SİYASET

Süleyman Özışık : Yalvarırım git, ne olur gitme!

Tarih
30 Temmuz 2018
İzlenme
2183 Kişi

"Bu ülkede iktidar değil, muhalefet sorunu var" dediğimizde kimseyi inandıramıyoruz.

24 Haziran seçimlerinden sonra yaşanan şu tablo bize gerçekten bir muhalefet sorunumuz olduğunu anlatmıyor mu?

Ülkenin umudu olacakları iddiasıyla seçime giren iki partideki duruma bakar mısınız?

CHP'nin seçmeni ve delegesi Kemal Kılıçdaroğlu'na "Yeter, git artık, yalvarırım git" diye yalvarıyor. 

İyi Parti'nin seçmeni ise Meral Akşener'e "Bizi bırakma, yüzünü bize dön, ne olursun gitme!" diye yakarıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu koltuğu bırakmamak için, Meral Akşener ise koltuğu bırakmak için çırpınıyor. 

Birileri Kılıçdaroğlu'nu devirmek için imza topluyor, birileri ise Akşener gitmesin diye kendini zincire vuruyor. 

Seçim döneminde, "Sandıklarda uçanı kaçanı yakalarız" diye iddiaya giren CHP 40 gündür kaç delegenin kurultay için imza verdiğini hesaplayamıyor. 

İş öyle bir durumu geldi ki...

Kılıçdaroğlu'na destek vermek için toplanıp kamera karşısına geçen il başkanlarından bazıları isimleri okunduğunda "Ben burada yokum herhalde” diyerek ses çıkarmıyor. Yanındaki diğer il başkanı, "Yahu buradasın ya!" diye çıkışınca, "aaa evet buradayım, pardon" diyor.

Artık nasıl bir muhalefet boşluğuysa, orada olan bile o boşlukta yok olduğunu düşünüyor!

Umut diye bel bağlanan Muharrem İnce'nin durumu ise tam komedi. 

Seçimden sonra Kılıçdaroğlu ile yediği yemekte, "Beni Genel Başkan yapın. Siz de Onursal Başkan olun" teklifinde bulunan İnce imza durumuna göre konuşuyor.

Yaşar Tüzün, "Yeterli imzayı topladık" dediğinde, aday olduğunu, CHP Genel Merkezi "Yeterli imza toplanmadı" dediğinde ise aday olmadığını söylüyor!

Öyle ayağa düştü ki Tuncay Özkan isimli milletvekili twitter üzerinden, "Sen kaba saba birisin, terbiyesizsin" diye kendisine hakaretler yağdırabiliyor. 

Buna cevap vereceğine, "Korkmayın, sizin de genel başkanınız olacağım" diye pişkin pişkin demeç veriyor.  

İyi Parti'de ise kafalar karmakarışık. Partinin kurmaylarından biri olan Koray Aydın, liderinin kim olduğunu bilmiyor!

Akşener'in evinin önünde açıklama yaparken, "Devlet büyüğümüz Sayın Devlet Bahçeli yarın açıklama yapacak" diyor.

Dedim ben size, "Bunlar MHP'ye gitmek için yol arıyor" diye de inanmadınız bana. Boşuna Sayın Bahçeli'nin elini öpmediler. Yakında Akşener dönse bile bunlar tası tarağı bırakıp kaçacak, görürsünüz!

O değil de...

Penceresinin önünde yapılan "Devlet Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli" sözlerini duyan Akşener'in durumunu düşünebiliyor musunuz?

"Eüüüvv eüvvvv" diye ağlamasın da ne yapsın babaanne!..

Dikkat ederseniz buraya kadar yazdıklarımda Temel Karamollaoğlu'nun Saadet'ini yazmadım. Seçimden önce "Kilit Parti" demeleri boşuna değilmiş.

Adamlar seçimden sonra partinin kapısına kilit vurup gitti herhalde ki sesleri solukları çıkmıyor. 

Aslında Türkiye'de sadece bir muhalefet sorunu yok, aynı zamanda bir de muhalif gazeteci sorunu var. 

Seçim öncesi, "Erdoğan mutlak yenilgiyi gördüğü için seçimi iptal edecek" diyen avanakların bir kısmı o gün bugündür yıllık izinde...

40 günlük izin nasıl oluyorsa artık!

Onlar en azından utanıyorlar. Bir de utanmayan pişkin suratlar var. Seçim öncesinde, "Bu sefer kesin gidiyorlar. Bayramımız yaklaşıyor" diye göbek atan muhalif yazarlar ne yazdığını ne yazacağını bilmiyor adeta...

Bu aralar Kılıçdaroğlu'na sarmış hepsi!

Seçimden önce, "HDP'ye oy verin" diyerek CHP'li seçmeni yönlendirenler de bizzat kendileriydi. Şimdi ise, "Yahu CHP'nin oyları nasıl düşer?" diye hesap soruyor, türlü türlü masallar anlatıyorlar.

Her haltı yiyen onlar, CHP'yi buzdolabı magneti gibi oraya buraya yapıştıranlar onlar ama zora düşünce Kılıçdaroğlu'nu şamar oğlanına çeviren de onlar. 

Bir Yılmaz Özdil'leri var. 

Seçim sonuçlarına öyle içerlemiş, öyle içerlemiş ki gitmiş Atatürk kitabı yazmış. Hem büyükler için hem çocuklar için. Yetmemiş, kreştekiler için bile yazmış!

Bir de diyor ki "İddia ediyorum, Atatürk'ü hiç böyle okumadınız!"

E birader...

Senin yıllardır öve öve bitiremediğin sözde aydın, sözde Cumhuriyetçi öğretmenler 14 yıllık eğitim hayatımızda bize Atatürk'ü anlatamamış. Askerlik hayatımızda, Atatürkçü, laik, Cumhuriyetçi komutanlar da öğretememiş.

Ama sen yıllarca bunların nasıl Atatürkçü, nasıl Kemalist olduğunu anlatıp durdun.

Onu ne yapacağız? 


Neyse...

İnşallah Atatürk'ün koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu için özel baskı yapmıştır. 

Netice itibariyle, "Hiç kimse Atatürk'ün bu sözünü unutmasın. Hattı müdafaa yoktur" dedikten sonra inme inmiş gibi dona kalan Atatürkçü bir liderdir kendileri...

yazının kaynağı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER