Devletin kurucu partisi CHP 95. yaşına hizip tartışmalarıyla girdi. CHP'nin iktidarda olduğu tek parti rejiminde kurulan devletin resmi gazetesi Cumhuriyet'te de durum farklı değil.
Gazeteyi FETÖ'nün trol gazetesi haline getiren firari Can Dündar ve ekibi tasfiye edildi. Dündar yönetiminin tasfiye ettiği ulusalcı isimler de yerlerine geri döndüler.
Ulusalcı yeni yönetim "Atatürk Cumhuriyet'e geri döndü" diyerek gidenleri aforoz ederken, gönderilenler de gelenleri "hükümet yandaşı, aşırı milliyetçiler" diye küçümsüyor.
Kuşkusuz, FETÖ'nün afişe olmuş medyasının kapatılmasıyla eşzamanlı olarak Pensilvanya'ya bağlanan Cumhuriyet'e içeriden müdahale edilmesi olumlu.
Zira Savcı Selim Kiraz'ı katleden teröristler için manşetten gerekçe üretecek hale gelen, bel altına inen bir yayının gazetecilikle bağı kaldığını iddia etmek zor.
***
Ne var ki, Cumhuriyet'in rotasından sapmadığı dönemlerde de ilerlediği mecra hiçbir zaman "sivil" değildi. Ta kuruluşundan beri, daima devleti kuran askeri-sivil elitin dümen suyunda yüzdü gazete.
İlk yıllarda Sovyetler'e methiyeler düzen Cumhuriyet, devlet, Avrupa'da yükselen faşizmeyeşil ışık yakınca saf değiştirdi.
Bir anda "Kemalist Türkiye'den Faşist İtalya'ya selam" manşetleri atmaya başladı... Hatta ülkedeki baskıdan ötürü yurtdışına kaçan komünist Nâzım Hikmet'in resmini ilk sayfasına basıp altına "doya doya yüzüne tükürün" bile yazdı.
Ne var ki, çok partili hayat geçince üst üste seçilmeye başlayan Demokrat Parti'yi devirmek için sola ihtiyaç duyulunca Nâzım'ı ilk "memleket şairi" ilan edenler de onlardı.
Hiçbir askeri darbeden uzak kalamadılar... Hatta 12 Mart sürecinde olduğu gibi kimi zaman yazarları "cuntacılıktan" bile yargılandı.
Eski çamlar bardak oldu demeyin... Gazetenin 28 Şubat'taki, e-muhtıra dönemindeki tavrı farklı mıydı? Halka rağmen halkçılığın sloganı olan "göbeğini kaşıyan bidon kafalı adam"türünden klişeler bugün yönetime gelen kafanın eseri değil mi?
***
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.