GÜNCEL

Abdurrahman Erzurum : KARDEŞ TURKİ

Tarih
29 Şubat 2016
İzlenme
3089 Kişi

Son günlerin cafcaflı gündemleri arasında yine önemli bir gelişmeyi ve beraberinde ülkemize dolaylı olarak yapılan bir saldırıyı daha es geçtik. Normal gündemli zamanlarda olsak çok ses getirecek bu gelişmeler maalesef basında ve kamuoyunda hak ettiği yeri alamadı.

Gündem Somali…

Bayram değil seyran değil Somali’de nerden çıktı durup dururken demeniz bile konunun gündem dışı kalmasının bir ispatı.

Önce şöyle bir geçmişi hatırlayalım isterseniz.

Son dönemde Türkiye’nin çeşitli kıtalarda yaptığı açılımlardan en önemlisi Somali ile başlattığı “yüksek düzeyli ortaklık” ilişkisidir. Bu ilişki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2011 yılının Ramazan ayında açlık, kuraklık ve iç savaşın kasıp kavurduğu Somali'yi ziyaret etmesiyle başladı. Bu ülkeye 2. Dünya Savaşı’ndan beri ziyaret eden ikinci Afrika dışı lider Erdoğan oldu.

Türkiye şu ana kadar TİKA, AFAD, Kızılay gibi kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla 500 milyon dolar tutarında insani yardımda bulunarak, Somali'ye dünyada en çok yardım eden ve yatırım yapan ülke oldu.

Ülkedeki açlığın Birleşmiş Milletler tarafından ’insanlık krizi” olarak ilan edildiği 2011 yılından itibaren, ülkede; güvenlik, eğitim, sağlık, devlet kurumlarının inşası, yol, liman, hava alanı, balıkçılık ve enerji konularında yoğun imar çalışmaları yapıldı. Türkiye, ülkenin hastane ve okullarını yeniden imar etti.

Ülkemizde 17 Ağustos'ta toplanan yardımlarla yüzbinlerce insan açlıktan ölmekten kurtuldu. Kızılay yetkililerine göre bu yardımlar olmasaydı 750 bin insan ölecekti.

Başbakanlığın TİKA ve Kızılay aracılığı ile başlattığı yardımlara Beşir Derneği, İHH gibi yardım kuruluşları da çok büyük destek verdi. Yüzbinlerce insana gıda yardımları yapıldı ve TİKA aracılığı ile kurak topraklar suyla buluştu.

Somali’ye yapılan insani yardımların haricinde şehiriçi ana arterlerin asfaltlanması kapsamında 40 kilometre asfalt döküldü. Öte yandan yine Türkiye tarafından yaptırılan sahra hastanesindeki doktorlar, günde ortalama bin 200 hastaya sağlık imkanı sağlıyor.

Açlığın yanında kuraklıkla mücadele eden ülkede TİKA ve DSİ işbirliğinde gerçekleştirilen sondaj çalışmalarının sonucunda ulaşılan su yaklaşık 126 bin kişiye yetiyor. Balık vermektense Somalilere balık tutmayı öğreten Türkiye Somali'de kuraklığa önlem almak ve sahip olunan toprak zenginliğinin farkına varılmasını sağlamak amacıyla Tarım Okulu açtı.

Aslında zengin petrol ve maden kaynakları, verimli toprakları ve tarım arazileri ile çok zengin bir ülke olabilecek Somali, 1980'lerde IMF ve Dünya Bankası'nın tavsiyeleri yüzünden iflas etti. Çoğu açığa çıkarılmamış halde uranyum, demir, kalay, bakır, jips, boksit ve doğal gaz yataklarına sahip olan Somali, 1970'lere kadar İtalya ve İngiliz sömürgesi olan ülke bağımsızlığını kazansa da 1991-2006 yılları arasında kanlı bir iç savaş yaşadı. Ülke şu anda ise Eş Şebab terörüyle uğraşıyor.

Buraya kadar çok güzel, kardeş ve mazlum bir millete daha el uzatmış ve inancımızın gereğini yapmışız. Ama bizim bu çabalarımızın etkileri neler bir de ona bakalım.

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali 6. Yüksek Düzeyli Ortaklık Forumu için Türkiye’de bulunan Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile görüştü.

Görüşmede, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Elektrik Alanında İşbirliği Anlaşması da imzalandı. Toplu taşıma hizmeti bulunmayan Somali’nin başkenti Mogadişu’ya 30 adet otobüs gönderilmesine karar verildi.

Tam da Türkiye’de bu anlaşmaların yapıldığı zamanlarda Somali’de intihar eylemcileri tarafından Cumhurbaşkanlığı sarayı yakınında bulunan hükümet yetkilileri ve yabancıların sıkça gittiği otele saldırı düzenlendi ve 20’ye yakın kişi hayatını kaybetti. Saldırıyı El Kaide bağlantılı El Şebab üstlendi. Eylemin Somali Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’deki ziyareti ve sağlanan işbirliğine tepki olarak yapıldığı belirtiliyor.

El Şebab, Türkiye'yi "mürtet rejime destek veren ve şeriat düzenini yok etmeye çalışan ülkelerden biri" olmakla suçluyor ve 2011 yılından itibaren Türkiye kurum ve vatandaşlarına yönelik saldırılar düzenliyor.

El Şebab örgütü sözcüsü Şeyh Ali Deere'nin El Cezire'ye 'Müslüman halkın en büyük düşmanı NATO ve onun parçası olan Türkiye' şeklinde bir açıklama yapması ise yakın tarihlere kadar Türkiye'yi hedef almayan Şebab Örgütü'ndeki değişimi ispat etti.

Türkiye’nin ülkedeki etkinliğinden rahatsızlık duyan El Şebab bu yüzden Türk hedeflerine zaman zaman saldırılar düzenliyor. Bunlardan bazılarını sıralamak gerekirse;

- Kızılay konvoyuna yapılan saldırıda 5 Somalili yardım görevlisi öldü, 4 Türk de yaralandı.

-Bir Türk işadamı Mogadişu’da kaldığı otelde suikasta kurban gitti.

-İntihar saldırısı ile Türkiye’nin verdiği eğitim burslarının sonuçlarını bekleyen 70 öğrenciyi öldürdü.

-Mogadişu'da Türk Büyükelçiliği'ne ait ek binaya düzenlenen bombalı saldırıda, binayı korumakla görevli bir Türk özel harekat polisi hayatını kaybetti. 3 Türk polisi de yaralandı.

-Mogadişu'da Yüksek Mahkeme binasını hedef alan intihar saldırısında 2'sinin Kızılay ekibindeki Türkler olduğu belirtilen 16 kişi öldü.

-Somali'de, Türkiye'nin Mogadişu Büyükelçiliği inşaatına gece yarısı roketatarlarla saldırı düzenlendi. 5 işçi yaralandı.

-Somali’nin başkenti Mogadişu’da Cumhurbaşkanı Erdoğan Somali ziyaretinden bir gün önce bomba yüklü araçla Türk delegasyonun kaldığı otelin karşısına saldırı düzenlendi.

Somali’deki açlık felaketine karşı insani yardım faaliyeti yürüten gruplara karşı bombalı saldırı şans eseri engellendi.

Mogadişu'daki THY bürosunun güvenlik şefi öldürüldü bir THY görevlisi yaralandı.

Somali'den Cibuti'ye giden Daallo havayollarına ait içinde 10 Türk yolcunun olduğu yolcu uçağında patlama yaşandı. Saldırının uçakta bulunan NATO'ya bağlı bazı istihbarat unsurlarını hedef aldığı öne sürüldü.

Son olarak da Cumhurbaşkanlığı sarayı yakınında bulunan hükümet yetkilileri ve yabancıların sıkça gittiği otele saldırı düzenlendi ve 20’ye yakın kişi hayatını kaybetti.

Bütün bu saldırıları ülkeye İslamı getireceğini söyleyen Eş Şebap üstlendi. 47 yıl sonra ilk defa dünyadan gelecek gözlemcilerin eşliğinde seçimlerini yapacak olan Somali’nin ekonomik sıkıntılardan sonra en büyük baş belası terörizm. Bu ülkede de adından başka İslam’ın başka özelliğini taşımayan bir örgüt var ve ülkedeki fakirliğin en büyük sebeplerinin başında geliyor.

Bilinen bir gerçek ki, saat akşam 6’tan sonra kimsenin sokağa çıkamadığı Somali'de beyaz olarak sokaklarda rahatça yürüyebilen tek yabancılar var o da Türkler.

Karşılık beklemeden yapılan yardımların sonucunda Türklere karşı Somali halkı çok büyük bir sevgi besliyor. Somali halkı Türkleri "Bizim beyazlar-Turki" olarak adlandırıyor ve çok seviyor. Havaalanından şehir merkezine doğru ilerlerken her inşaatın üzerinde Türk Bayrağı görülüyor. Türkiye tüm kamu kuruluşları ile Somali'de.

Başkent Mogadişu'da Avrupa ülkelerinin yeni yeni açılmaya başlanan diplomatik birimleri Birleşmiş Milletlerin güvenli bölgesinin dışına çıkamazken, Somalililer Müslüman beyaz adamları her gördükleri yerde “Kardeş Turki” diyerek bağırlarına basıyorlar.

Burada akıllara takılan en önemli soru şu; Müslümanları temsil ettiğini söyleyen bir terör örgütü neden halkının bu kadar sevdiği Müslüman bir devlete karşı cephe alıyor?

Bu sorunun cevabı hepimizin çok çalıştığı ve bildiği yerden. Maşayı tutan eller aynı ama her zaman ki gibi maşa farklı…

Türkiye’nin bölgede yaptıkları batı dünyasını rahatsız ediyor ve İngiltere ve Almanya 'Türkiye'nin Somali'de bulunmasından dolayı rahatsızlık duyduklarını hiç saklamadan dile getiriyorlar. Türkiye’yi, Somali'den çekilmesi için uyarıyorlar.

Afrika'yı yüzyıllarca istedikleri gibi sömüren, Müslüman halkları birbirine düşüren Batılı güçler, Türkiye'nin Suriye’deki, Irak’taki, Afganistan’daki gibi Afrika'daki etkin gücünü kırmak için yine taşeron örgütlere iş veriyorlar.

Hatta geçenlerde İngilizlerin Türkiye'nin gönderdiği yardımlara engel olmaya çalıştığı ve havaalanına gelen Türkleri görüntüleyip fişlediği bile ortaya çıktı.

İngiltere, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri'yle bağlantılı olduğu düşünülen bazı yabancı istihbarat servisi çalışanlarının yerli terörist gruplarla temasları tespit edildi. Radikal grupların, istihbarat ajanları tarafından RPG, AK 47, ile BKM diye tabir edilen ağır silahlarla silahlandırıldığı bilinen bir gerçek.

Peki bu terör saldırıları sonrasında Türkiye’nin yardımları durdu mu? Kesinlikle hayır artı yardım ve yatırımlar artarak devam ediyor. Doğu Afrika'nın en büyük hastanelerinden biri olan Mogadişu Eğitim ve Araştırma Hastanesinin hizmete açıldı. Yeni Türk büyükelçiliği binası bitiyor.

Terör ve arkasındaki güçler ne yapmaya çalışırsa çalışsın, Suriye’deki gibi, Filistin’deki, Afganistan’daki gibi özbeöz kardeş olan bu coğrafyadaki halkların arasını ve yakınlaşmasını bozamıyor.

Somali halkı yabancı ajanların Eş-Şebap eli ile Türk işadamlarına ve yatırımlarına yönelik saldırılarına tepki gösteriyor artık. Tezgahlarının bozulmasının ardından meydanı Türklere bırakmak istemeyen İngiltere, Amerika gibi ülkelerin üst düzey yetkililerin Somali'yi ziyaret etmesinden rahatsızlık duyan Somali halkı, Müslüman ülkelerin dışındaki yatırımların Somali'ye fayda sağlamayacağına inanıyor.

Somalili polislerin Türkiye'de eğitim alması için daha önce proje başlatan Türkiye, şimdi de terör örgütü ile savaşabilecek profesyonel ordunun kurulması için Somali'ye destek veriyor. Askeri eğitim binaları yıkılan ülkenin Başkenti Mogadişu'da ordunun yönetici kadrosunu oluşturması için 200 kişilik harp okulu ve 100 kişilik astsubay okulu kurularak buradaki askerlere eğitim veriliyor.

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve Başbakan Abdi Farad Şirdan'a göre Türkiye'nin yaptığı yardımlar şehire damgasını vurdu. Her inşaatın her yatırımın üzerinde Türk Bayrağı dalgalanıyor. Değişimin en büyük sebebini Türkiye'nin yardımlarıyla Somali insanın özgüveninin geri gelmesine bağlayan Cumhurbaşkanı Mahmud, "Türk kardeşlerimiz devletimiz ile milletimiz arasındaki boşluğu doldurdu" diyor.

Sonuç olarak Türkiye güzel bir sınamayı daha alnının akıyla başardı. Belki Somali’de süren sorunlar tamamıyla son bulmadı ama ülke uçurumun kenarından döndü ve artık ayakları üzerine basıyor.

Türkiye, Somali'deki başarısını arttırdıkça, “Türk tipi yardım” adında bir yardım türü ortaya çıktı ve Uluslararası yardım modelinin yetersizliği ve niyetini bozukluğu ortaya çıkmış oldu.

Türkiye girdiği mücadeleleri kazandıkça çağdaş-demokratik hükümet anlayışı ile İslami inanç ve değerlerin birleşiminden oluşan yeni bir sistem de birçok ülke tarafından örnek alınıyor.

İşte bu da tüm dost ve müttefiklerimiz(!) tarafından da kaygı ve endişe ile izleniyor. Sadece onlar mı? Bu ülke yönetici ve işadamlarının her gittiği ülkede negatif anlamda lobisini yapmaya çalışan, oralarda yaşanan ufak olumsuzlukları bile günlerce gündem de tutmayan medya ve bu ziyaretlerin önemini anlamayan ve anlayamadığı gibi eleştiren muhaliflerine rağmen Türkiye adım adım başarıyor.

Yine bu ülkenin Cumhurbaşkanı 28 Şubat-3 Mart tarihlerinde 100'ü aşkın iş adamı ile birlikte Batı Afrika ülkelerinden Fildişi Sahili, Gana, Nijerya ve Gine'ye resmi ziyaret gerçekleştiriyor.

Türkiye dünyaya Suriye’de, Somali’de Afganistan’da yaptıklarıyla; insanlığın ne olduğunu, sömürmeden ticaretin nasıl yapılacağını, karşılıksız yatırım ve yardımların nasıl yapılması gerektiğini öğretiyor.Tıpkı bundan yüzyıllarca önce, dünyanın her yerine yerleşip onun bunun ajanlığını değil de adalet ve kardeşliği getiren Hoca Yesevi’nin öğrencileri gibi…


Ajanshaber.com
29 Şubat 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER