İsrail ve Yunanistan son zamanlarda hem Akdeniz’de yapılan tatbikatlarda hem de Kıbrıs hususunda pek çok kez ortak hareket ediyordu. En nihayetinde bir dizi ittifak ve yakın anlaşma işbirlikleri sonrasında yine çok büyük bir ittifak anlaşmasına daha imza attılar. Anlaşma, İsrail'in Yunan Hava Kuvvetleri için eğitim merkezi kurup işletmesine dair 1.65 milyar dolar değerinde 22 yıllık bir sözleşmeyi kapsıyor. İsrail ile Yunanistan savunma yetkilileri Mora Yarımadası'nın güneyinde uluslararası bir uçuş eğitim merkezi kurulması için anlaşma imzaladı.
İsrail Savunma Bakanlığı'nın açıklamasında, 1.65 milyar dolar değerindeki bu sözleşmenin İsrail ile Yunanistan arasında bugüne kadarki en büyük savunma tedarik anlaşması olduğuna dikkat çekildi. Yani iki devletin tarihindeki bu en büyük savunma anlaşmasının tam da bu zamanda yapılması tesadüf olmasa gerek. İsrail’in, Yunanistan’a bu kadar yakın olmasının iki temel nedeni var… Bu nedenlerin ilki şüphesiz Kıbrıs’tır. Ortadoğu’da İsrail’in planladığı yeni düzen hareketi son hızla devam ederken, unutulan veya unutturulmaya çalışılan önemli bir yer var. Bu yer İsrail ve ABD için Ortadoğu’daki planların merkez üssü olan Kıbrıs’tır. BOP’un yani BİP’in (Büyük İsrail Projesi) en önemli üs merkezi ve denge unsuru olan Kıbrıs bu manada dikkat edilmesi gereken bir yerdir. İsrail’li işadamlarının Kuzey’deki Rum mallarını satın alırken, 1974 öncesindeki Rum sahiplerini de bularak onlara da ödemeler yapıp arazileri sorunsuz hale getirdikleri de bana gelen bazı bilgilerdendir. Yahudilerin kutsal kitabı olan Tevrat’ta vaadedilmiş topraklar arasında Kıbrıs’ın da olduğu gerçeğini unutmamak gerekir. İsrail’in Kıbrıs'a yerleşme konusunda 2004 yılında Annan Planı sonrası gündeme getirdiği planı kademeli olarak uygulamaya koyduğu da açık bir şekilde görülmektedir. Unutmamak gerekir ki, Kıbrıs İsrail’in burnunun dibinde! Türkiye’ye 44 mil uzaklıkta olan Kıbrıs; Yunanistan’a 600 mil, İsrail’e ise sadece 183 mil uzaklıkta…
Birinci yakın olma temelini kısaca bu şekilde açıklamak mümkündür. Diğer ikinci temel neden ise Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de durdurma ve kuşatma planıdır. Nitekim daha önceleri İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lior Haiat, Tel-Aviv yönetiminin Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanı konusunda Yunanistan’ın yanında olduğunu belirtmişti… Hal böyleyken son zamanlarda Yunanistan üzerinden ABD eli ile Türkiye sınırlarına asker yığılmasını da iyi anlamak lazımdır. İsrail ileride hayata geçirmek için yoğun çaba harcadığı Büyük İsrail Projesi için bölgede en büyük tehdit olarak gördüğü Türkiye üzerine Yunanistan gibi bir maşayı karşı hamle için hazırlamaktadır.
Zaten son dönemde de Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı tutumunu da iyi analiz etmek gerekir. Yunanistan, Türkiye’ye karşı bir maşa olarak kullanılmak için bir hayli istekli… Bir yandan ABD, bir yandan da İsrail tarafından iki devletin de çıkarları için piyon olmayı göze alan Yunanistan, deyim yerindeyse ateşle oynuyor. Geçmişte de Osmanlı Devletine karşı İngiliz piyonluğu yapan ve sonunda denize dökülerek büyük bir hezimet ile karşı karşıya gelen Yunanistan’ın tarihten de ders çıkarmadığı anlaşılıyor. Türkiye bu ittifaka karşı daha güçlü adımlar atmak zorundadır. Başta Rusya olmak üzere, yürüttüğü Avrasya stratejisi kapsamında daha radikal adımlar ile güçlü ittifakları pekiştirmelidir. Nitekim Asya yönlü adımlar atılmaya devam edecektir. Batı Türkiye’ye yapılan bu kuşatmada tarafsız olmayacaktır.
yazının devamı
İsrail Savunma Bakanlığı'nın açıklamasında, 1.65 milyar dolar değerindeki bu sözleşmenin İsrail ile Yunanistan arasında bugüne kadarki en büyük savunma tedarik anlaşması olduğuna dikkat çekildi. Yani iki devletin tarihindeki bu en büyük savunma anlaşmasının tam da bu zamanda yapılması tesadüf olmasa gerek. İsrail’in, Yunanistan’a bu kadar yakın olmasının iki temel nedeni var… Bu nedenlerin ilki şüphesiz Kıbrıs’tır. Ortadoğu’da İsrail’in planladığı yeni düzen hareketi son hızla devam ederken, unutulan veya unutturulmaya çalışılan önemli bir yer var. Bu yer İsrail ve ABD için Ortadoğu’daki planların merkez üssü olan Kıbrıs’tır. BOP’un yani BİP’in (Büyük İsrail Projesi) en önemli üs merkezi ve denge unsuru olan Kıbrıs bu manada dikkat edilmesi gereken bir yerdir. İsrail’li işadamlarının Kuzey’deki Rum mallarını satın alırken, 1974 öncesindeki Rum sahiplerini de bularak onlara da ödemeler yapıp arazileri sorunsuz hale getirdikleri de bana gelen bazı bilgilerdendir. Yahudilerin kutsal kitabı olan Tevrat’ta vaadedilmiş topraklar arasında Kıbrıs’ın da olduğu gerçeğini unutmamak gerekir. İsrail’in Kıbrıs'a yerleşme konusunda 2004 yılında Annan Planı sonrası gündeme getirdiği planı kademeli olarak uygulamaya koyduğu da açık bir şekilde görülmektedir. Unutmamak gerekir ki, Kıbrıs İsrail’in burnunun dibinde! Türkiye’ye 44 mil uzaklıkta olan Kıbrıs; Yunanistan’a 600 mil, İsrail’e ise sadece 183 mil uzaklıkta… Birinci yakın olma temelini kısaca bu şekilde açıklamak mümkündür. Diğer ikinci temel neden ise Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de durdurma ve kuşatma planıdır. Nitekim daha önceleri İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lior Haiat, Tel-Aviv yönetiminin Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanı konusunda Yunanistan’ın yanında olduğunu belirtmişti… Hal böyleyken son zamanlarda Yunanistan üzerinden ABD eli ile Türkiye sınırlarına asker yığılmasını da iyi anlamak lazımdır. İsrail ileride hayata geçirmek için yoğun çaba harcadığı Büyük İsrail Projesi için bölgede en büyük tehdit olarak gördüğü Türkiye üzerine Yunanistan gibi bir maşayı karşı hamle için hazırlamaktadır. Zaten son dönemde de Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı tutumunu da iyi analiz etmek gerekir. Yunanistan, Türkiye’ye karşı bir maşa olarak kullanılmak için bir hayli istekli… Bir yandan ABD, bir yandan da İsrail tarafından iki devletin de çıkarları için piyon olmayı göze alan Yunanistan, deyim yerindeyse ateşle oynuyor. Geçmişte de Osmanlı Devletine karşı İngiliz piyonluğu yapan ve sonunda denize dökülerek büyük bir hezimet ile karşı karşıya gelen Yunanistan’ın tarihten de ders çıkarmadığı anlaşılıyor. Türkiye bu ittifaka karşı daha güçlü adımlar atmak zorundadır. Başta Rusya olmak üzere, yürüttüğü Avrasya stratejisi kapsamında daha radikal adımlar ile güçlü ittifakları pekiştirmelidir. Nitekim Asya yönlü adımlar atılmaya devam edecektir. Batı Türkiye’ye yapılan bu kuşatmada tarafsız olmayacaktır.yazının devamı
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.