23 Haziran 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in odasında yaptığı görüşmenin muhtevasına dair bilgi yok. Olmasını da beklemeyin. Ancak sanıyorsanız ki, Ahmet Sever’in kitabı gündeme geldi, Erdoğan Gül’e sitem etti falan, bunlar doğru değil..İçerik hakkında size kanaatimi arz edeyim. Muhtemelen Sayın Erdoğan, sayın Gül’e,  yeni döneme dair fikrini sordu.. Unutmayın her ikisi de istişareye önem veren isimler. İstişare etmeden karar vermeyen politik figürler. Ak Parti’nin neden bir önceki seçime göre oylarını düşürdüğü konuşulmuş olabilir. Bundan sonra nasıl yükselteceği konuşulmuş olabilir. Kuzey Suriye’de günden güne yerleşen PKK Devleti üzerine değerlendirmeler yapılmış olabilir. Demirel anıları anlatılmış olabilir.. ‘Bu sene de yaz bir türlü gelmedi azizim’ bile sohbet sırasında geçmiş cümlelerden olabilir. Ama hiç sanmıyorum Ahmet Sever’in kitabı üzerine tek kelime edilmiş olsun.. 

•

Siyasette Gül faktörünün, hiç de azımsanmayacak önemde olduğunu burada defalarca yazdım.. Özellikle de pek çok soru sordum. Örneğin Ahmet Sever imzasıyla çıkan bu kitap içindeki ifadeler, sayın Gül tarafından onaylanmış ifadeler midir, diye.. Sayın Gül bir açıklama yaptı ve  yazılanlardan haberdar olduğunu, muhtevası bakımından kendini rahatsız eden bir durum olmadığını ama yayınlanmasından da memnuniyet duymadığını anlattı.. Bu, şapka çıkarılacak bir beyanattı bana göre. Bu saatten sonra artık Gül’e sorulacak soru yok.  

- Yani Ahmet Sever, tanıklığını Gül’e dayandırdığı her konuda teyit almış durumda..  

- Yani, Gül’ün içinde olduğu hiçbir olay, Ahmet Sever tarafından ‘fitne’ çıksın diye uydurulmuş olaylar değil.. 

•

Olaylar doğru, hikayeler gerçek.. Eyvallah.. Peki ama hepsi bu mu?.. Ahmet Sever ile Abdullah Gül’ün ne denli yakın olduklarına birebir şahidim..Katıldığım dış gezilerde, Sayın Gül’ün, Ahmet Sever’i nasıl konumlandırdığını gördüm. Danışmanından çok sırdaşı gibiydi.. Şimdi böyle bir ismin, üstelik de asıl işi, belgesel-haber ve yazı olan bir adamın, böyle kudretli bir isimle geçirdiği 12 yılda, tanıklık ettiği her şey bu kadar mı?.. Soruyu ters çevirip  bir daha soruyorum. Her şey bu kadar olmayabilir mi?.. Denebilir ki, ‘editöryel bir süzgeçten geçirerek bu kadar başlığa karar verdi Ahmet Sever’..  Hah işte o zaman benim sorum daha bir anlam kazanıyor.. Bu kitapta yazılanlar, Erdoğan ile Gül’ün arasını açacak kadar, Ak Parti tabanındaki motivasyonu değiştirecek kadar, Doğan Grubu’nun partinin içini dinamitleyeceği kadar önemli başlıklar değil ki.. Bunların bir kısmını Oda Tv falan gibi bağımsız muhalif  internet siteleri yazdı zaten.. Bir kısmı da kulaktan kulağa dolaşıyordu.. Beni öyle derinden sarsacak çok önemli bir başlıkla karşılaşmadım. Sadece yüksek sesle söylenmiş olması biraz gerdi ortalığı.. Yoksa konularda bir gariplik yoktu. Şimdi aşk ile bir daha soralım; hepsi bu mu?.. Yoksa Ahmet Sever’in, ‘Sayın Gül okudu ve tashih yaptı’ dediği yerler, öyle cümle hataları, kelime yanlışları falan değil de yüzlerce sayfalık ‘yazılmasa iyi olur’ dediği başka başlıklar mı?.. Ben Ahmet Sever olsam, böylesi bir bilgi havuzunun içinden, bu kadarıyla yetinmezdim. Eminim Ahmet Sever de yetinmemiştir. Merak ettiğim şu, ‘tashih’ sırasında kitaptan çıkarılan bölümler, ne zaman yayınlanacak?.. Kalın sağlıcakla.

YeniAkit