20 Mart 2015

Almanya Hamburg’da haftalık yayınlanan DerSpielger dergisi; Aralık 2011’deJürgenGottschlich imzalı haberinde Erdoğan’ınkanser olduğunu iddia etmiş veErdoğan olmadan sadece AK Parti'nin değil Türkiye’nin kaosa sürüklenebileceği imasında bulunmuştu.

O tarihlerde şimdilerde Yunanistan hükümetini kuran Syriza partisinin de üyesi olduğu Blockupy Hareketi ise Almanya’da bir protestoya hazırlanıyordu. Asıl adı Occupy olan ve 2011 yılında Wall Street işgal girişimi sonrası genişleyen hareket, Frankfurt’ta yapacakları protesto için ismini Blockupy olarak değiştirmişti. Mayıs 2012’de Frankfurt Emniyet Müdürlüğü kentte olağanüstü hal ilan etti. Kapitalizm karşıtı “Blockupy” hareketine karşı polis sert müdahalede bulundu. Yüzlerce kişi tutuklandı, gözaltına alındı ve polislerin de içinde bulunduğu çok sayıda insan yaralandı. Ne Merkel, ne Claudia Roth, ne piyanist, ne de Der Spielger çıtını çıkarmamıştı…

Blockupy Hareketi kapitalizmle mücadelesine ilerleyen zamanlarda da devam etti. Avrupa Merkez Bankası’nı protesto etmek için29 Mayıs 2013 tarihinde binlerce üyesini protestoya çağırdı. Blockupy organizatörlerine göre 7 000 polis ve 20 bin Blockupyaktivisti karşı karşıya geldi. Protestocuların barikatlarını polis biber gazı ve coplarla yıkmaya çalıştı. Yüzlerce kişi yaralandı, gözaltına alındı ve tutuklamalar yaşandı.AncakBlockupy direnişçileri ellerinde tencere ve tavalarla kapitalizmi protesto etmeye devam ediyorlardı ve pankartlarında ‘IMF Yunanistan’dan çık’ yazıyordu. Merkel, Claudia Roth, piyanist ve Der Spielger yine kendi ülkelerinde çıtını çıkarmamıştı ama Türkiye’ye bangırdamak için ‘hazır ol’ da bekliyorlardı…

Çünkü aynı tarihlerde Türkiye Gezi Olaylarını yaşıyordu. Gezi Direnişçilerine destek verenler de ellerinde tencere ve tavalarla 48 saat daha direnirse hükümet düşecek naraları altında ülkedeki fay hatlarını ölçümlüyorlardı. Divan Otel'de bulunan Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth, kendi ülkesinde olan bitenlere sessiz kalmış ancak eylemcileri dağıtmak için biber gazı kullanan Türk polisiyle tartışıyordu. Aynı tarihlerde Blockupy üyelerine orantısız güç kullanan polislerinden bihaber gözüken Almanya Başbakanı Angela Merkel, ‘Türkiye’de polis göstericilere orantısız güç kullanıyor, Türkiye’ye gitmeyin’ çağrısı yapıyordu.

Derken Davide Martello adında Alman bir piyanist göründü. Taksim’de 12 saat boyunca aralıksız piyano çalan sanatçı oysa kendi ülkesi saman alevi gibi yanarken ıslık bile çalamamıştı…

Piyanist ile beraber DerSpiegel dergisi de dile geldi. Türkçeye çevrilmiş özel sayısı, ‘Boyun Eğme’ kapağıveMertopoll tarafından “Önümüzdeki Pazar seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz?” sorusuna cevap aradı. Dergi’ye göre AK Parti oy oranı %35 di. Kapitalist düzene direnip gözaltına alınan, tutuklanan Almanları göremeyen Der Spielger kanserden yakından ölebilir demeye çalıştığı Erdoğan için ‘Erdoğan artık o yetenekli siyasetçi değil’demeyi de ihmal etmiyordu…

Aralık 2013 tarihinde Hamburg’ta yine protestocular ile polisler karşı karşıya geldi. “Rote Flora” adlı kültür merkezi binasını boşaltlmakistemeyen sol gruplar Alman polisinin sert müdahalesiyle tanıştı. Yüzlerce kişinin yaralandığı olaylarda kentte sıkıyönetim, basına da sansür ilan edildi.O sıradaolayları kayak yaparak takip eden Merkel kayak yaparken ayağını kırmıştı. Hamburg olaylarına şahit olanlar, ‘Gözümüzle şahit olmasak, gazete ve televizyondan izlesek inanın duymazdık” diyorlardı. Piyanist ise 4 ay sonra Rusya yanlılarının işgal edeceği Donetsk’e gideceği günler için antrenman yapıyordu.

Claudia Roth2014 Ağustos sonu tekrar sahneye çıktı, Türk hükümetiniIŞİD'e silah yardımı yapmaktan suçladı.“Kürtlerin Erdoğan’ın politikasından ve barış sürecinden ciddi şüphesi var” dedi ve 4 Ekim’de heyeti ile beraber180 bin Kobani’linin sığındığı Şanlıurfa'nın Suruç ilçesini ziyaret etti. HDP’li vekillerle sıcak temaslarda bulunan Claudia Roth utanmadan, “Almanya'nın da bu noktada siyasi baskı uygulaması gerekiyor” dedi. 6 Ekim’de HDP'li Belediye Başkanı Gülten Kışanak’la, Mardin'e geçip IŞİD'den kaçan Ezidilerle, Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’le ve Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık'labiraraya geldi.Diyarbakır Barosu, Alman siyasetçiye Suriçi'ndeki Baro Evinde yemek verdiğinde Türkiye’de elli kişinin öldüğü 6-7 Ekim olayları patlak veriyordu...

12 Ekim’de ise gazeteci kılığındaki 5 Alman ajanı Diyarbakır'da gözaltına alındı.12 Ekim’de kendi ajanlarının gözaltına alınmalarına suskun kalan Claudia Roth, ilerleyen dönemde gözaltına alınanEkrem Dumanlı ve Hidayet Karaca'yaarka çıkacaktı…

Mart 2015’te Almanya Frankfurt’ta Blockupy Hareketi tekrar hortladı. 2014’te iki gün Frankfurt‘ta süren “Blokaj eylemi” tekrar yapıldı. Avrupa Merkez Bankası kuruluşunun 15.yılını protestocuların“Avrupa Birliğinin Kalbinde İsyan“ sloganı ile kutladı. Protestoculara karşı orantısız güç kullanan polisler medyada yer almadı. Alman medyası, protestocuların yaktığı polis araçlarını göstermeyi tercih etti. Der Spiegel protestocuların Frankfurt'u savaş alanına çevirdiğini belirtti. Frankfurt’taki çöp kutularını ve sokakları yakan protestocuların dumanı şehrin kilometrelerce uzağından görülebiliyordu.

Eylemi görüntülemeye çalışan LidiaPedro adlı bir kadın gazeteci, Alman polisinin habercilere saldırdığını söylediğinde,Claudia Roth, Zaman gazetecilerine sahip çıktığı kadar kendi basınına sahip çıkamadı. Sokaklardaki kalabalığa göz yaşartıcı gaz, boya ve tazyikli su kullanan Alman polisi yüzlerce kişiyi yaraladı, gözaltına aldı. Olaylarda 5 bin polis yetersiz kalınca çevre kentlerden takviye yapıldı. Göstericiler Main nehri üzerindeki köprüyü trafiğe kapattı.Frankfurt kentini, 20 binden fazla gösterici adeta ablukaya aldı. Federal Adalet Bakanı HeikoMaas, Frankfurt'ta çıkan olaylardan sonra twitter'de yazdığı mesajlarda gösteri hakkının suistimal edildiğini, kim bunu yaparsa kanunun sertliğini hissedeceğini söylüyordu.

Federal Polis Sendikası Başkanı OliverMalchow ise Frankfurt'taki gösterilerde ağır suçların işlendiğinden bahsederek, böyle durumlarda 'gösterici' kavramının yanlış kullanıldığını söyledi. Frankfurt'taki dükkânlar camlarına "Bugün kapalıyız" yazdı. Protestocular Merkel’e Yunanistan Syriza’sını köşeye sıkıştırmaya çalıştığı için küfrederken, O, Rusya’ya yapılacak ekonomik ambargoların peşindeydi. Putin ise bu olaylar sırasında sırra kadem basmıştı…

Ha unutmadan! Mayıs 2014’te Der Spiegel, Soma Faciası haberini internet sitesinde “Cehenneme git Erdoğan” başlığı ile servis etmişti. Manşet açıklaması olarak bir madenci yakınının sözleri olduğunu belirtmişti. Piyanist de aynı tarihlerde İzmir Gündoğdu Meydanı'nda maden faciasının mağdurları için çalmıştı…

Blockupy Hareketi protestocularından birinin yakını iddiaya göre şöyle demiş: ‘Bu Claudia Roth, Merkel ve piyanist bizim hareketlere neden destek vermiyorlar! Hele Merkel yok mu o Merkel! Türk çocuklarının eğitim hakkını alt seviyedeki okullarda okutarak, hayatlarını kuaför ya da tamirci olarak sürdürmesine göz yumuyor. Yetmezmiş gibi, Türklerin vatandaşlık haklarını da gasp ediyor. Dönerci cinayetleri, yakılarak öldürülen Türk vatandaşlarının davaları ve ırkçı saldırıların mahkemelerinihabire hasıraltı ediliyor. Bir de şimdi Almanya’nın başınaPutinleSyriza’yı sardı. Cehenneme git Merkel!’

Bize de İadeyi manşet olarak, bu arkadaşın son cümlesini yazı başlığı yapmak düştü.

Ne demişti? ’ Cehenneme Git Merkel!’

Seslimakale.com

[email protected]

@ElvanKavi