2 Mayıs 2015

Van Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan afiş panolarında, bir ilan aba altından sopa gösteriyor kaç gündür. Simsiyah zeminli afişte eski tip bir musluk. Musluk’tan kan akıyor ve akan kanın altından hem Türkçe hem Kürtçe halka çeşitli sloganlarla ayar veriliyor."Sahip çıkmazsanız uzak değil!", "Bir gün her şey”, "Önleminizi alın", "Bir gün bitecek", "Nefessiz kalmayalım",  "Farkında mısın?"

AK Parti Van Milletvekili adayı Burhan Kayatürk, AA muhabirine, “Konuyu araştırdık ve Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki bir kurumun bunu yaptığını öğrendik. Verilmek istenen mesaj verilmiş, orada kan var, karanlık bir şekilde. İl Emniyet Müdürünü aradım, 'Ne yazıyor, ne denilmek isteniyor, kim bunu yaptı?' diye sorduğumuzda, onların da bilgisinin olmadığını, belediyeye ait su ve kanalizasyon işleri müdürlüğünün susuzlukla alakalı bir uyarıda bulunmak için böyle bir yol seçtiğini kendilerine ilettiğini söyledi" diye açıklama yapmış.

Çok değil, bu afişlerin asılmasından kısa bir süre önce, Ağrı’da PKK’nın silahlı güçleri ile TSK askerleri arasında çatışma çıkmıştı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuyla ilgili "Ağrı'da bir çatışma değil, sahnesi önceden planlanmış, önceden provası yapılmış, önceden hazırlanmış, sahte bir kurgu operasyon vardı” demişti. E haklıydı. Ağrı'da 4 askerin yaralandığı, 5 PKK'lının da etkisiz hale getirildiği çatışma 15 saat sürmüştü.  PKK'lılar çatışmada 10 binden fazla mermi kullanmıştı. Çatışma için hazırlanan mermiler demek ki önceden beri yuvalarında bekliyordu…

Halbuki Nevruz’da Öcalan silahları bırakma çağrısı yapmış, Kandil de buna riayet edeceklerini bildirmişti. Ancak kısa bir süre sonra Ağrı’da kanla kurgulanan korku senaryosunda 10 bin mermi bırakılamamıştı. ‘Halkın HDP’ye oy vermesi için baskı oluşturma propagandası yapılıyor’ iddiaları reddedilmiş, hatta bunu iktidarın bilinçli bir şekilde yaptığı çamuru bile atılmıştı.

Sürekli olarak PKK’la çetin mücadalelerini savunan, onlar doğuda palazlanmasın diye biz dershaneler açtık, emniyet güçlerinde görev alanlar onlara göz açtırmadı nağmesini okuyanlar; bu afişlerin asıldığı günlerde Diyarbakır’da Kışanak’ı ziyaret etti. Hatta Sayın Öcalan demeyi ihmal etmedi. HDP’nin 500-700 bin arası eksik seçmen oyunu tamponlamaya gönüllü bir yapının son çırpınışları mıydı bilinmez… Bu ziyaretin arkasından HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder çıktı sahneye. “Bizim açımızdan yolun sonuna geldik. Artık hükümetin devreye girmesi, bize verdiği sözleri tutması gerekir” diye verdiği demeci, çözüm süreci tıkandı demek istiyordu. Hoş neredeyse her ay, aynı açıklamalarla gündemi işgal eden HDP yetkililerinin bu kelamları kulaklara yabancı gelmedi. Sadece bu olaylar silsilesi ardından ve 7 Haziran seçimleri öncesi söylenmiş olması tabloyu tamamlıyordu.

Önder’in açıklaması sonrası aklıma Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay ‘Tek Çare HDP’ yazısı geldi. Alpay; 3 ay önce “Bu seçimde HDP’ye mi oy vermeli?” sorusunu “Bu seçimde de oyumu tereddütsüz CHP’ye vereceğim” dediğini ama artık öyle düşünmediğini yazmıştı. Nedenlerini sıralayıp, “Bütün yukarıdaki nedenlerle, eğer Erdoğan’ın ihtirasını gemlemek istiyorsanız, bu hiç içinize sinmese bile, tek çare HDP’ye oy vermek. Evet, taktik oylar HDP’nin barajı geçmesine yetmeyebilir; HDP’nin asıl AKP seçmeni Kürtlerden oy alması gerekir. Demokrasiyi savunanlar açısından HDP’den başka çare yok” diyordu. Bazı taşlar nasıl arka arkaya sıralanıyor…

7 Haziran’da en çok merak edilen HDP’nin barajı geçip geçemeyeceği. Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tüm oyları korusa da 500-700 bin arası yeni seçmen bulması gerektiğini artık herkes biliyor. Bu seçmen sayısının pazarlığı gördüğümüz kadarıyla kâh Diyarbakır’ın arka kapısından, kâh çözüm sürecini bitiririz açıklamalarından geçiriliyor.

Benim tahminim Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde nasıl bir sonuçla karşılaştıysak, seçmen aynı şekilde davranacak. Seçimlerde siyasal partilerin korkutma taktiği hiçbir zaman oya yansımamıştır. HDP’nin doğu tabanı belli, daha fazla artış yaşaması zor. Yani baraj için eksik oylarının çoğu yurdun batı tarafında. Doğuda korku senaryosu, batıda barış senaryosu seçim taktiği ise seçmen davranışlarını değiştirmiyor. HDP’ye küfredenlerle şu an yapılan ittifak, Taksim’i Kâbe’ye benzetmek gibi hareketler ise kendi tabanlarının kafasını karıştırmaktan öteye geçmiyor.

İlkokulda okuma yazma öğrendiğimde ilk okuduğum gazete manşeti PKK’nın kurşuna dizdiği insanlardı. Yıllardır doğuda süren çatışmanın izlerini memleketimdeki caddelere, parklara verilen şehit isimlerinde gördüm. Doğu illerine gittiğimde bu çatışmanın bitmesini isteyen bölge insanları ile konuyu çok konuştum. Siz bu sürece sahip çıkmasanız da, bu sürece sahip çıkacak yürekli insanların sayısının çok kalabalık olduğunu düşünüyorum. 6-7 Ekim olaylarında katilleri sokağa çağırarak 40’tan fazla kişinin ölümüne neden olanlara ve o Van’daki afişleri asanlara ‘O musluklardan kan akmayacak’ diyorum! Sizin küstahlıklarınız, sürekli mızmızlanmanız, silaha sarılırız nağmelerinizden de topyekün hepimize gına geldi. Şimdi muslukları açın ve serin sularında kanlı ellerinizi yıkayın, çünkü başka çareniz yok!

Seslimakale.com

[email protected]

@ElvanKavi