımlara başladı; Türk işçileri geri göndermekten tutun da, ithalatı durdurmaya kadar birçok konuda restleşti.
Buna mukabil Türkiye'nin tavrı takdire şayandı, Rus vatandaşların ülkemizde kıymetli misafirler olduğu, kendileriyle hiçbir problemin olmayacağı, kendilerini ülkemizde görmekten mutluluk duyulacağı vurgulandı.
Bununla birlikte, Putin'in ithalat konusundaki restine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tam da Putin'in hak ettiği cevabı verdi: "Sen alsan ne olur, almasan ne olur?"
Rusya ekonomisi son iki yıldır çok da iyi gitmiyor. Yeni restleşmelerle bu ekonomi daha da zora girecek gibi dolayısı ile Putin'in dış politikadaki kabadayılığı, iç politikada Rusya halkının kendisine olumsuz tavır almasıyla faturalandırılır.
Bilindiği üzere, Rusya, 1 Ocak 2016 itibarıyla Türkiye'den beyaz et ürünleri, domates, soğan, brokoli, karnabahar, salatalık, portakal, elma, armut, çilek, üzüm ve mandalina ithalatını durduracağını açıklamıştı.
İthalatı durdurulacak ürünlerin toplam değeri yıllık 750 milyon dolardan fazla, Türkiye'nin Rusya'ya yaş meyve ve sebze ihracatı ise 1 milyar 270 milyon dolar gibi bir rakama yakın. Başta narenciye olmak üzere bu ürünlerin öncelikle Doğu Avrupa ve Uzakdoğu olmak üzere diğer ülkeler ile iç pazara sunulabileceği ihtimal dahilinde. Aynı zamanda beyaz et sektörü açısından Rusya sanıldığı kadar mühim önemli bir pazar da değil. Diğer yandan deri, tekstil ve konfeksiyon ihracatında yaşanabilecek sorunlar ise diğer ülkelerle telafi edilebilecek durumda. Müteahhitlik konusunda ise kaybedilen alan yahut oluşan boşluk sahra altı Afrika ve Güney Amerika civarında telafi edilebilir. Yani özetle, Allah'ın izniyle Türkiye, Rusya'nın bu yaptırımları ile tökezleyecek bir ülke değil.
Rus basını içerisinde Kemal Kılıçdaroğlu ve Gezi artığı Levent Üzümcü'den medet uman ufak bir klik olmakla birlikte genel itibariyle Rusya'ya baktığımızda gördüğümüz manzara şu:
Rusya'nın Türkiye'ye yönelik yaptırımları, Rusya halkını rahatsız ediyor. Rusya basını, ekonomik tedbirleri eleştiriyor. Rusya'da birçok gazete, yaptırımların Rusya'da enflasyon problemini olumsuz etkileyeceğini ifade ediyor.
Buna ek olarak Rusya'nın Türkiye'ye yönelik yaptırımlarına Türkiye'nin karşılık verme ihtimali de Rus sanayicileri endişeye düşürdü. Öyle ki, Rusya'daki Otomobil üretiminin durma noktasına gelme ihtimâli var. Rusya ile yaşanan gerilim henüz birkaç haftalık bir süreçken Rusya'daki oto sanayi üretimi yavaşladı bile…
Doğalgaz ve elektrik konusunda Türkiye'nin zora gireceğini düşünenlere ise alternatif yolların mevcut olduğunu hatırlatmak gerekiyor.
Dolayısı ile, Putin'in anlayacağı dilden anlatmak gerekirse "Putin, kendi topuğuna sıkmıştır." Bundan sonrasını artık Rusya halkına bu durumu nasıl anlatacağını kendi düşünsün. Hayat pahalılığından dert yanan Rusya vatandaşlarından "domates bulamazsak avakado yeriz" diyen çıkar mı bilmem ama bizim Erzurumlular "Doğalgaz yoksa tezek yakarız" diyerek ortaya çıktı. Bu da mevzunun "samimi" latifesi olsun.

Aktüel Dergisi
7 Aralık 2015