Muhalefet, eline düştüğü yabancı istihbarat servislerinin sponsorluğunda dizi dizi videolar çeken bir mafya liderinin açıklamalarıyla Türkiye'nin gerçek gündemini trollüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise magazinci rakiplerinin bel altı salvolarına her seferinde yeni bir icraat ve yatırımla cevap verme stratejisini izliyor.
Geçtiğimiz gün de 150 yıllık bir projeyi hayata geçirdi.

Pandemi sonrası kızışan uluslararası rekabette Türkiye'nin avantajını artıracak, Karadeniz'de büyük tonajlı gemilerin yükleme ve boşaltma yapabileceği uluslararası bir ticaret ve sanayi alanı olması hedeflenen Filyos Limanı'nın açılışını yaptı.
Erdoğan aynı gün temelini attığı Doğalgaz İşleme Tesisleri için yaptığı konuşmada da Karadeniz'de 135 milyar metreküp ek doğalgaz keşfedildiğini ve bölgedeki toplam keşfin 540 milyar metreküpe çıktığını duyurdu.
Bloomberg, Reuters, Yunan ve Arap medyasının etkili gazeteleri bu gelişmeyi "Türkiye'nin uluslararası rekabette iddiasına dair çok ciddi bir hamle" olarak değerlendirdiler.
Ne var ki, yabancı basının Türkiye için özel yayın yapan haber portalları başka telden çalıyorlar.
Alman Deutsche Welle'nin (DW) Türkiye yayınlarında, dışarıda bölgesel dengeleri değiştirecek bir gelişme olarak okunan bu haberi "AK Parti'nin 'müjdeleri' bilimsellikten uzak" başlığıyla görmesi örneğin...
CHP Genel Merkezi'nden yayın yapan Halk TV'nin ya da "kıyamet alameti sakallı bebek" manşetleri atan bir kadronun çıkardığı Sözcü gibi bir bulvar gazetesinin bile inmekte zorlanacağı bu seviye, DW için sorun değil mi?
Türkçe'deki yayınlarının bir süredir trolleşen haber dili, sektörün norm belirleyen yayın kuruluşu pozlarındaki DW'nin çizmeye çalıştığı imaja, ticari değerine zarar vermiyor mu?
Yoksa soğuk savaş yıllarında ABD'nin propaganda aygıtı olarak kurulan DW'nin Bonn'daki yöneticileri yine teyakkuz haline mi geçtiler?
Maliyeti göze alıp, duvar yıkıldıktan sonra aldıkları "tarafsızlık" kararını askıya mı aldılar?

***

İŞTE BİZİ BÖYLE KEKLİYORLAR!
Ara sıra, ekrana maskeyle çıkıp reklam arası kameralar kapanınca bezini gevşeten "ekran yüzlerinin" sahtekârlığıyla kafa buluyorum ya... Bir de bunların ağababaları, siyasetçi versiyonları var.
ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıc�� Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci onlardan biri.
Trump'ın "Fauci'yi dinlemediğim için Amerikan halkı çok şanslı" dediği bu numaracının basına sızan e-maillerinde yazdıkları, kameralar karşısında söyledikleriyle taban tabana zıt.

Meğer DSÖ toplantılarında "virüsün laboratuvardan çıktığı" teorisini şiddetle reddetmesine rağmen, aslında ekibi bu teori üzerinde çalışıyormuş...
Şubat 2020'de dönemin ABD Sağlık Bakanı'na gönderdiği e-mailde de, "Maskeler aslında enfekte olmuş kişilerin virüsü yaymasını engellemek için kullanılmalıdır. Bunlar, enfekte olmayan kişileri korumak için kullanılmaz" diye yazmış.
Daha durun, dünyayı kilitleyen, bir yıldır hayatımızı zehreden maskelilerin gerçek yüzleri bir bir deşifre olacak.

***