17 Ağustos 2015

Bugün 17 Ağustos.. Yakın tarihin gördüğü en büyük felaketin üzerinden tam 16 yıl geçmiş.. 20 yaş altı için hiçbir şey ifade etmediğini biliyorum.. Her şeyi bildiğini zanneden bugünkü genç kuşağın, deprem konusunda hiçbir fikri yok..  Bakın bunu test etmek çok kolay.. Hafif çaplı sarsıntılar olduğu zaman twitter’daki arama kutucuğuna “deprem” yazıp aratın.. Genç kuşağın yaptığı geyik muhabbetini görün.. O vakit ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız..  17 Ağustos bir kesim için adeta yok.. Bugün bu yüzden müsadenizle politikaya bir es verip hayatın kendisi ile tanıştırmak istiyorum bu genç kardeşlerimi..

**

16 yıl önce bugün, sabaha karşı, saat: 3.02.. Bahsettiğimiz felaketin ismi Gölcük Depremi.. Büyüklüğü, Richter ölçeğine göre 7,5... Marmara Bölgesi’nin tamamında yıkıcı bir tesiri olan depremde, Ankara’dan Zonguldak’a kadar yakın coğrafyadaki her yerde hasar kaydedildi.. Resmi verilere göre, 17.480 kişi öldü, 23.781 kişi de yaralandı.. Deprem sonrası 500’den fazla insan sakat kaldı..  285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar gördü. Yüzbinlerce çöken bina nedeniyle bir milyona yakın insan bir gecede evsiz kaldı.. 

**

O günlerin moda tabiri ‘deprem değil bina öldürür’ sözüydü.. Sözün sahibi, ‘Deprem Dede’ diye anılan dönemin Rasathane Müdürü Ahmet Mete Işıkara.. Haksız değildi.. Zira bunca insanın yaşamını yitirmesine yol açan deprem değil, deniz kumuyla yapılmış binalar, eksik demir ve standart dışı betonlarla dikilmiş, gevşek-yumuşak zeminlere dolgu üzerine kondurulmuş evlerdi.. O yıllar İstanbul’da köşe başlarında birtakım emlak ofisleri vardı. Hafta sonları otobüs kaldırır, Yalova, Karamürsel, Gölcük, Değirmendere gibi karşı kıyıdaki yerlere emlak turları düzenlerlerdi.. Bu turlarda tanıttığı yerlerden, uzun vadeli çok düşük rakamlara ev ya da arsa satarlardı.. Bunların en ünlüleri Veli Göçer olmuştu.. Herkes o yıllar ‘bakalım bu adam nerede patlayacak?’ diye yorumlar yapıyordu.. 17 Ağustos’ta patladı.. Depremde Yalova’daki evlerinde198 kişi öldü.  “taksîrle ölüme sebebiyet vermek”ten 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. 7,5 yıl hapis yattıktan sonra tahliye oldu. Veli Göçer’in akrabası ve şirketin taşeronu olan İsmet Kösebalaban, 16 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Parkinson hastası Kösebalaban, cezasının bitimine bir yıl kala cezaevinde yaşamını yitirdi. Aynı davadan yargılanan Veli Göçer’in oğlu Can Göçer ve ortağı Zafer Coşkun’un davaları ise, sanıklar 7,5 sene boyunca firar ettiği için zamanaşımına uğradı.  Resmi rakamlara göre 17 bin ama bağımsız kaynaklara göre 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği deprem sonrası açılan davaların bir kısmını hatırlatacağım size.. Veli Göçer çok sembol bir isim olduğu için medya biraz onun üzerine eğiliyordu.. Ama Göçer Davası gibi 2 binin üzerinde dava açıldı..  Bu davalardan 1800’ü hukuki boşluklardan dolayı cezasız sonuçlandı..  Geriye kalan 300 davanın 110 kadarında ceza verildi, ancak bu cezaların önemli bir bölümü ertelendi.. Bunun dışında kalan davalar ise 16 Şubat 2007 tarihinde 7.5 yıllık zamanaşımı süreleri dolduğu için zamanaşımına uğradı ve düştü..

Alın size birkaç örnek: 

- Düzce Ersoy Apartmanı: 36 kişi öldü, dava zamanaşımına uğradı.

- Düzce Ömür Hastanesi: 11 kişi öldü, dava zamanaşımına uğradı.

- Yalova Ceylankent Sitesi: 98 kişi öldü, 2 sanığa verilen hapis cezaları ertelendi.

- Kocaeli Ubay Apartmanı: 58 kişi öldü, müteahhit hakkında verilen ceza ertelendi.

- Yüksel Sitesi: 316 kişi öldü, 5 sanığa verilen çeşitli cezalar ertelendi.

**

Son bir not.. Depremden sonra emlak işlerinden anlayan bir arkadaşım ‘Avcılar’da daire toplamak lazım şimdi’ demişti.. Deprem İstanbul’da en çok Avcılar’ı vurmuştu.. Ortalama 1.000 kişi burada hayatını kaybetti.. Evler yerle bir oldu. Ayakta kalanlar ise ya yan yattı ya da ortadan çatladı..  Ortalık korkunç gözüküyordu.. Evlerini o halde bırakıp kaçanlar bile olmuştu.. Yok parasına satılmaya başlandı evler.. Ben bir daha kimsenin gidip de aynı bölgede ev alacağını falan tahmin etmiyordum. Yanılmışım. Şimdi bir gidin de bakın. Kimsenin umurunda değil deprem..

YeniAkit