SİYASET

Cemile Bayraktar : Belçika'da teröre lânet et, Türkiye'de teröristle empati kur

Tarih
24 Mart 2016
İzlenme
1819 Kişi

Dünya çapında ikiyüzlülük ve riyâkârlık ödülleri dağıtılsaydı, emin olun Türkiye muhalefeti ve Batı bir asır boyunca kıyasıya yarışır ve açık ara ile ödülleri kimseye bırakmaz, kendi aralarında paylaşırlardı.

Menfur terör saldırıları bu kez Avrupa'yı hedef seçti. Belçika'nın başkenti Brüksel'deki Zaventem Havalimanındaki patlamada 14 kişi ve Brüksel metrosundaki patlamada ise 20 kişi olmak üzere toplam 34 kişi hayatını kaybetti. Patlamalarda 170 kişi de yaralandı. Saldırıyı IŞİD üstlendi.

Her açıdan sivillere yönelik saldırıların lânetlenmesi gereğine inananlardanım, bu tipteki saldırıların dini, ırkı, milleti, gerekçesi olamaz, topyekûn tepki verilmelidir.

Yazının başında ifade ettiğim riyâkârlık realitesi maalesef bugün dünyadaki terör sorununun müsebbibidir. Zira, siyasi ve ekonomik çıkarlar için savunulan, desteklenen ve kullanılan terör örgütleri son kertede kontrolsüz bir hâl alır ve kendi finansörünü vurmaya başlar. Bugün Avrupa'nın göbeğindeki terör saldırılarının, saldırganları affedilemez olmakla birlikte, bu terör Avrupa'nın Orta Dünya'da yaşanan teröre verdiği destekten kaynaklıdır.

Batı'nın teröre verdiği desteğin uzun süredir Türkiye içindeki kesimler de rol model olarak alıyordu. Derin Devlet'in, PKK ile işbirliği yaptığını da, gencecik erlerin PKK pususuna kurban verildiğini de, ülke ekonomisinin heder edildiği 28 Şubat'ta milli gelirin İsrail'e nasıl peşkeş çekildiğini de gördük.

Ancak Türkiye'de teröre verilen destek eskiden gizli yapılırdı. Şimdi ise açıktan yapılıyor. Medya, teröristlere "hendek kazan arkadaş, bu çocuklarla empati kuralım" diyen CHP'liler, terör şartları mevcut değilken terörü tercih eden PKK'yı kollayan HDP örnekleri terörü açıktan destekliyor. Şüphesiz, bu pervasızlığın arkasında yatan temel dinamik çaresizlik. Çaresizliğin aklını başından aldığı bu kesimler, hem terörden hem de teröre destek veren Avrupa'dan, Batı'dan medet umarak onların paçasına yapışıp ağlıyor.

Terör DAEŞ'ten gelince isyan eden, Avrupa'da olunca lânet edenler, teröristi suçlayanlar, Avrupa'daki yayın yasaklarına ehemmiyet gösterenler, kanlı görsel paylaşmayanlar aynı terör PKK'dan gelip kendi başkentlerinde yaşanınca teröristlerle empati kuruyor, kurmayı telkin veriyor, terörist malûmken devleti suçluyor, teröristi koltuğunun altında saklayıp yayın yasağını eleştiriyor, parçalanmış bedenlerin görselini paylaşıp terör örgütü propagandası yapıyor. Bunca ikiyüzlülük, bunca riyâkârlık bunlar için bile çok fazla kaçmış bir hâl alıyor.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Amerika'nın, Suriye'deki desteği için "PYD'ye verilen destek PKK'ya verilen destektir" ifadesini kullanıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Toner ise PYD ile birlikte çalışmaya devam edeceklerinin altını çiziyor.

Brüksel'de saldırganlardan İbrahim el-Bakraoui, Haziran 2015'te Gaziantep'te yakalanıp Türkiye tarafından sınır dışı edilen kişi. Belçikalılar adı geçeni serbest bırakmış. Türkiye'nin bu kişinin yabancı terörist savaşçı olduğu yönündeki uyarısına rağmen Belçika şahsın terörizmle bağlantısını tespit edememiş. Sonuç ise vahim bir terör sadırısı... Ama emin olun buna rağmen kimse Belçika'da "devlet güvenliği sağlayamıyor, hadi darbe yapalım" diye de yollara düşmüyor.

Bunlar, Türkiye'yi mesnetsiz bir biçimde DAEŞ'e destek vermekle itham eden kesimler. Ancak bu kesimler elimizle teslim ettiğimiz DAEŞ üyelerini yakalamaktan bile aciz isimler. Bu isimler, terör örgütü PKK'nın Belçika'da açtığı çadırlara izin veren, terörü destekleyen, teröre verdikleri destek tescillenmiş olan kesimler. Ancak mevcuttaki riyâkârlık, bu gerçeği örtmek için avazı çıktığı kadar bağıran bir riyâkârlık. Suçlu oldukları için sesi bu kadar gür çıkan bir riyâkârlık.

Doğru mu değil mi henüz bilmiyoruz ancak Associated Press (AP), Avrupa ve Iraklı istihbarat yetkilileriyle Fransız bir milletvekiline dayandırarak geçtiği haberinde DAEŞ'in Avrupa'ya karşı düzenlenecek saldırılar için özel kampları bulunduğunu belirtti.

Hiçbir masum sivilin katlinden yana yahut terörden yana değilim. Teröre destek veren Batı'nın Orta Dünya'da desteklediği teröristlerle "empati kuralım" diye bir cümle de kurmayacağım. Ancak en azından Bağdat'ın, Şam'ın, Gazze'nin, Ankara'nın, Diyarbakır'ın göbeğinde korku ile yaşayan çocuklarla empati kurmanızı sağlayan örgütleri, finanse etmenizin faturasını sivil halkınıza ödettiğinizi söyleyebilirim.

Avrupa'nın teröre somut desteği, finansörlüğü yalın bir hamle değil. Avrupa islamofobik tavrı nedeniyle terör gruplarına kolayca kanabilecek genç bir nüfusu da psikolojik olarak terörize eden politikalar izliyor. Bunun en büyük acısını ise masum siviller çekiyor.

Riyâkârlığın yaşam biçimi olduğu bir dünyada, mülteciye kucak açan, yetimi gözeten, haysiyetini üç kuruşa satmayan, terörü bitirmek için uğraşan, terörü destekleyene, zalime, haine karşı tüm gücüyle savaşan bir bayrağın altında olmaktan gayrı bir teselli bulamıyorum. Bu teselli ayakta tutuyor. Bu teselli ile zalimin belini bükebilirsek bükeceğiz, o yüzden tek gayretimiz o teselliyi korumak olmalıdır.

Yenişafak
24 Mart 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER