29 Eylül 2015

HDP'ye oy vermek suç mu?

Kimsenin siyasi tercihi üzerinden yorum hakkına sahip değiliz aksi halde “Ak Parti'ye oy veren koyundur” diyen zihniyetin aynısı oluruz. Tartıştığımız mevzu aslında HDP'ye oy vermek değil, HDP terör ile arasına mesafe koymadığında, halen HDP'den yana olmak ve HDP demokrasi ve barışın partisiymiş yalanıyla yürümek…

Biliyorsunuz, bu ülkede Aydın Doğan “hükümetleri getirir, hükümetleri götürür” sonra bu yaptıklarını inkâr eder. Ve bundan hiç rahatsızlık duymaz…

Bakın Aydın Doğan, gazetemizin sahipleri Ahmet Albayrak ve Nuri Albayrak'a, 28 Şubat sürecine giden zamanlarda neler söylemiş: " Refah-Yol şirketlerimize 60-70 kişilik teftiş ekipleri göndermeye başlamıştı. Baktım ki bizi bitirmeye çalışıyorlar operasyonu başlatıp hükümeti yıktım. " Ve bitmedi elbet, Aydın Doğan ile yapılan görüşme sonrası bakın neler olmuş? Yeni Şafak'ın sahipleri, Ahmet ve Nuri Albayrak, Aydın Doğan'la görüştükten sonra tüm gazeteler Yeni Şafak ile uğraşmaya başlamışlar. (http://www.yenisafak.com/gundem/refahyolu-ben-yiktim-2312163 )

Aydın Doğan tabi bu, kimse ona dokunamaz! Bu ülkede dilediğini yapar ancak kantarın topuzunun kaçtığı zamanlar da çok gecikmiş olan tepkiyi alır. Şehit haberleri gelmeye başlamışken halden terörü görmeyen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini çarpıtan haberler yapmaya devam eder. En sonunda insanlar daha fazla tahammül edemez ve Hürriyet binası önünde bu yayın protesto edilir. Hiç tasvip etmeyeceğimiz şekilde Hürriyet'in camı kırılır, kimin kırdığı belli değildir ama ortalık yağa kalkar. Abdürrahim Boynukalın günlerce, haksızca hedefe konulur, Gezi'ye destek verenler bu tepkisel eyleme sivil tepki eylemine vandallık der. Çünkü Hürriyet'in camı kırılmıştır. Oysa o günlerde ülkeye her gün ateş düşer, gencecik fidanlar PKK'nın hain pusularında öldürülür. Ancak Aydın Doğan medyası için hiçbirinin canının Hürriyet'in camı kadar değeri yoktur. Hatta, Aydın Doğan'ın gazetecilerinden biri “ HDP'lileri yayına çıkaramıyoruz !” diye ağlamaya başlar.

Beren Saat Amerika'da…

Beren Saat, HDP'ye oy vermiş, verebilir tabi, kimse bunu sorgulayamaz.

Ancak 2 yıldır kan akmayan ülkede HDP çözümü bitirince kan akmaya başlar ve ülkede birkaç ayda 100 kadar şehit verilir. Ne hikmetse “duyarlı oyuncumuz”(!) Beren, bu ölümler için bir taziye mesajı bile yayımlamaz. Dolayısı ile kendisinin var olmasını sağlayan, kendisini izleyen kesimlerce tepki alır.

Aman efendim, siz misiniz hanım kıza tepki veren, o güne kadar şehit haberleri varken ağzını açmayan Beren Saat, isyan eder, tepkilere cevabı: “Leş kargaları!”

Sonra ver elini Amerika… Kocasını alır ve tatile çıkar. O günlerde PKK, iki çocuğu öldürmüştür. Ama Beren, tatildedir.

Halid Ziyâ Uşaklıgil'in yasak bir aşkı, ahlâki çöküntüyü ifade ettiği eserini sömürerek, o edebi eleştiriyi ortadan kaldırıp, yasak bir aşkı sempatikleştirerek bundan kazanç sağlayan Beren Saat. “Fatma Gül'ün Suçu Ne?” Gibi vahim bir trajediyi, cesur sahnelerde çekinmeden oynamasıyla mahir bir oyuncu olarak, acıdan çok bir takım sapkınları ekran başına çekerek oynayan, bu acıyı da sömüren Beren Saat. Şimdi de, Osmanlı Tarihi'ni, aşk, cinsellik, entrikadan müteşekkilmiş gibi sunan dizilerden nemâlanan Beren Saat. Bu ülkenin tarihini, edebiyatını, acı gerçeğini sömürerek kazanç sağlayan ancak kendisini izleyen halkın, şehit acısına dönüp bakmayan Beren Saat, bir de verdiği üç kuruş verginin hesabını sorar. PKK, bir kız çocuğunu katletmişken, Amerika'ya stres atmaya giden bu kadının, sömürdüğü tüm değerlerin çeyreği etmez verdiği vergi.

İşte böyle…

PKK, Selahattin Demirtaş'ın sokak çağrısı sonucu 16 yaşındaki Yasin Börü'yü katletti.

PKK, yola yerleştirdiği bombayı uzaktan patlatarak 13 yaşındaki Fırat Sımpil'i öldürdü. Terlikleri olmasa annesinin tanıyamayacağı şekilde parçalandı Fırat.

PKK, roketatarla 8 yaşındaki Elif Şimşek'i öldürdü.

PKK, bayram günü içinde sivillerin bulunduğu evi 12 saat boyunca ateş altında tuttu, bir kişi yaralandı.

Ama…

Maalesef, bugün HDP'ye oy verenler de, HDP'ye her türlü desteği verenler de, sosyal medya üzerinden kendilerine gelen tepkilere verdikleri yahut kırık bir cam için verdikleri tepkilerin onda birini bile bu üç çocuk katledildiğinde vermedi. Çünkü onlar için bu ülkenin toprağından beslenip, suyunu içseler de bu ülke vatandaşlarının canının hiçbir kıymeti yoktur, sadece kendilerini düşünürler, sadece kendileri için yaşarlar, hükümetleri getirir, hükümetleri götürürler olmadı Amerika'ya tatile giderler ve biz acımız başında öylece kalırız. Bunu görmek için Ak Partili olmanıza gerek yok, zerre-i miskal kadar izânı olan herkes bunu görebilir.

Yenişafak