GÜNCEL

Elvan Alkaya : Uzay Mekiğiniz Başörtüsüne mi Takıldı ?

Tarih
28 Kasım 2014
İzlenme
2500 Kişi

28 Kasım 2014

Necip Fazıl Kısakürek’in dillere pelesenk olmuş sözüdür “ Başörtüsü Bilime Engelmiş! Heyhat! Siz Uzaya Mekik Gönderdiniz de, Başörtüsüne mi Takıldı?”

Neden mi bu sözü hatırlatarak başladım lafa, dün gündemi işgal eden konu aklıma bu sözü getirdi. Gündemi kaçıranlar için ve gündem hakkında neler düşündüğümü merak edenler için isterseniz hızla başlayayım konuyu anlatmaya…

Önce size Ege ÜniversitesiFen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. E. RennanPekünlü’yü tanıtalım. Kendisini İzmir Güzelyalı Müdafa-i Hukuk İlköğretim Okulu mezunu olması nedeniyle temelden Kemalist ve laiklik savunucusu olarak gören, eğitim hayatındaki başarıları çalışmaları sonucu Ege Üniversitesi’nde Türkiye’nin geleceği genç neslin yetişmesinde bilgisi ile ışık tutan değerli bir akademisyenimiz.

Kendisini İslamcılar gericidir ilkesine adamış olan Pekünlü, Amerika’nın mizahi sitelerinden birinde yayınlanan (ilmi zaytung sitesi theonion) tamamen uydurmasyon “intelligentfalling” (zeki düşüş) haberini gerçek sanarak, köktendinciler yer çekimini kabul etmez eşya düşüşleri tamamen ilahidir, eşyaları tanrı atar safsatasını Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde yayımlamış; daha sonra gerçek ortaya çıkmıştır.

Gelelim gündemi işgal eden konuya. Pekünlü, başörtüsü ile öğrenim taraftarı değildir. Kendisi başörtülü öğrencilerin üniversiteye giriş çıkışlarını kapıda bekleyerek tespit etmiş, yetmemiş fotoğraflarını cep telefonu ile çekip fişlemiş o da yetmemiş tutanak tutmuş, bu da yetmemiş okulun kapısına “Başörtülüler giremez” yazıp asmış, bu bile yetmemiş üniversite salonunda vereceği konferansa da aynı yazının yazılmasını istemiş, bitmedi final sınavına başörtüsü ile giren öğrencilerini polis nezaretinde çıkması için elinden geleni ardına koymamış. Sonunda bu olaylardan dolayı mağdur olan öğrenciler tarafından şikayet edilip 2 yıl 1 ay hapis cezası almış ve cezası onanmıştır. Aldığı ceza nedeni ile 4,5 ay Foça açık ceza evinde kalacak olan Pekünlü, gitmeden önce tüm halka Bornova Belediyesi Nikah Salonu'nda "Evrim ve Evren" konulu ders vermiş ve ders sonunda ağlayarak poz vermiştir. Kendisini anayasanın hükümlerini korumakla mükellef sayan ikna odalarının kapıda fişleme usulü uygulayıcısı Pekünlü yaptıkları için ise “ Ben İzmir Güzelyalı Müdafa-i Hukuk İlköğretim Okulu mezunuyum. Hukukun müdafaasını bize orada öğrettiler, hukukun müdafaa edilmemesi durumunu da Ege Üniversitesi'nde yaşadım. Odamda araştırma yaparken, derslere hazırlanırken, odama gelen öğrencilerin 'hocam aşağıda türbanlı öğrenciler var rahatsız oluyoruz' demelerini ve onların bu çığlıklarını görmezden gelip üç akıllı maymunu oynayamazdım” diyerek savunmuş hatta “O zamanlar başörtüsü ile okula girmek yasaktı, zaten AİHM’e de aykırı bu durum” demekten de geri kalmamıştır.

Artık Pekünlü "Cumhuriyet'in kazanımları tehlikeye girdi mi, bu ülkenin polisi jandarması var demeyeceksin; müdahale edeceksin” cümlesini Foça açık cezaevinde tekrarlar durur…

Bu aradaMüdafai hukuk derken Müdafa-i Hukuk Cemiyetine atıfta bulunulduğunu, dolayısıyla durumu Kurtuluş Savaşı yıllarındaki mücadeleye getirdiğini de hepimiz anladık. PekiKurtuluş savaşında sırtında bebesini değil top mermisini taşıyan, asker için kurşun ve silah yapımında yer alan, hatta cephede savaşan, ailesinin rızkını değil cephedeki askerin karnının tokluğunu düşünen, savaş fotoğraflarımızda hep başında başörtüsü ile kayıtlara geçmiş olarak gördüğümüz kadınların kemikleri, türbanlı genç kızlara hayır dediğinizde sızlamadı mı acaba Pekünlü?Bu topraklar kanla sulanırken şahadet getiren sesler ile çınlıyordu bilmem anlatabildim mi…

Üniversite gençlerinin top sakalına, uzun saçlarına, kot pantolonunun yırtıklığına, kulağındaki küpesine bir zamanlar hangi beyinler tarafından zulüm gösterilip sakalı saçı kesilmiş, küpesi çıkartılmış, kıyafetine karışılmışsa başörtülü genç kızlarımızın üniversiteye girmesine yapılan davranış da aynıdır.Kapıda güvenlik görevlisi gibi bekleyip fişlemek, fotoğraf çekmek, okul kapısına ve konferans salonuna kapıya başörtülü giremez yazmak… Bunun adı ayrımcılık, bunun adı nefret suçu, bunun adı temel hak ve özgürlükleri engellemek değil de nedir?

Ya da demezler mi adama uzay mekiğiniz başörtüsüne mi takıldı?

seslimakale.com 

[email protected]

twitter.com/ElvanKavi

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • Yarın Elbet Elbet Bizimdir...

    28 Kasım 2014
    1 0
    Onlar devran bizim sanıyordu; bu devran bitmeyecek, çektirecez sanıyorlardı ama işte hakkında bi adaleti var... Kimse Sanmasın Bu Tekerlek Kalır Tümsek te Yarın Elbet Bizim Elbet Bizimdir Gün Doğmuş Gün Batmış Ebet Bizimdir.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER