SİYASET

Süleyman Özışık : Fetö mağdurları nasıl aklanacak?

Tarih
19 Eylül 2016
İzlenme
5372 Kişi

9 günlük bayram tatilinde özellikle yazmadım. Fetö ile mücadelede yaşadığımız bazı tatsız olayların seyrini takip etmek istedim çünkü...

Memnuniyetle söylemeliyim ki güzel gelişmeler yaşanıyor.

Başbakan Binali Yıldırım'ın talimatı sonrası gerek il valiliklerinde, gerekse Başbakanlık'ta bir komisyon kuruluyor.

Bu komisyonlar, hatayla veya haksız yere Fetö mağduru olanları yeniden dinleyecek. 

Bugüne kadar yürütülen soruşturmalarda 16 kriterden bahsedildi ancak maalesef bu kriterler her il veya ilçede birebir uygulanmadı.

Farzı misal;

Mücadelede kritik eşik, 17/25 Aralık olarak belirlendi. Bu tarihten sonra Fetö terör örgütünün bankasına para yatıranlar, çocuklarını okutmaya devam edenler, sendikalarında görev alanların ihraç edilmesi kararlaştırıldı.

Ama geride bıraktığımız süre zarfında bazı illerde, 2008-2012 yılları arasında bu yapıya gönül desteği verip, 17/25 Aralık sonrası desteğini kesenlerin bile cezalandırıldığına şahit olduk. 

Eğer 17/25 Aralık tarihinden öncekiler de cezalandırılacaksa, o zaman aynı cezaya ben de dahil hepimizin çarptırılması gerekiyor. 

Çünkü o tarihlerde gerek Erdoğan, gerek AK Parti ve gerekse yazarlar içinde bu yapıya destek vermeyenimiz yoktu.

Acı gerçek ama şunu anlatacağım.

Cumhurbaşkanı "Bunlarla ilginizi kesin" diye defalarca ikaz etmesine rağmen Sakarya Büyükşehir Belediyesi 2014 yılında dahi bu yapının bankasıyla iş görmeye devam ediyordu.

Elimde kapı gibi belgesi duruyor.

Belediyenin internet sitesinde, 2014 yılının Aralık ayına kadar, vatandaşlara "SASKİ faturalarınızın bedelini Bank Asya'ya yatırabilirsiniz" diye duyurusu yapılıyordu.

Bu noktada, Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nin yöneticilerine dokunulamazken 2008 yılında cemaat olarak bildiğimiz yapıya destek verenlerin ihraç edilmesi demek, suçsuz günahsız insanların bile bile mağdur edilmesi anlamına gelir.

Bu konuyu burada noktalayıp, biraz da Fetö soruşturması sırasında gözden kaçan isimlerden bahsedeyim.

Yazılarımı takip edenler iyi bilir.

Hakkında kesin belge ve bilgi olmayan hiç kimseyi "Şu Fetöcüdür" diye suçlayıcı yazı yazmadım bugüne kadar. E-mail kutumda Fetö ile ilgili yaklaşık 10 bin ihbar var. Hepsini araştırılmak üzere gerekli mercilere iletmeye çalıştım. 

Ancak içlerinden bir tanesini, dikkatimi çektiği için sizinle paylaşmak istiyorum.

Darbe girişiminin yaşandığı gece darbeci askerler Atatürk Havaalanı'nı işgal ediyor. 

İşgalden bir kaç dakika sonra havalimanında yer ve otopark hizmeti veren TAV personelinin kullandığı whatsapp grubunda ilginç yazışmalar oluyor.

Otopark İşletme Müdürlüğü Yelda Ü. Yaklaşık 200 kişinin bulunduğu whatsapp grubunda, henüz TRT'de darbe bildirisi okunmamışken bir duyuru yapıyor.

O duyuru şöyle:

"Arkadaşlar, sıkı yönetim ilan edilmiştir. İkinci bir emre kadar kesinlikle hareket edilmeyecek, işbaşı yapılmayacaktır. Gerekli bilgilendirme buradan yapılacaktır."

Bu duyurunun ardından bazı personeller, darbecilere direneceğini söylediğinde aynı yöneticinin tepkisi çok sert:

"Sakın!"

Bunun üzerine bazı TAV çalışanları whatsapp grubunu terkediyor ve direnişe katılıyor. Ancak gelin görün ki darbe girişimi bastırıldıktan sonra grubu terkedip darbecilere karşı direnen bazı isimlere hesap soruluyor.

Daha da kötüsü, direnişçi personele o günden bu yana mobbing uygulanmaya devam ediliyor.

Neden?

"Cumhurbaşkanı Erdoğan bizi meydanlara ve havalimanlarına çağırdı" dedikleri için...

Bahsi edilen Yelda Ü. isimli yöneticinin sosyal medya hesaplarına göz gezdirdim. Sayfasından kin ve nefret yaymaya devam ettiğine şahit oldum. 

Köprüde askerlerin kafasının kesildiğine dair yalan yanlış bilgiler paylaşıyor, "Teröristlere yapmadığınızı masum askerlere yaptınız" diyerek direnişçilere demediğini bırakmıyor. "Erdoğan'ın darbe provası" başlıklı haberleri herkese açık olan sayfasında paylaşmaktan geri durmuyor.

Tamam...

Bu yöneticinin Fetö irtibatı bulunamamış olabilir. Ancak, şunun da unutulmaması gerekiyor ki darbeciler de sadece Fetöcü'lerden oluşmuyordu. İçlerinde bazı CHP'lilerin ve hatta AK Partililerin de bulunduğu bazı kesimler bu darbeyi destekliyordu. 

Bu yöneticinin, neden 200 personeline, "İşe gitmeyecek, sıkıyönetim emrine uyacaksanız" diye talimat verdiğini hepimiz az çok anlıyoruz.

Bunca vatan evladının işsiz olduğu yerde darbe destekçisi birinin o görevde olması ve kalması hem bu topraklara hakaret, hem de havaalanı açısından büyük zaafiyettir.

Umarım Ulaştırma Bakanlığı ve TAV yönetimi bu konuda gerekli adımı atar.

Dipnot: Bir sonraki yazıda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı çalışmaları ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nü yazacağım. 

 

internethaber
19 eylül 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER