GÜNCEL

Emin Pazarcı : Başbakan’ın söylemedikleri…

Tarih
04 Aralık 2015
İzlenme
1677 Kişi

Konuyu yüzeysel geçti, ayrıntılara girmedi, örnekler vermedi. Başbakan Davutoğlu, geçmişte Türkiye’de yaşadıklarımızdan da bahsetmedi.

Sadece bugün Rusya’nın takındığı tavrın, soğuk savaş dönemindeki Sovyet propaganda taktiklerini hatırlattığını söyledi. “Yalanlar üretir, önce kendileri inanır, sonra da dünyanın inanmasını beklerlerdi” dedi.

Aynen öyle!

Geçmişte, Türkiye’ye de yaşadık bunları. Sovyet Rusya yanlısı Marksist-Leninist silahlı gruplar, bugün Putin nasıl davranıyorsa, aynı tavrı sergilediler. Hep kendilerini aklamak için yalanlar ürettiler. Öğrencilik dönemimiz, hem bizzat kendi yaşadıklarımız, hem de ağabeylerimizin aktardığı örneklerle geçti…

O günleri bizzat yaşayan bir insanım ve Başbakan’ın söyledikleri doğru. Bugün unutulmaya yüz tutan o Sovyetik özellikler, Putin’in açıklamaları ve Rusya’nın gösterdiği tavırla yeniden depreşti.

Başbakan’ın sözlerinin daha iyi anlaşılması için geçmişten iki örnek vermek istiyorum. Üstelik bunlar solun kendi itirafları…

Birincisi, 1977 Yılı’nda 34 kişinin hayatını kaybettiği Taksim’deki kanlı 1 Mayıs olaylarıyla ilgili. O günden bu yana bir “faşistler” söylemidir devam edip gidiyor. Olayın sorumlusu olarak “kontrgerilla”, “polis” ve “asker” gibi aktörler suçlanıyor.

Oysa biz biliyoruz ki, olayın hemen ardından silahlı sol gruplar birbirine girmiş, fraksiyonlar katliamın sorumlusu olarak birbirini göstermişti.

Nihayet, tarihçi Halil Berktay yıllar sonra “palavra” dedi:

-Birbirleriyle çatışan solcular, kendi rezaletlerinden bir mağduriyet yarattı.
Olayın aslını açıkladı:

-TKP ve DİSK, Maocuları Taksim’e sokmama kararı almıştı. Maocular barikata tosladı. Ateş açıldı, izdiham oldu. Polis araçlarından ateş açılmadı.

Buna rağmen o gün bu gündür aynı söylem devam ediyor:

-Faşistler Kanlı 1 Mayıs’ta 34 devrimciyi katlettiler.

Bir başka örnek de Hasan Cemal’in “Kimse kızmasın, kendim yazdım” isimli kitabında yer alıyor…
Mustafa Kuseyri cinayetiyle ilgili.

Mustafa Kuseyri de “faşistler katletti” denilen ve alabildiğine kullanılan bir figür. Sol gruplar, öğrencilik dönemimde “Kuseyri yoldaş ölümsüzdür” sloganları atar, hep başkalarını suçlarlardı.

Öyle olmadığı bilinirdi, bilinmesine de… Onlar ısrarla bu tavırlarını devam ettirirlerdi.

Hasan Cemal, yıllar sonra gerçeği yazdı. Mustafa Kuseyri, kendi arkadaşları tarafından kazayla öldürülmüştü. Kitapta ilginç bir de ayrıntı yer alıyordu:

“Kuseyri’yi, N.A isimli arkadaşı Rus Ruleti oynarken yanlışlıkla vurdu.”
Buna rağmen, bugün Rusların uyguladığı Sovyet Ajitasyon Politikası devreye girdi. Olay ört-bas edildi. Mustafa Kuseyri’ye bir cenaze töreni düzenlenip, kitleler “düşman” olarak görülen karşı tarafa yönlendirildi.
Daha pek çok örnek vermek mümkün…

SSCB döneminde Türkiye’de de, dünyanın çeşitli bölgelerinde de hep aynı taktik uygulandı. Ajitasyon faaliyetinin her türünden örnekler verildi.

İşte Başbakan Ahmet Davutoğlu bunları hatırlatmak istedi!

SSCB döneminde “ajitasyon timleri” vardı…
Trenlere biner, Sovyet Rusya’nın en ücra köşelerine kadar giderlerdi. İnsanları sosyalizm içinde tutacak bir takım filmler izletirlerdi. Oralarda yaşananları kameraya alıp, yeni filmler üretirlerdi. Bunlar da genellikle dünya gerçeklerinden çok uzak, hatta taban tabana zıt olurdu.

Kitleleri etkilemek, birliği korumak ve Sovyet Rusya’nın emelleri doğrultusunda yönlendirmek için her türlü araç kullanılırdı. Ama olmadı, bütün bunlar Sovyetler Birliği’nin dağılmasını engelleyemedi.

Şimdi Ruslar da aynı politikayı uyguluyorlar. DAEŞ’e dolaylı destek verip, üstüne bizi suçluyorlar. Ama unuttukları çok önemli bir nokta var. Dünya çok değişti; artık yalanlar eskisi kadar etkili olmuyor. Değişen dünyada ajitasyon faaliyetlerinin duvara toslaması kaçınılmaz.

Batı dünyasından gelen “Rusların açıklamaları ironik” değerlendirmeleri de bunun bir göstergesi.

Akşam
4 Aralık 2015

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER